23 Nisan 1920'de kurulan, 29 Ekim 1923'de ilan edilen cumhuriyetimiz, milletimizin öyküsüdür.

Meclisin açılışının 1. Yıl dönümünde 23 Nisan 1921'de açılış gününün "milli bayram" ilan edilmesini isteyen iki vekile ilk karşı çıkanlar meclisteki saltanat yanlıları kutlama, eğlence gibi etkinliklerin "İslami ahlaka" uymayacağını ileri sürmüşlerdir.

Kuruluşundan bir yıl sonra kutlanmaya başlanılan ve 100 yıldır devam eden bu gelenek ilk kez ABD icazeti ve yönlendirmesi ile darbe yapan sözde Atatürkçü Kenan Evren darbeden bir yıl sonra 1981 de 23 Nisanların resmi tatil olmamasını ve sadece "çocuk bayramı" olarak kutlanmasını karara bağladı.

Milli egemenliği darbe ile yok edenlerin, milli egemenlik kavramından allerji duymaları normaldi. Ancak ne kadar diktatörde olsalar kamuoyu tepkileri üzerine geri adım atarak tekrar resmi tatil uygulamasına devam edildi.

23 Nisan 1920'nin Anlamı Nedir?

Kasım-Aralık 1919 da yapılan seçimlerde 168 milletvekili seçildi. Seçilenlerin çoğu Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyetindendi. M. Kemal Erzurum'dan seçildi.

Mustafa Kemal ve birkaç arkadaşı İstanbul'un işgal altında olduğundan dolayı Ankara'da kaldılar. Mustafa Kemal İstanbul hükümetine çektiği telgraflarda işgal altında alınacak kararlarda Milli İrade tam yansımasının mümkün olamayacağını söyledi.

Bunun için meclisin İstanbul dışında bir yerde toplanmasını İstese de Padişah ve Hükümet Kanuni Esasi gereğince Osmanlı Meclisi Mebusan'ının başkent İstanbul'da toplanması gereğini ileri sürerek bunda ısrar etmelerine, Mustafa Kemal İtiraz etmemiştir.

Mustafa Kemal Anadolu'dan İstanbul'a gidecek milletvekilleriyle Osmanlı Meclisinde yapılacak gizli oturumunda alınacak kararda misakı milliyi kabul etmeleri gereğini görüşmüştür.

Mustafa Kemal etkisi ile Osmanlı Meclisinde alınan bu karar işgalcileri son derece rahatsız etmiş ve Osmanlı Meclisi 16 Mart 1920 de işgalciler tarafından basılmış vekiller tutuklanarak Malta adasına sürgüne gönderilmiştir.

Mustafa Kemal çoğunluk Anadolu'dan seçilen vekillerin tutuklanmasına misilleme olarak Anadolu'da görevli çoğunluk üst düzey İngiliz subaylarını tutuklatır. Ve sonuç alır.

Osmanlı Meclisinin dağıtılması üzerine Ankara'da olağan üstü yetkilere sahip toplanacak bir meclis için tüm illerde vekil seçimleri kararı aldırır. Bu karar en çok işgalcileri rahatsız eder.

Çünkü Kemalistleri ve kongreleri adım adım takip eden ajanlar Anadolu'da kurulacak milli bir devletin engellenmesi için ellerinden geleni yaparlar.

Hindistan dahil birçok ülkelerden ve içeriden devşirilen özel eğitimli ajanlar ile Mustafa Kemal'e suikast planları yapılmış ancak bu operasyonlar yetenekli subaylarca bertaraf edilmiştir.

Dünyanın en büyük sömürge İmparatorluğunu kuran İngilizler idare altına aldıkları çoğu Müslüman mazlum uluslara örnek olabilecek bir milli devlet projesini engellemek için her türlü yola başvurur.

Ve Anadolu artık her milletten İngilizler için çalışan ajanların kaynadığı aynı anda onlarca değişik yerleşim birimlerinde iç isyanların başlatıldığı bir coğrafya olmuştur. İngilizler bu iş için çok büyük kaynak harcar; birçok kritik kişiye maddi çıkar sağlarlar.

Osmanlının imzaladığı Mondros teslimiyet antlaşmasını çöpe atan, dünyanın en haklı, en demokratik ve en kutsal isyanını başlatan Anadolu halkı ve liderleri padişah hükümeti tarafından "din düşmanı" "vatan haini" ilan edilir.

Osmanlı Şeyhülislam Dürrizade Abdullah, Mustafa Kemal ve silah arkadaşları için "katli vacip" (görüldüğü yerde öldürülmeleri) ve bu yolda ölenlerin şehit olacağını bildiren fetvası, İngiliz uçakları ile tüm Anadolu kentleri üzerine atılır.

Belli bir plan üzerine büyük kaynaklar harcanarak çıkartılan iç isyanlar ile çembere alınan Ankara'nın teslim alınması hesaplanır.

Bir taraftan dört bir tarafı işgal edilmiş yurt toprakları, diğer taraftan iç isyanlar ve suikast timleri durumu ne kadar zorlaştırsa da Meclis 23 Nisan 1920'de açılır.

Mecliste yer alan padişah ve saltanat taraftarı vekiller Padişahtan icazet alınması için İstanbul'a heyet gönderilmesini istese de Mustafa Kemal ve arkadaşlarının isteği doğrultusunda TBMM hükümeti kurulur. Mustafa Kemal "İstanbul demek Londra demektir." Cümlesi ile başlayan uzun konuşmalar ile açık ve gizli oturumlarda durumu yönetir.

Henüz ordu kurulmadan meclis kurulmuştur. Memleket yangın yeridir. Vatan sever de olsalar durumdan ümitsizler çok fazladır.

Amerikan mandacıları, İngiliz Mandacıları Saltanat ve halifeciler gerek kongreler sürecinde, gerekse TBMM içerisinde etkili olmaya çalışırlar. Amerikalı ve İngiliz gazeteci görünümlü ajanlar kulis çalışmalarında oldukça etkilidirler.

İşin en başında 22 Haziran 1919 da Amasya'da yapılan gizli ihtilal toplantısında, "Vatanın bütünlüğü milletin istiklali tehlikededir. İstanbul hükümeti üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememiştir. Milletin bağımsızlığını yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır." Maddeleri ile alınan kararda ilk defa milletin iradesine vurgu yapılarak Cumhuriyete giden yolun ilk taşı döşenmiş, ilk işaret fişeği atılmıştır.

"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözü ile en temel felsefesini ortaya koyan kurucu irade, aslında Cumhuriyeti 23 Nisan 1923'te kurmuştur. Ve üç yıl önceden kurulmuş olan Cumhuriyet 29 Ekim 1923'te ilan edilir.

Avrupa'da ise 1789 da demokratik burjuva devrimleri ile başlayan süreçte başta Büyük Britanya, Fransa, Almanya İtalya vb ülkelerde İmparatorluklar tarihe gömülürken Ulus devletleri kurulmaya başlar.

Sanayileşme devrimini ıskaladığından ve kapitülasyonlarla fakirleşen ve yarı sömürge haline gelen Osmanlı 1854 te ilk dış borcunu almış, 1875 te iflas ettiğinden moratoryum ilan etmiş ve 1881 de maliyesine el konulan Osmanlı yıkılmıştır.

1881 Duyunu Umumiye ve 1918 Mondros antlaşması arası 37 yıl süren uzatmaların en temel sebebi sömürgecilerin özellikle İstanbul ve Anadolu'nun nasıl paylaşılacağı konusunda anlaşamamalarıdır.

1.Emperyalist Paylaşım Savaşı (1.Dünya savaşı) ile yeni yükselen güç ABD yeni dünya düzenini hakkında görüşlerini Başkan Wilson'ın adıyla anılan 14 Maddelik prensiplerinin, 12. Maddesi dağılan Osmanlı toprakları ile ilgilidir.

(Wilson Prensipleri 12. Maddesi: Bugünkü Osmanlı İmparatorluğundaki Türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı. Türk yönetimindeki diğer uluslara her türlü kuşkudan uzak özerklik için özgürlük verilmeli. Çanakkale boğazı uluslararası gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır.)

Evet 10 Ağustos 1920 de Fransa'da Osmanlının imzaladığı 433 maddeden oluşan teslimiyet antlaşması Sevr, ABD nin Wilson prensiplerinin 12. Maddesini temel alır.

Dayanağını Wilson prensiplerinden alan Sevr'in güncellenmiş hali BOProjesidir.

ABD icazeti ile Milli Egemenliğe karşı 12 Eylül 1980 darbesini yapan diktatör Kenan Evren'in 23 Nisanı kutlaması zaten eşyanın tabiatına aykırıydı ve tavrını da koymuştu.

Kenan Evren her fırsatta Atatürk kelimesini dilinden düşürmemiş her yere Atatürk adını vermiş, her yeri Atatürk heykelleri ile donatmıştır. Bu bir şaşırtmadır.

Atatürk'ün en önem verdiği Türk Dil Kurumunu ve Türk Tarih kurumunu kapatmış, İş bankası hisselerini hazineye devretmiştir. Ancak sonraki dönemlerde başlatılan hukuk süreci ile bu kararlar iptal edilmiştir.

Kenan Evren Sevr'e giden yolun taşlarını döşemek adına "Türkiye Federasyon ile yönetilmelidir" fikrini işlemiştir. (Bkz "12 Eylül 1980 in Derin Misyonu Federasyon" Cengiz Özakıncı)

Kenan Evren şekilci bir batıcılık ve Türk-İslam sentezciliğini Atatürkçülük olarak yutturmaya çalışmıştır.

23 Nisanı yasaklayan Kenan Evren, ABD nin SSCB karşısında "komünizm ile mücadele" amacıyla "yeşil kuşak" projesi kapsamında siyasal İslamcılığa hizmet etmiş ve Suudi finans şirketlerinin devreye girmesi sağlanmıştır.

23 Nisanlar neden çocuklarımıza armağan edilmiştir?

23 Nisanda kurulmuş en faziletli rejim ve kimsesizlerin kimsesi olan cumhuriyetimiz, aynı zamanda cephelerde bedeller ödemiş bir milletin yetim öksüz çocuklarınındır. 23 Nisanlar geleceğimiz olan çocuklarımızındır.

Onca zorluklara rağmen, 101 yıl önce egemenliğini ele alan milletimiz kurduğu TBMM'nin yönetiminde başlattığı kutsal isyanla işgalcileri yenmiş ve ulusal devletini kurabilmiştir.

Bu millet 101 yıl önceki en umutsuz anında bile umutsuzluğa yenilmedi ve hiç yenilmeyecektir.

23 Nisanlar Kutlu Olsun.