Altıparmak’taki Akademi Kıraathanesi, gençlik dönemimizin önemli noktalarından biriydi.
Bursaspor’un sembol isimlerinden Necati Göçmen Abimizin mekanıydı.
Mekanın müdavimleri genel olarak oldukça renkli kişilerdi.
Ama en önemli figür tartışmasız Kerim Baba’ydı.
Kerim Baba, çay ocağı ve kıraathanenin genel işleyişinden sorumluydu.
Müthiş bir gözlem yeteneğiyle, mekana takılan herkesin ciğerini bilir ve ona göre davranırdı.
Oraya gelen herkesin sonsuz sevgi ve saygısını kazanmıştı.
Baba, öğleden sonraları çaktırmadan ufak ufak demlenir, demlendikçe daha bir keyiflenir, muhabbetinden hoşlandıklarıyla laflamaya başlardı.
Akşam üzeri mekanın sakinleşmesiyle de çaktırmadan evin yolunu tutardı.
Nadiren bazen aynı mekanlarda ve çilingir sofralarında denk gelirdik.
Ona yakın olmanın bile ayrı bir havası vardı.
Pedro, Kerim Baba’dan duyabileceğiniz en özel hitap şekliydi.
Makara yapacağı anlarda ya da tepkisini çeken kişilere karşı, ‘’Nabıyon be Pedro’’ diye seslenirdi.
Bursaspor, devre arasına puan sıralamasında son 4 takım arasında yer alarak girdi.
Gizli Başkan da takımı yüzüstü bıraktı gitti.
Üstelik transfer tahtası kapalıydı.
Belediyenin el atmasıyla tahta açıldı.
Ancak biz elimizdeki pırıl pırıl gençleri Trabzonspor’a kaptırdık.
Zaten bir işe yaramayan yabancıların bazıları da kulübü terketti.
Bu arada 2 yerli 2 yabancı oyuncu transfer edildi.
Son atımlık barut artık işe yarar yerler için kullanılmıştır diye düşündük.
Maçlar başlayınca gördük Pedro’muzu!
Samsun deplasmanında kendisi de dahil hiç kimsenin çözemediği golü sonrası, acaba mı dedik!
Ama bu haftaki Ankaragücü deplasmanında saç baş yoldurdu hepimize!
Belli ki büyük fiyasko olacak!
Kerim Baba’nın Pedro’su kesinlikle bu olmalı!
Yıllar öncesinden görmüş rahmetli!
Nur içinde yatsın!