Dinimi geleneğimi göreneğimi ailemden öğrendim.

Öyle bir aile ki; 60'larda Çekirge' deki kız çocuklarına hayır için Kuran-ı Kerim öğretip hatim indirten, başka illerden rızasını almak için ziyaret edilen Hacı Gülşen'in torunuyum.

Sizin yaşınız tutar mı bilemem ama bizler Cuma namazlarında cami cami gezer her Cuma yeni şeyler öğreneceğimiz akide sahibi hocaları, vaizleri takip ederdik.

Bir gün bütün camilerde din işlerinin bağlı olduğu devlet bakanlığının onaylayacağı konuda ve aynı vaaz verilecek diye bir KHK çıkınca birkaç kez daha gittim.

Baktım ki din, ahlak ve eğitim içermeyen devlet işlerini anlatan biraz da siyaset kokan vaazlar okunuyor...

Daha da gitmedim.

Cuma namazları elbette borcumdur, benden bedelinin ve hesabının sorulacağını biliyorum.

Ama vıcık vıcık siyaset kokan o çeteleleri hazırlayanlardan ve okuyanlardan daha günahkar olduğumu düşünmüyorum.

Siyasetin zemini fıtratı gereği kaygandır.

Siyasi partinin başındakilerin birbirleri hakkında ya da bir konu hakkında söylediklerinin sapmalarına bir göz atarsanız ne dediğimi anlarsınız.

Onlar kazanmak için her yolu denerler.

Ama inanç kayıtsız şartsız ve tartışmasız teslim olmayı gerektirir.

O nedenle Diyanet ne dediğini ve dediklerinin nelere gittiğini bilerek yorumlar yapmalıdır.

Sırf icat çıkardı diye Hazerfan'ı lanetleyen fetvanın hükmü ve akılla açıklanacak bir yanı yoktur.

O kafa o fetvayı verirken yanlış olduğunu bal gibi biliyordu ama kendine ve inancına saygısı olmadığından ve dahi uyanıştan korktuğundan gereğini (!) yapmıştı.

Ben Diyanet'in elinden çıkan çocuk gelin adetini kınayan, erkek çocuk tacizini lanetleyen, sabi yaşta şehzadelerin boğulmasına yanlış diyen, kul hakkının her türlü borcun üstünde olduğunu anlatan bir fetvasını okumadım.

Ama makam aşkıyla atamada imzası olan muktedirleri yalayıp yutmasına her dönemde rastladım.

Zeytin, ceviz gibi içinde her türlü vitamin ve minerallerin bulunduğu meyve sebzeye kulp takacaksın ama karbon hidratı kutsayacaksın.

Siz tam da bu noktadasınız.

Beynin doğru çalışması için gereken besinler tüketilmezse ve sadece karbon hidrat yüklenirse beyin arıza verir.

Bunu bal gibi biliyorsunuz ama söylemek işinize gelmiyor.

Dini ve ahlakı öğretmek yerine dini siyasete vasıta olarak kullanmanın vebali büyüktür.

En son icadınız olan deniz mahsulleri haramdır fetvanız baştan aşağı hurafedir ve dayanaktan yoksundur.

Siz dediniz diye bir şey haram ya da mekruh olmaz.

O nedenle gerçeğe giden tek tarikat Kuran-ı Kerim'de anlamını bulan yoldur.

ALLAH' ım başta siz olmak üzere hepimizi kul hakkı yükünden korusun.

Bu dileğim sizden önce görev yapanlar ve daha sonra görev yapacaklar içindir.

Ben bir Lütfü Doğan hatırlıyorum.

Görev yaptığı dönemde sevilirdi ama sonrasında sanırım CHP de profesyonel siyaset yapınca gönlümden düşmüştü.

Makamınızın kıymetini bilin ve sahip çıkın ki; görev bitince arşive gömülmeden, Elmalılı Hamdi gibi tarih sizi yazsın.

Sizin makamınız tartışılan değil, danışılan makam olmalıydı.

Ben sizi ve kurumunuzu ciddiye almayalı on yıllar oldu ama sizlerin yanlışları yüzünden DEİST bir nesil yetişiyor.