"Danışman" yazıp ne işe yaradığını açıklamaya gerek var mıdır?
Adı üzerinde işte!
Bilmediğin, anlamadığın konularda yanlış adımlar atmamak, hatalı kararlar almamak için danışacağın insan ya da kurum demektir.
Benim ülkemin dışında danışmanlar akil insanlardan seçilir ve sözleri itina ile dinlenir.
Hani derler ya akıllı yöneticiler, çalışmak için kendilerinden daha akıllı insanları seçerler.
Biz de nasıl oluyor diye sormaya gerek var mı?
Bizde danışman "Ben patlıcanın değil sizin dalkavuğunuzum padişahım" kıvamından günümüzde "En iyisini siz bilirsiniz efendime" kadar evrilmiştir.
Bir liderin yerinde olmak istemezdim.
Ömrü boyunca kendisine ayırdığı zaman dilimi ya uyku ile ya da nefes almakla geçer.
Rutin programlara ayırdığı zaman ziyadesiyle vaktini alırken, her zaman bir şeylerin sorulacağı, kararların alacağı, sorunlara çare olunacağı sorumluluğu adamı yer bitirir.
İşte "danışman" o düğümleri çözen akil insandır.
Danışmanın kifayetsiz ise Marmara çırası gibi yandığının resmidir.
Onun dedikleri, kim ifade ederse etsin, sizin ağzınızdan çıkmış olarak kabul edildiği için düzeltmek için yapılan bütün özürler, özrü kabahatından büyük kıvamında değerlendirilir.
Ramazan ayında üzerinde tartışılacak en son şey alkol satmak ve içmek iken gündemin ilk sırasına oturması danışman hatasıdır.
Alkol içen laik ve çağdaş, içmeyen ise gerici gibi, hiçbir değeri, anlamı ve mantığı olmayan bir tartışma ülke gündemine lök gibi oturdu.
İçmeyenin içene karışamayacağı ama zaten Ramazan ayında marketten satın alınmak istenmesi ar kabul edilen çok güzel bir toplum geleneğimizin üzerinde tepinmeye başladık.
Neden?
İş bilmeyen bir aklı evvel danışman yüzünden...
O danışman önce şunları öğrensin!
Alkol, sigara, kumar sağlığa, topluma ve cebe zararlıdır değil mi?
Siz bunlar az kullanılsın diye dolaylı vergi bombardımanı yaparsanız ne oluyor biliyor musunuz?
Merdiven altı alkol üretip satanların ekmeğine yağ sürerken, hem vergi kaybediyorsunuz hem de toplumu zehirlenmesine çanak tutuyorsunuz.
Bir market sahibi biz zaten Ramazanda içki reyonlarımızı karartıyorduk ama önümüz bayram, şimdi yasağa tepki olarak kaçak üretilen içkiler alınacak bayramda millet kör olabilir dedi.
Sigarada da farklı şeyler olmuyor.
Millet sarma sigaraları, evde kurduğu tezgahla otomatik makinalarla doldurup satmaya başladı.
Kullanılan tütün ise hiçbir denetim ve filtreden geçmediğinden, ciğerleri daha çabuk bitiriyor.
Kumar ayrı bir felaket oldu.
Lokallerde, bitirimhanelerde oynanan kumardan bahsetmiyorum.
Konumuz devlet iradesi ile oynatılan kumardır.
Eskiden ayın 9-19-29 günlerinde, bayramlar ve Yılbaşında çekilen Milli Piyango, haftada bir Spor Toto ve çok az bilinen at yarışı vardı.
Sonra lüks otellere "CASİNO" girdi ve küçük esnafın bütçelerine büyük darbe yaptığından yasaklandı.
Peki günümüzde durum nasıl?
Tam bir kumar ülkesi olduk.
7 X 24 X 364 gün kumar oynamaya başladık.
O danışmanlar ticarete elini atarsa demeden attılar ve her şeye rağmen ayakta duran, vadeli çekler üzerinden güvene dayalı sürdürülen ticaret hayatının altına dinamit koydular.
Ey halkım! Sana her gün her dakika kumar oynama ve köşeyi dönme imkanı sağlayanlara selam olsun.
Bu arada çaktırmadan organize edilen "YASAL CASİNO" kumarı da vatana millete hayırlı olsun. Reklamını yapamamak için yazmıyorum.
Şimdi bütün bunlar ayan beyan yaşanırken yasası olmadan alınan " KISITLAMA GÜNLERİNDE ALKOL SATIŞI YASAK" kararının tartışmalarının kime zarar verdiğini çok bilen danışmana sormak lazımdır.