Bugüne kadar yazdığım yazılarda hep Bursaspor'un odak noktasının bu sezon süper lige çıkmak olması gerektiği, bu sezon şans devam ederken başka bir konuya konsantre olunmaması gerektiğini savundum.
Bugün Bursaspor saha içinde 2-1 kaybederken, saha dışında da artık odak noktasını başka konulara çevirmeye bıraktı. Katıldığım yayınlarda, yazdığım yazılarda Bursaspor'un Bolu deplasmanında kazanma ihtimalinin %30 olduğunu, mücadele ederek puan alabileceğini fakat mağlubiyet durumunda hedefin kalmayacağını söylüyordum. Matematiksel olarak devam ediyor evet...
Fakat oynanan oyun içinde bireysel oyuncu performanslarının dalgalanması, yedekten gelen oyuncuların saha içine verdiği katkının yetersizliği bugün gelinen ortamı yarattı. Nasıl ki Akhisar maçında sonradan oyuna girenler maçı aldıysa, bugün de girenlerin etkisizliği ve kırmızı kart maalesef maçı verdi. Saha içine biraz değinip, yeni odak noktasına geçmek istiyorum. Bugün Bursaspor iki tane farklı 45'er dakikalık planla sahaya çıktı. İlk yarı rakibe topu verip, rakibin geçmiş haftalarda gösterdiği taktiksel disiplin ile onları vurmaya çalışırken, Bursaspor hücum geçişlerinde, bireysel oyuncu performanslarının yetersizlik sebebiyle hücumda çok etkisiz kaldı.
İlk 45 dakika da tek pozisyon Mustafa Çeçenoğlu'nun şutunda Taha'dan seken topu Ataberk'in kurtarmasıydı. İkinci 45 dakikaya Çağatay-Ramazan değişikliği ile başladık. 4-2-3-1 düzenine dönüp bu kez daha önde basan, hücum düşünen görüntü vererek başladık derken defansın doğru pozisyon almaması, Ozan İsmail'in basit çalım yemesi üzerine Boluspor 1-0 öne geçti. Planlar biraz olsun sekteye uğradı. 1-0 sonrası Boluspor oyun şevkini artırırken, Bursaspor ise galibiyet değil bu kez beraberlik kovalayacak duruma geldi. Ataberk'in başarılı kurtarışları ile oyuna tutunduktan sonra Onur Atasayar'ın kestiği topta Emin Bayram kendi kalesine golü gönderdi ve skor 1-1'e geldi.
Oyun tam tekrar Bursaspor tarafına dönüyor derken bu kez Ataberk'in gereksiz kırmızı kartı, yine yanlış adam paylaşımı ve 2-1 geriye düşmek maçı kaybetmeye sebebiyet verdi. Ataberk'in yokluğu bu maça direkt yansıması bile gelecek haftalar için oldukça zor durumda bırakacak bizleri. Gelelim yeni odak noktasına...
Bursaspor bu sezon için görünen o ki hedefsiz kaldı. Artık odak noktasını yeni sezonda Bursaspor'u canlandıracak, hedefi mali güçle destekleyecek, saha dışı yönetimi konusunda camianın beklentilerine cevap verecek Başkan adaylarına çevirme vakti.
Gün bugündür...
Bursaspor iyi durumdayken aday olmak, Başkanlık yapmak çok büyük cesaret işi değil hatta tam tersine fırsattı. Bursaspor'u düşünen, Bursaspor iyi olsun diye elini taşın altına sokacak beyefendileri görme zamanı. Reçete belli, zor, meşakkatli bir yola gireceğiz. Burada öncelikle yapılması gereken 2 hamle var. İlki Mustafa Er ve ekibini mutlu edecek kadroyu kurmak, sözleşme uzatmak. İkincisi ise bu sezon potansiyelini belli eden, bizleri yarınlara taşıyacak gençleri memnun edecek sözleşmeler imzalamak.
Bunun yanında gelecek sezon 4 süper ligden düşme takım, alttan gelecek muhtemelen mali gücü yüksek 2 takım, bu ligden kalacak en az 3 şampiyonluk adayı derken bizimle beraber en az 10 tane iddialı takım olacak. Bu mücadeleden çıkacak, güçlü, alternatifli, sağlam kadroyu kurmak en son aşama. Ondan sonrası saha dışı işlere kalıyor. Görelim sizleri...
İyi günde herkes Bursasporlu, ya kötü günde?