Bakan olduğu açıklandığında FETÖ başı ile sosyal medyada çıkan fotoğrafları görünce içim buruldu ama sonra FETÖ hoca efendi maskesi ile gezerken kimlerin fotoğrafı yoktu ki diyerek Bakanlık icraatlarına odaklanalım diye düşündüm.
İktisat bilimi rakamlarla, mali tablolarla, arz talep grafikleri ile uğraşır yani moral ve sosyal değerlerle pek işi yoktur.
60 yıldır “yönetilme tecrübem” ülkenin geleceği ile ilgili alınan kararların tutması için halkın moral değerlerinin önemini imam – cemaat bağlantısı olarak değerlendirdi.
İmam doğruyu söyleyecek, cemaatte doğruyu yapacak.
Aksi halde ortalık kanalizasyona döner.
Bakan geldikten sonra döviz öyle bir zıpladı ki; her saat başı rekorları kırıldığında, hepimizi ne diyecek ağzının içine baktık ama tık demedi.
Bir gece Beştepe’den yapılan hamle krizin başında 9 lira olup altı haftada 18 liraya zıplayan dolar, 12 liraya inince (!) ortalığı bir huzur ve sükûnet sardı ki; sormayın gitsin.
Sükûnet’ i hayra yoramadık çünkü piyasada yaprak kıpırdamaz oldu.
Birkaç yerde düğün doları yakma töreni, davul zurna eşliğinde dolara nasıl geçirdik halayları çekildi.
İşte o anda Hazine ve Maliye Bakanımız Nebati ekranlara çıktı ve “gözlerimin içine bakın ne görüyorsunuz” efsane demecini verdi.
İktisatçılar rakamların dışında bir şeye inanmadıkları ve evlenme tekliflerini bile grafiklerle yaptıkları için tektaş uzatırken gözlere pek bakmazlar. O nedenle sayın bakana haksızlık ettiler.
Oysa Sayın Nebati, işlerin yolunda gittiğinin işareti olarak gözlerindeki ışıltıyı gösteriyordu.
Dolar 9.00 liradan 12 liraya inmiş ve döviz üzerinden ülkemiz ekonomisini vurmak isteyen dış güçlere hadleri bildirilmişti.
Fakat aynı saatlerde döviz büroları önünde ucuz halk ekmek fırınları gibi kuyruklar oluşmaya başladı.
Benim canım halkım böyle ani inişlerin, hızlı kalkışları olur düşüncesi ile ellerinde ne varsa gücüne göre 5 - 10 – 20 – 50 dolara çevirmek için sıra bekliyordu.
1 USD nin anlamı kötü, 100 USD ’nin de cebe yükü ağır olduğu için onlara bakan yoktu.
Günlük yaşamanın acı tablosu manşetlere böyle çıkıyordu.
Piyasaya döviz satmanın yanında, fırsatçı bankaların kulağının çekilmesi ve kur korumalı Vadeli mevduat kararı ile dövizin ekonomimize tecavüze yeltenmesinin önüne geçilmişti.
Ben kulunuza göre bu halkın birikimleri ile devlet arasındaki SWAP anlaşması yapıldı.
Elin devletine ya da kabilesine SWAP yolu ile para kazandıracağımıza halk ile anlaşma yapılır ve paramız içerde kalır.
Bu hamlenin başarıya ulaşması için adalet ve güven duygusunun yanı sıra siyasi iklimin de ılıman olması şarttır.
Tasarruf edecek parası olmayanlar eleştireceklerdir ama bu her zaman ve her devirde olan bir şeydir ve hükmü yoktur.
Bütün bunların üzerine Sayın Bakan Nebati’ nin “dövizi yükselten içimizdeki hainlerdir” sözünü yakıştıramadım.
Bakanız ama bakarken de iyi görünüz Sayın Nebati “ Döviz üzerinde oynayarak para istifleyen ihracatçı, üretici ve 5 -10 dolar almak için döviz bürosu önünde bekleşen insanlarımız değildir.”
Siz bir hüküm veriyorsanız kim olduklarını da iyi biliyorsunuzdur ya da bilmeniz gerekir.
Büyük miktarda döviz toplayanlar bu işi arka kapıdan ya da merdiven altından yapmıyorlar.
Devletin enstrümanlarını çalarak, devletin kasasından zilleri takıp, usulüne uygun olarak oynuyorlar.
Halka isim verin ve deşifre edin.
Ekonomik mücadele halka rağmen değil, halk ile birlikte yapılır ve başarı için önemli olan sizin gözünüzdeki ışık değil, halkın gözünün feridir.