Öncelikle şunu ifade edeyim ki; Rusya – Ukrayna mücadelesi bir spor müsabakası değil savaştır ve benim savaşlarda taraf olduğum tek şey barıştır.
İlk kurşun atılmadan önce Rusya’nın Ukrayna’dan talepleri oldu.
Bölgesel hassasiyetlerinin yanı sıra iki önemli talebi bence dikkate değerdi.
Ukrayna’nın NATO ya girmemesi Ukrayna’da Neonazi hareketlere destek verilmemesi ve hatta önlenmesi için adımlar atılması.
Benim için NATO, Varşova Paktı'nın son bulmasıyla varlığına gerek duyulmayan, Irak’ta yaptıkları ile de çürümüş bir canavarın leş kokusundan ibaret olan silah tüccarlarının yönettiği anti demokratik bir derin yapı örgütüdür.
Rusya’nın kendisini batıdan bir yorgan gibi saran Ukrayna’da, tarımsal gıda, su, enerji ve doğalgaz savaşlarının beklendiği bir dünyada böyle bir yapının ÜS kurması hayati bir sorundur.
Tıpkı bizim sınırlarımız dışında olsa da Suriye’de bir Kürt devleti yapılanmasına izin veremeyeceğimiz gibi…
Hele ki; ABD gibi içi çürüdüğünden, kabuğunu değiştirmek için daha çok silah satmaktan başka çözümü olmayan sabıkalı bir devletin başı çektiği bir savaşa hayır demek insanlık görevidir.
Neonazi kıpraşmalar ekonomik sıkıntıların baş gösterdiği dönemlerde olur.
Milliyetçilik şapkası giyip, ırkçılık ya da mezhep üzerinden senaryo yazıp oynatmak tam bir ABD politikasıdır.
ABD yeni dünya düzeninde yeri olmayacağını bildiği için AB'li ortakları ile birlikte ısrarla Rusya’yı güçten düşürme çabasındadır.
Bu savaş ve sonrasında Rusya’ya karşı kalıcı bir etki bıraksın diye bel altı oynayarak önce ekonomik ambargo ardından spor, kültür ve sanat etkinliklerinden soyutlama gibi şerefli, adil, akli ve insani olmayan yöntemlere başvurması süfli niyetini gösteriyor.
Bugün Ukrayna’nın başında şakadan seçilen şaka gibi bir başkan vardır gibi düşünebilirsiniz ama bence bir planın parçasıdır.
Bir oyundan ve slogandan başlayan süreç milliyetçilik sosu ile tatlandırılıp sonucu bir tiyatrocuyu başkan yaptı.
Ve bence hala rolünü oynuyor.
Müzakereye oturmadığında da…
NATO’dan destek isterken de…
Masum ve mağdur edebiyatı yaparken de…
Kamuflaj kazağı ile dünyaya seslenirken de...
OY-NU-YOR-DU
ABD’nin girdiği her ülkeye kan ve ölüm götürdüğünü bile bile evine çağırmak faşist bir anlayıştır.
Tiyatrocudan faşist olmaz diyenler, bir ressamdan NAZİ lideri FUHRER çıktığını unutanlardır.
Zelenski, bir an önce oyunu bitirip sahneden inerek müzakere masasına oturup şartları onurlu bir şekilde konuşmalıdır.
Ve bilmelidir ki; barış olduğunda buna en çok üzülen ABD olacaktır.