ABD tarihinde istisna olarak Başkan olarak girdiği seçimde ikinci kez seçilemeyen "Mütayit Trump", kuzey güney iç savaşından sonra demokrasinin kara lekesi oldu.

Trump, ihtiras seviyesindeki müteahhit hırsı ve doyumsuzluğu ile kaybetmeyi hazmedemediği için taraftarlarını seçilmiş temsilciler tarafından yeni başkanın ilan edileceği gün Kongre Binasını işgale gönderdi.

Bütün dünyaya canlı olarak servis edilen görüntülerde anarşi, terör, şiddet ve ölüm vardı.

Aklıselim sahibi insanlar süreci endişe ile izlerken, asla kendi fikirleri olmayan amigolar yaşananlara " Oh olsun" diyerek ABD den intikam aldıklarını sandılar.

Öncelikle şunun altını çizeyim. Hayatım boyunca ABD yanlısı olmadım ama hemen ilave edeyim ki; Moskoflar ile de her zaman uzlaşmaz çelişkilerim oldu.

Avrupalı serserilerin, katillerin, alkoliklerin, kanun kaçaklarının, gemilerle gelip işgal ettikleri Amerika'nın gerçek sahipleri olan yerlileri adeta soykırım ile yok etmelerini, Afrika'dan köleler taşıyıp kendilerini "efendi" ilan etmelerini iğrenç bulurum.

İki Dünya Savaşı sonuçlarını kendine yontan ve dünyayı sömürerek zenginleşen, evrene ölüm saçan bir ülkeyi sevemezsiniz.

ABD, Vietnam dışında bütün girdiği bütün savaşlarda faturayı hep işgal ettiği topraklara ödetmiştir.

Genetiği bozuk demokrasi anlayışı ile emperyalist emellerini uygularken insan hayatını hiçe saymıştır.

Hiç kuşkunuz olmasın bu faturayı yine bütün dünya ödeyecektir.

Diktiği vergi muafiyetli teşvikli kuleler ve kumarhaneler ile babasından kalan servete servet katan bu popüler kültürün dünyaya tanıttığı adam, en sonunda Simpsonların çizgi dünyasından fırlayarak ABD ye başkan seçildi.

Seçildi ama hiçbir zaman o makama yakışmadı. Zaten sevimsiz olan ABD Başkanlığını ayağa düşürdü. Zekâdan yoksun açıklamaları ve kendi parasını kutsayarak takındığı kibir bazen onunla sırf parası için evlenen Melania'yi bile çileden çıkarıyordu.

Kendi dünyasını kendi medyasını oluşturma çabaları iflas etti ve seçimleri kaybetti.

Kazanmayı sadece para üzerinden öğrendiği için halkın kendisini kovmasını hazmedemedi ve ülkesini kaosa sürükledi.

Bugün bütün dünya ABD'de yaşananları anbean takip ederken aslında o karanlık imparatorluğun hesabı kendilerine nasıl yansıyacağının endişesini yaşıyor.

Ülkeler bazında dünya beşten büyüktür ancak dünya kendisini yöneten beş büyük sermayenin tekelinden kurtulamamıştır.

Temsilciler Meclisi dört ölüm ile biten bu kalkışmanın sonucunda toplanarak Joe Biden'i ABD Başkanı olarak seçmiştir.

Şimdi hesap görme zamanıdır.

Her adımını eleştirmeme rağmen ABD Hukuk sistemini severim. Avukatların jüri karşısındaki tiratları ve sonunda hakimin keyfine göre değil jürinin halk adına karar vermesine hastayım.

Bana göre 2021 de Trump kendisine çok yakışacak turuncu renkli kıyafeti ile SİNG SİNG TOWER'da zorunlu ikamete tabi tutulacaktır.

Belki de Adalet Bakanlığı ile kat karşılığı anlaşma yaparak TRUMP SİNG SİNG TOWER binasını yapacaktır.

Kalkışmada ölen dört kişi ve zarar görenlere ciddi tazminatlar ödeyecektir.

Bu sürede Melania "bay bay hapiness" şarkısı eşliğinde kendisini terk edecektir.

Ben Trump için içtiğim sade kahvenin fincanında bunları gördüm.

Olur mu olur bekleyip göreceğiz.

Mevlâ bakalım neyler?

Neylerse güzel eyler!