Bursaspor'un başına her türlü melaneti bilinçli olarak getirdikten sonra başkasının yazdığı metni " Benim verilemeyecek hesabım yok" diyerek servis etmek ancak senin gibi birine yakışırdı.

Bence o başlığın sehven "verilemeyecek hesabım yoktur." olarak yazıldığını ve doğrusunun "verebileceğim hesabım yoktur" olduğunu bal gibi sen de biliyorsun.

Hasbelkader çevrendeki insanlarla tanış oldum.

Hepsinin cebine elini atmışsın ama kulübün maddi değerlerinin ve geleceğinin üzerine yalnız kendin için icat ettiğin alacakların adına çökmüşsün.

"Loca aldım" dedin onun bedelini bile arkadaşlarınla kırışmışsın.

"Bilinçli" derken hemen avukatların hakaret ediyor diye üstüne atlamasınlar. Yakında zaten birlikte olacağız ve el mi yaman bel mi yaman göreceğiz ama önce senin sözlerinle şu bilinçlinin konusunun adını koyalım.

Seçildiğin günü hatırlıyor musun?

Hani Bursaspor'un kara bahtının yazıldığı günleri...

Ya görevi devir alırken söylediklerini...

Sen her sözünü yedin, her vaadini inkar ettin.

Ben hatırlatayım Ali Efendi?

Kulübü teslim aldığında 240 milyon civarında borç açıklamıştın ardından kendi bulduğun bağımsız denetleme kuruluna hesapları denetlettin 20-25 milyon borç daha eklendi ve eski yönetime biraz da sitem ederek 265 milyon borcumuz var diye ilan ettin ve bir yıl sonra borcu olmayan, kafaya oynayan bir takım vaat ettin.

O günlerde Bölükbaşı yönetimi kısa vadeli borçlardan bunalıp kaynak bulamadığı için dama demişti.

Ama elinde 80 milyon Euro değerinde bir takım vardı.

Bu 80 milyon Euro 'yu aklına yaz Ali Bey!

Peki, başka ne vardı?

Bugün Yıldırımspor, Karacabeyspor hatta İnegölspor ne ise aynı değerde bir Yeşil Bursaspor vardı.

Kulübün yayıncı kurum bünyesinde ve reklam barter ile mahsuplaşan TV yayını yapan televizyonu vardı.

Katlı Otoparkı, benzinliği ve arsaları olan bir kulüp vardı.

En önemlisi ve değerlisi şampiyon etiketli ve Şampiyonlar Ligi dahil dört yıl üst üste Avrupa kupalarına katılan ciddi marka değeri olan Süper Lig'de oyanayan bir BURSASPOR vardı.

Bana o BURSASPOR' un marka değerini bir söyler misin Ali Efendi?

Hepsini yerle yeksan ettin!

Özel görevlendirilmiş bir Terminatör gibi kulübü bitirme noktasına getirdikten sonra sıkılmadan sportif başarısızlık dışında" Bursaspor menfaatlerine "ter" düşecek bir yanlışım asla olmadı" diyorsun ya!

Ben sana "PES" diyorum.

Adamların sanki Bursaspor senin söz verdiğin gibi, ilk beşe girememiş sportif açıdan başarısız olmuş ama senin döneminde Bursaspor'un hanları, hamamları kulübü ihya edecek gelirleri olmuş gibi yazmışlar.

Sen bile bunları yazamazsın yüzün kızarır.

Bu yazıyı neden servis ettirdiğini de biliyorum ve yemezler aslanım diyorum.

Bu kulübü ilk kez düşüren sen değilsin ama hatalarında kibirle inatla direnen bir tek sensin.

Senin " itibarınla" kimin ne hesabı olur bilmem ama benim asla olmaz.

Senin itibar dediğin şey ikinci seçim kongre kürsüsünden "Bu işi bilmiyorsun bırak Ali Abi" diyen Selim Kurtulan'ın üzerine adam salmak mıdır?

Senin itibar dediğin şey; Bursaspor'un senatosu sayılan Divan Kurulu üyelerine " Burada konuşup ardından defolup gidiyorsunuz" diye çemkirmek mi?

Senin itibar dediğin sana inanıp yönetime girme talihsizliğini yaşayan Ömer Faruk Şahin, Merinos AKKM de Mali Kongrede konuşurken basına değerli basın mensupları diye hitap edince " Bunlara değer verme" diye tepinmek mi?

Senin itibar dediğin seçilmiş Bağımsız Denetleme Kurulunun çalışmasına engel olmak, onlarla kavga etmek midir?

Sen kendini hala Fidanlar'ın alacakaranlık kuşağı döneminde mi sanıyorsun?

Yoksa okyanus ötesi hayalleriyle mi?

Bak seninkilerin yazdıklarını virgülüne dokunmadan sayfalarımızda yayınladık.

Neden biliyor musun?

İşimize, okurlarmıza verdiğimiz değer ve itibardan....

Ben olmayan şeylerle uğraşmam Ali Efendi!

İlk döneminde nasıl kümede kaldığımızı biliyorsun değil mi?

Ben tribündeydim ve taraftarlar beni yanlarına çağırıp biz buraya kavgaya değil cenazemizi kaldırmaya geldik dediler.

Bütün şehir kenetlenerek Trabzon'da kurtulduk.

O mücadelenin içinde bir sen yoktun ve personeline bile beş ay maaş ödemedin

Ve ardından bu şehir sana "istifa et" dedi etmedin.

Kongrede "aday olma" dedi.

Dinlemedin!

Hatalarımdan ders aldım seneye bambaşka bir Ali Ay ve Bursaspor göreceksiniz dedin ve maalesef haklı çıktın.

1060 kişi ilk elin günahı olmaz dedi ve seni tekrar seçti ama onları da vebal altında bıraktın.

Borcu 600 milyonlara çıkardın,

Süper Ligden düşmüş maddi, manevi kulübün içini boşaltmış toplam 5 milyon Euroluk bir takım bıraktın.

Yetmedi! Kulübün geleceğini ve gelirlerini ipotek altına alıp çektirip gittin.

Açtığın yara katriyona ulaştı sen hala laf salatası yapıyorsun.

Parlakay'a söyle 80 milyon Euro dan 5 milyon Euro 'yu, devir aldığın 265 milyon liradan kazandığın bonservis paralarını ve ileri dönük ödemeleri hesaplayıp düşsün.

Süper Lig'de olmadığımız için alamadığımız yayın gelirlerini eklesin.

Yeşil Bursa'ya da güncel bir değer biçilsin.

Üzerine geçirdiğin emlakları da üzerine koysun.

Parlakay, arsa toplama ve fan fin fon işleri iyi bilir ama düzgün hesap tutamadığı belli oldu. Hani doğruları söylediği için selam bile vermediğiniz dönemin seçilmiş Bağımsız Denetleme Kurulu onaylasın.

Alacağın çıkarsa Bursa sana bunu üç günde öder bunu bilesin.

Borcun çıkarsa da zart zurt edip sürekli haramı helali bilirim diyorsun ya bir ara ödersin.

Şimdi kalkmış diyorsun ki; "Zaman, yalan ve iftiralarla suni gündem oluşturup suçu olmayan insanları zan altında bırakma dönemi değil. Zaman, bu genç kadroya ve teknik heyete destek olup, maaşlarını ve primlerini gününde ödeyebilecek imkanlar oluşturmak ve takımı hak ettiği Süper Lig'e taşımak için mücadele gösterme dönemi olmalıdır. Bu süreçte de Ali Ay olarak üzerime düşen bir görev olursa seve seve içinde bulunacağımın da kamuoyu tarafından bilinmesini isterim"

Bana, canın menajerin, özel muhasebecin ve yakınlarına verdiğin sözler dışında tuttuğun arkasında durduğun bir sözünü söyle ben de bu yazdırdıklarına inanayım.

Benim mensup olduğum OTTOMAN GROUP daha dün kulübün deposunda kalan formalardan 500 adet aldı ve okurlarına dağıtıyor.

Senin gibi " Zaman, bu genç kadroya ve teknik heyete destek olup, maaşlarını ve primlerini gününde ödeyebilecek imkanlar oluşturmak ve takımı hak ettiği Süper Lig'e taşımak için mücadele gösterme dönemi olmalıdır" masalını anlatmıyor.

Son günlerde "hesap sorulacak" sözlerinin dolaştığı bu ortamda senin adına yazılan bu yazının gaz alma olduğunu alem biliyor merak etme!

Hani başlarda edilen "Ali Ağabey iyi adamdır ama işi bilmiyor" sözünün içinin boş olduğunu herkes farkındadır.

Sen işi bilmemekle kalmadın işi bilmediğini de bilemedin ve kuzu gibi takımı çakallara teslim ettin.

Hadi bu sefer beni yanılt kredi kartı olunca yine sen el koyduğun için nakit olarak 5 bin forma aldım ve en azından üzerine çöktüğüm emlakları geri veriyorum deyiver de hakkımızı helal edelim.

Allah nasip derse biz hesaplaşırken adamlarına tembih et derslerine iyi çalışsınlar.

Kulübü nasıl aldığın, verdiğin sözlerin ve olmayınca ikincisinde yine verdiğin sözlerin sonucunda neler yaşandığını kalem kalem soracağım.

Bunların cevabını dövizdeki artışa bağlayıp sıyıracağını düşünme olur mu?