Öncelikle beynimizi tanıyalım

1.Katman: En alt katman. Alt beyin, "Reptilian" dediğimiz sürüngen beyin, üreme ve hayatta kalmamızı sağlar. Çıkarcıdır, duygusuzdur. Ani tehlike anında refleks davranışlar ile beynin diğer bölümleri devre dışına bırakır.

"O an ne yaptığımı hatırlamıyorum bile" dediğimiz anlarda o yönetimi devralmıştır.

Alt beyin için insanlar dost-düşman, hayat ise siyah-beyazdır.

Çıkarları için yalan söylemek, hile yapmak, ahlaksız ve etik olmayan yolara girmek söz konusu olabilir. Bu durumda bile " iyi niyetli " olduğunu savunur.

Zor kullanabilir, gücünün yetmediği yerde kulis ve yalanlara başvurabilir.

Yeniliklere kapalı olduğundan yeni şeyler öğrenemez, sabit fikirlidir. Topluma istediğini yaptırmak isteyen siyasiler, yarattıkları korku iklimi ile insanların akıllarını devre dışı bıraktırarak, sürüngen beyinleri kolaylıkla yönetebilirler.

Yoğun korku ve kaygı baskısı altında kalmak, mantıklı düşünmemizi zorlaştırır.

Hitlerin Almanya'sında yaşananlar örnektir.

Alt beynimiz insanın ilk var olduğu milyonlarca yıl önceki sahip olduğu ilk ve tek bölgedir. Alt Beyin doğuştan gelen hayvan yönümüzü temsil eder.

Toplumun eğitim seviyesi arttıkça alt beyni etkileyen en üst beyin gelişir; şiddet, taciz tecavüz vakaları azalmaya başlar. Eğitimden kastımız birinci sırada değerler eğitimidir.

Değerler eğitimi sayesinde sınır ve sorumluluk bilinci gelişmiş aklı ve vicdanı hür olan iç denetimli kişidir. İç denetimli kişinin tüm davranışlarında gelişmiş aklı, vicdanı sınır ve sorumluluk bilinci devrededir. Bir korku kaynağına ihtiyaç yoktur.

Aksi durumda üniversite mezunu da olsa edindiği mesleki bilgilerin onu bilgeleştirmesi beklenemez. Hayvan yönünü kontrol edemeyen uygarlaşamamış, dürtü kontrol sorunu yaşayan olabilir.

2.Katman: Orta beyin. Limbik sistem. "Duygusal beyin" duygulardan sorumludur. Fedakarlıklarımız, sempatik ve empatik davranışlarımız, öfke, korku, kaygı, sevinç, üzüntü gibi duygularımıza ilişkili ne varsa beynimizin 2. katmanı olan duygusal beyin kaynaklıdır. Önce canan, sonra can dedirten bölgedir.

3. Katman: Üst beyin. Neokorteks. En son oluşan, kıvrımlı görüntüye sahip dış kısmıdır. Aklımızın, mantığımızın, kültürümüzün merkezidir. Entelektüel yönümüz, analitik düşünme, muhakeme yeteneğimizin bölgesidir. 1. Katman gibi doğuştan gelişmiş değildir. Sonradan geliştirilebilir. Hayvan yönümüzü, dürtülerimizi kontrol edendir.

Okuduğumuz kitaplarımız, yazılarımız, hayallerimiz, planlarımız, seçimlerimiz, çözümlerimiz, bilim felsefe ve sanat faaliyetlerimiz, beynimizin kıvrımlı olarak gördüğümüz o en üst kısmına aittir. Akıl hocamızdır denilebilir.

Hayatımız her anında üç katman değişik oranlarda hep devrededir. Bu oran insanların entelektüel seviyesine, gelişmişlik düzeyine, kültürüne kişiliğine göre değişir.

"Akıl hocamız" devre dışı kaldığı durumda farkına bile varamadan tüm hayatımızı başkalarının hizmetine sunarız.

Akıl hocamızın devre dışı olduğu zamanlarda, büyük bir ideal ve şevkle yaptığımız işlerin aslında birilerinin çıkarına olduğunun hiçbir zaman farkında bile olamayız.

Bu birileri bazen en yakınımız, bazen bir arkadaşımız, eşimiz, ortağımız, siyasi oluşum veya başka ülkelerin planlı politikaları olabilir.

Üst beynimizin sağ lobu sanat, edebiyat, müzik ve sezgilerimizle ilgilidir. Yaratıcı yönümüzdür.

Beynimizin sağ lobunu güçlendirmek için insanları, hayvanları ve doğayı sevmek, incelemek ve hoşlanmak resim yapmak, müzik dinlemek/ilgilenmek faydalı olacaktır.

Sol lob ise matematik, mantık, mukayese, muhakeme ile ilgilidir. Sol lobu güçlendirmek için satranç, bulmaca, yabancı dil öğrenmek, yazmak, dört işlemin akıldan yapılması, fizik, matematik ile ilgilidir.

Kaliforniya Üniversitesi'nde yapılan araştırmalar insanların hem sağ hem de sol loblarının güçlendirilmesi sonunda zihinsel kapasitenin en az on misli arttırdığını ortaya koymuştur.

Patentli buluşlara imza atanlar, tarihe geçen başarılara sahip olanlar, Albert Einstein, M. Kemal Atatürk, Fatih Sultan Mehmet, Napolyon vb onların üst düzey başarıları hem matematik hem de sanatla ve spor ile ilgili olmalarıdır.

Dünyanın en gelişmiş ülke eğitim sistemlerinde en önemli dersler matematik ve dil eğitimi yanında beden eğitim, müzik ve resim dersleridir ve daha çok zaman ayrılır.

Hangi Yaşta Olursanız Olun, Zekanızı Arttırabilirsiniz

Çok zeki mi olmak istiyorsunuz bu sizin elinizde. Önce sağlıklı bir yaşam içerisinde olmalısınız. Meraklı olmak, araştırmak, beynimizi her zaman zorlamak, günlük gazete okumak, her günün farklı olmasına çalışmak, iyimser olmak, gülümsemek, mizah duygusunun geliştirilmesi, affetmek ve unutmak, geleceğin kaygısı, geçmişin pişmanlıklarından sıyrılarak anı yaşamak, sevdiğimiz işi yapmak, insanlara ve eşyalara değil, amaca endeksli yaşamak, yardımseverliğin rahatlatıcı etkisini keşfetmek, sahip olmak ve çok tüketmekten vazgeçip mütevazı olmak, bizi mutlu edecektir.

Mutlu insanın beyni, stresli ve kaygılı insanların beyninden daha verimlidir ve gelişmeye açıktır. Mutlu insan ruhsal yönden daha dayanıklı olduğundan anlık durumlardan dolayı üzüntü, korku, kaygı gibi duygusal stresler karşısında daha dayanıklı olabilecektir.

Mutsuz insanların beyinlerinin gelişmesi bir tarafa gerilemektedir. Sürekli kaygılı hal, "psikojenik cücelik" olarak da bilinen bu problem aşırı stres ve baskı altında kalmış 2-15 yaşları arasındaki çocukların gelişim sorunlarına neden olur.

Beynin en verimli olduğu anlar, en rahat, keyifli ve mutlu anlarımızdır. Batılılar bu ana "aha anı" derler. Aha anı beynimizde kıvılcımların çaktığı, aklımıza iyi bir fikrin geldiği ve keşiflerin anıdır. Mutluluk dış değil, iç şartlara yani bize bağlıdır.

Zihinsel Gelişim İçin Ezberleyerek Değil, Düşünerek Öğren!

Öğrenmek, ezberleyerek değil, aklın yönettiği zihin ile düşünerek olmalıdır.
Gelişmiş ülke eğitiminde öğrencilerin 12 yaşına kadar edindikleri bilgiyi ezberlemeleri asla istenmez, edinilen bilgiyi anlamaları, kavramaları ve idrak etmelerini sağlayıcı ve sorgulama yaparak düşünmelerini sağlarlar.

Zihinsel Gelişim, Sistematik Düşünce Sayesinde Olacaktır.

Sistematik düşünme, mantık kurallarıyla yapılır. Özellikle 18. yy sonrası aydınlanma ve sanayileşme devriminin temeli sistemli düşünmeyi öğrenme sayesinde gelişmiştir.

Eski tarz düşünme yönteminde gelişim sağlayan değil mevcut inanışların pekiştirilmesine ve aktarılmasına yönelik tümden gelim yöntemidir. Sorgulama yoktur. Doğru bilinen ulaşılmış en son en doğru kabul edilen, sorgulanmayan bilginin ne olduğu açıklanarak öğretilir ve benimsetilir.

Bu yapıda bilim üretilemez, bilim olmayınca, teknoloji üretilemez. Teknoloji üretilemeyince sanayi oluşamaz. Sanayi olmayınca finans oluşmaz. Fakirlik yüceltilir. Statüko yüceltilir. Beyin ezber bilgilerle doldurulur. Aklı, vicdan sınır ve sorumluluk bilinci gelişemeyince dış denetimli yapı gelişir. Dış denetimde alt beyin daha çok devrededir. Yasak, tehlikeli, ayıp, günah, ahlaksız işlere meyil artar.

Sistematik düşünce ile tümden gelim değil, tüme varım metodu uygulanır.

Tümden gelim tersine olan sistem, tüme varım metodunda ezberlenmiş doğru yerine edinilen bilgi sadece bir tezdir. Analiz edilir sorgulanır araştırılır senteze ulaşılır. Ulaşılan sentez ise yeni bir tezdir ve son tezin de anti tezi üretilmeye çalışılırken beynimiz ezber bilgilerle doldurulmuş bir depo gibi değil bir imalathane gibi çalışır.

Süreç devam ederken parçalardan tüme varılır. Akıl çapımızın gelişmesi ancak sistematik düşünce sayesindedir. Ve bu durum sayesinde dünyamız her gün tüm bilgi birikimini ikiye katlayacak bir hızla gelişim içine girer.

Beyinleri özellikle 12 yaşına kadar sürekli ezberlenmiş ama üzerinde düşünülmeden hafızaya kaydedilmiş ise çocuğun analitik düşünme muhakeme yeteneği gelişmez yani akıl çapı güdük kalır.

Ezberlenmiş bilgilerle doldurulmuş yer, depodur.

Bilgiler üzerine araştırma yaparak, sorgulayarak, yeni düşüncelerin üretildiği ve öğrenildiği yer, imalathanedir.

Beynimizi depo gibi değil, imalathane gibi kullanırsak akıl çapımız gelişir.

Üzerine düşünme yapmadan ezberleyerek öğrenen çocuklar matematik dersinde zorlanmaları, felsefeden kaçmaları bir sonuçtur. Çünkü akıl çapı gelişmesi durmuştur.

Matematik zekası gelişmemiş toplumların ve çocukların adalet duygusu da gelişmez.

Çünkü adalet duygu ve düşüncesi de, tıpkı matematik gibi mantık, muhakeme ve analitik düşünme yeteneği gerektirir.

Son olarak: Sağlıklı insan ruhsal, sosyal, bedensel ve zihinsel yönden sağlıklı olandır.

Ve beden, ruh, duygu ve zihin sistemin parçalarıdır. Parçalardan birinde oluşan değişim diğerlerini de etkiler. Bu anlamda zihinsel yönden iyi olmak için bedensel, ruhsal, duygusal ve sosyal yönden iyi olma gereği vardır.


Zeki İnsanlarda Gözlemlediklerim

*Oldukça nazik davranışlar sergilemekteler çünkü özgüvenlidirler.

*Karşısındakilere değer verirler. "Ben şuyum, ben buyum ben onu yaparım ben neymişim be abi" vaziyetleri hiç gözlenmez

*Sağ ve sol beyin gelişmiş olduğundan bir o kadar duygulu ve duyarlıdırlar.

*İnsancıllık, çevre duyarlılığı gelişmiştir. Spor, sanat ve sezgiler konusunda iyi oldukları kadar matematik, mantık muhakeme yetenekleri oldukça iyidir.

*Duygusal yönleri güçlü olmalarından çoğunlukla çocukça davranış sergilerler. Mizahi olurlar. Çoğu insan onların bu hallerine bakarak çok zeki oldukları konusuna şüpheyle bakarlar. Ağır azam insan profiline çok da uymazlar.

*Yani "ağır ol Osmanlı sansınlar" durumu gelişim sorunlu yapıyı akla getirir. Çünkü beyinde iki zıt duygu, aynı anda üretilemez. Beyin gelişiminde olumlu duygu durumu sayesinde gelişen olumlu ruhsal yapı, zihinsel gelişim için olmazsa olmazdır. Kin, nefret, kıskançlık fesatlık kumpas yalan dolana odaklanma, korku, stres kaygı ve iç dünyanın dışa vurumu somurtan bir surat, ruhsal zihinsel sosyal ve bedensel iyi oluşa hizmet etmez.

*Çok enerjiktirler. aktiftirler yerlerinde duramazlar. Saatlerce zihinsel çalışmalar yapabilmeleri için zorlanan yapının geliştirdiği bir durumdur. Onların ne kadar enerjik olduklarını bitmek bilmeyen öğrenme isteklerini sürekli araştırma okuma faaliyetleri başkalarını hayrete düşürebilir.

*Çok zeki insanlar oldukça doğal bir yapı sergilerler. Nasıllarsa öyle görünürler.

*Zeki insanlar odaklandıkları konuda oldukça disiplinli davranırken diğer taraftan da eğlenceli bir yapı sergilerler. Yaptıkları iş onlara büyük bir haz vermektedir.

* Onlar için para, mal mülk pek bir şey ifade etmez çünkü onu her an en fazla kazanabilecek yetiye sahiptirler. Ahlaklı kalmaları kolaydır çünkü tamahkar değillerdir.

* A.Einstein in "hayaller bilimden daha önemlidir çünkü hayalin sınırı yoktur" sözünü hatırlatırcasına onların oldukça geniş bir hayal dünyası vardır. Gözlemleriz ki patentli buluş sahipleri önceleri hayal ettiklerinin peşindedirler.

* Zeki insanlar bıkmak bilmeyen inatçı yönleri hep göze çarpar. Asla pes etmezler. Edison ampulü bulmadan önce binlerce kez deneme yapmıştır ve asla pes etmemiştir. Sonunda da başarıya ulaşmıştır.

*Zeki insanlar değişiklikleri hemen fark ederler. Baktıklarında en çok şeyi görürler ve unutmazlar.

*Zeki insanlar lider ruhludurlar, öngörüleri güçlüdür ve her yapıdaki insanı kolayca motive edebilirler.

*Zeki insanların öfkeleri nadirdir. Öfke gerginlik ve paronaya (Saplantılı korkular yaşayan) yaşamazlar. Narsist kişilik bozuklukları gözlenmez. Yani dünyayı kendine tabi görme empati yoksunluğu "ben ne diyorsam o, ben ve diğerleri, ben bir tarafa tüm dünya bir tarafa, ölen ölmüştür ne var bunda..." gibi sözlerini duyamayız.