Bir hikaye anlatmak istiyorum. Uzun süre önce başlayan ve yeni bir sayfasının açıldığına inandığım bir hikaye…

Işık ve karanlığın,

İyi ve kötünün,

Güçlü ve güçsüzün,

İnanlar ile inanmayanların hikayesi…

Kırılma noktalarının sayısının unutulduğu, senelerin getirdiği hayal kırıklıkları, fırsatlar, hayaller, umutlar, mutluluklar ve pişmanlıkların yaşattığı duyguların getirdiği tüm reaksiyonların ortasında yeni bir sayfa açma umudunu bizlere veren yine, yeni, yeniden genç oyuncuların hikayesi.

Bursaspor karanlık yönetimlerin, kötü niyetlerin, hem suçlu hem güçlülerin, inanmış gibi yapanların çevresinde uzun süredir bir kara delik içine çekilip duruyor.

Bu kara delik öylesine derin durumda ki Bursaspor’u on yıllardır yiye yiye bitiremediler ve bitiremiyorlar.

Her bitti denen anda ışığın, iyi niyetlerin, güçsüz adlandıranların güçlerinin, kalpten inananların içinde tekrar çıkış yolunu arıyor.

Bunlar bazen camianın fertleri olurken bazen gencecik çocuklar oluyor. Yine ve yeniden yakalamış olduğumuz bu fırsat sezonunu bu sefer tepmeyelim, geri itmeyelim. Sabır ve süreç isteyen bu hikayenin her sayfasını beraber yazalım. 

Bursaspor kendine sürekli yeni bir mücadele yaratıyor. Fakat farkında olmamız gereken bir durum var; Mücadelelerin de bir sonu var. 

Bu sefer belki de en zorlusu ile karşı karşıyayız. Profesyonel tecrübesi olmayan, A takım seviyesini ilk kez gören fakat inançları, mücadeleleri ve potansiyelleri yüksek bir oyuncu grubu ile futbolun en vasat, yetersiz, fiziki mücadelenin ötesine neredeyse geçemeyen ortamında, çamurun içinden aydınlıklara uzanmaya çalışıyoruz.

Bu mücadelenin muzafferi tek başına kimse olamaz. Bir ekibin, camianın ve şehrin yumruk gibi olması ile gelebilecek bir zafer ancak bu.

Işığı yakan, kıvılcımı ateşleyen 16-17 yaşında genç oyuncuları bu yolda yalnız bırakıyor olmanın utancını, mahcubiyetini kimsenin kaldıramaması lazım.

Bursaspor sadece kazandığında değil, kaybettiğinde de yanında olmalı, elinden tutup ayağa kaldırmalı. Aslında daha çok kaybettiğinde beraber olmalı. 

Siyasiler, şehrin ileri gelenleri, sanayiciler, basın, taraftar, yönetici… 

Aklınıza gelebilen tüm paydaşların sorumluluğu var. 

Bursaspor sadece kazandığında atılacak üç saniyelik bir tweet, tek bir fotoğraf, seçim dönemleri boynunuza taktığınız atkının bir manası yok.

Görüntünün arkasında yatan gerçek mücadelenin içinde kimler olacak? Sizin bu hikayede edineceğiniz yer ne olacak?

İyilerden misiniz? Kötülerden mi?

Güçlü müsünüz? Güçsüz mü?

Başrol müsünüz? Figüran mı?

Yerinizi seçin, Bursaspor’un genç neferleri ile yazmaya başladığı yeni hikayede sayfanın neresinde olacağınızı hepimiz görelim.

Bizim yerimiz belli. Bursaspor nerede, biz orada.