Fehmi Baba, onunla tanışmaktan ve sohbet etmekten gurur duyduğum hayatının büyük bölümü cezaevinde geçmiş, Demirci otelinde kaldıktan kısa bir süre sonra ölen her gün onlarca kişinin saygı ile ziyaret ettiği bir bilge adamdı.

45 yıl önce rahmetli Bitirim Fehmi Baba “Mahpus hayatının tesellisi kumardır.” dediğinde peş peşe sorular sormuştum;

Kumarla teselli mi olur? 

İskambil kağıdı ya da zar bulundurmak yasak değil mi?

Baş efendi izin verir mi?

Bu muhabbetin olduğu senelerde evlerde lambalı radyolar başköşede oturur, pilli antenli transistörlü radyoya ise mucize muamelesi görüyordu.

Anlayacağınız gibi televizyonu siyah beyaz ABD film karelerinde görüyorduk.

Bitmeyen günler, haftalar sonunda bir türlü gelmeyen yıllar ile uzun gecelerde tek eğlencelerinin kumar olduğunu anlatırken, kumarın koğuş ağasının himayesinde oynandığını, baş efendinin göz yumduğunu ara sıra idarenin koftiden baskın arama yaparak zar ve kağıtları topladığını söylerdi.

Kumar aletleri ellerinden alınınca dışardan yenisi gelene kadar tebeşirden zar, karton kesip üzerine işaret ve rakam koyarak deste yapardık dedi.

Onlarda yoksa ne yapardınız diye sorduğumda aldığım cevabı hiç unutmam!

Bit yarıştırırdık” 

Nasıl yani!

Mahpuslarda sağlık ve temizlik şartları pek uygun olmadığından, banyo sırası haftada bir bile zor geldiğinden bitlenme çok olur dedi. Herkes kendi bitini beyaz çarşaf üzerine koyuyor ve belirlenen çizgiyi ilk geçen bitin sahibi oyunu kazanıyormuş.

Pire itte, bir yiğitte bulunur” sözü oralardan kalma demek ki!

O zaman anladım ki; kumar oynayacak bir nefsin önüne geçecek bir yasak henüz icat edilmedi.

Günümüzde kumar yasak mı?

Türkiye’de merdiven altı kumar trajikomik yasaklar ve baskınlar ile önlenmeye çalışırken oynanmaya devam ediyor yeni nesil koğuş ağaları ve baş efendiler malı götürüyor.

Öte yandan devlet eliyle başlatılan “Tayyare Piyangosu” ki sonradan adı “Milli Piyango” oldu ile Spor Toto üzerine “helaldir” fetvasını bir kez olsun duymadım ama yasaklaması bir gün bile gündeme gelmemişti.

Ayın 9 -19 - 29 unda Milli Piyango çekilişinde büyük ikramiye, futbol sezonunda da cumartesi pazar günlerini dolduran Spor Toto’da 13 +1 bilmek hayali ile yaşanırdı.

TJK nın hafta sonları at yarışları da vardı ama yarışlar İstanbul ve Ankara’da canlı oynandığından iki ili kapsardı. 

Bir de yasal olmayan kahve kumarının bir tık üzeri olan kulüp kumarları oynanırdı ve nadiren ve de haberli baskınlar yapılarak gazetelerde emniyet takipte mesajı ile yayınlanırdı.

Bugün itibariyle;

Her gün hatta her saat oynanan Sayısal Loto, On Numara, Süper Loto, Şans Topu, Milli Piyango, ABD ve İngiltere dahil dört at yarışı programında onlarca çeşit bahis, Türkiye dahil bütün dünya futbol, basketbol ve diğer ligleri üzerine onlarca çeşit bahis ve unuttuklarım…

Yetmedi! 

Bayilerde satılan anında kazı kazan çeşitleri…

Yetmedi!

İnternet üzerinden oynanan her türlü yasa dışı CASİNO oyunları ve bahis siteleri… 

Milli Piyango ve Spor Toto’lu günleri haram diye eleştirenler, bugün neden dut yemiş bülbül gibiler anlamak mümkün değil? 

Devlet kontrolünde oynanan kumarın binlerce misli kaçak oynanıyorken kazanan ve semiren mafya oluyor.

Dünya sosyete kumarı olan CASİNO ile tanıştığında biz onu Las Vegas ve Monte Carlo kumarhanelerini filmlerde görürdük.

CASİNO çok kârlı ve talep gören sektör olarak turizm gelirlerinin ana unsurlarından biri olduğu fark edildi ve Türkiye’de 1990 Yılında beş yıldızlı otellere CASİNO ruhsatı verilerek kimilerinin “ Tek kollu canavar” adını taktığı dönem başladı.

Biz yasa çıkarırken kısa yorganla örtünmeye çalıştığımızdan CASİNO yasası da eksik ve mafyaya uygun bir şekilde çıkarıldı.

Başlangıçta yabancı turistlere ve pasaport gösterip girilebilecek şekilde hizmet verecek şekilde düzenlenen yasa, uygulamada sadece kim olursan gir, sadece  kotla girilmez hale dönüşünce tamirci çıraklarının, tezgahtarların ve küçük esnafın büyük balık tutmak amacı ile gelip birkaç saatte bütün parasını kaybettiği sisteme dönüştü.

Çünkü makinaların elektronik kazandırma oranına müdahale eden mafya, hepsi kasaya sistemi ile binlerce ocağı söndürdüler.

CASİNO sahiplerinin mücadelesi mafya tipi cinayetlere dönüşmeye başlayınca, 11 Şubat 1998 yılında ülkemizde CASİNO şalteri indirildi.

Peki! Bu kararla necip Türk halkı kumar illetinden kurtuldu mu?

CASİNO kumarı yasaklanarak Türk Halkı o musibetten kurtarılmış(!) oldu.

Peki! Gerçekten öyle mi oldu?

Umutlanmayın! Gecemiz, gündüzümüz, her anımız, hayatımız kumar oldu. 

Dünya’nın en güzel sahillerine sahip olan KKTC’nin otel CASİNO larını mafyaya teslim etmekle kalmadık, millet kumar oynasın diye Anavatandan, yavru vatana uçak turları düzenleyip adeta köprü kurduk.

Mafya bu yemi yutturmak için uçak otel masrafı almadığı gibi Ercan’dan limuzin ile otele transferi bedavadan yapmaya başladı.

Mafya senin kazandığın ya da kaybettiğin ile ilgilenmiyor bile CASİNO ya girerken para deklare et ki;  onlar uyuşturucudan gelen kara parayı deterjan gibi aklasın.

Yani canı CASİNO kumarı oynamak isteyen pasaporta bile ihtiyaç duymadan soluğu krallar gibi karşılandığı KKTC de alıyor.

Yine pasaport bile gerekmeyen Gürcistan’a Batum’a CASİNO turları düzenleniyor.

Vizesi olanlar Bulgaristan’a yürüyerek sınırdan geçip CASİNO lara gidip oyun oynuyorlar.

Buraya kadar paranın gidişini anlattık.

Bir de gelemeyişini anlatalım.

Akdeniz ve Ege de yüzlerce beş yıldızlı otel var.

Avrupalı kıştan üç on kuruşa rezervasyon yaparak uçak ve transferler dahil HD sistemi ile tatile geliyor.  

Ceplerinden fazladan kuruş harcamadan otelleri eskiterek geri dönerlerken, bizde turist sayısı ile öğünüyoruz ama follukta sayılacak yumurta kalmıyor.

En akıllı(!) oteller haftada bir Türk Gecesi tertip ederek işporta çarşısı düzeninde incik boncuk satış stantlarını kiraya verip ekstra para kazanmaya çalışıyorlar.

Oysa o bölgelerde CASINO olsa konaklama bedeli kadar para harcayıp giderler. 

CASINO yok diye rota değiştiren turistlerden bahsedersek hesap çok daha ağırlaşır.

CASINO arayan turist itfaiyeci, servis şoförü değil, cebinde parası olan turisttir.

Bizim halkımız da gider diyenlere uyan Bademli’ ye geldik, onlar zaten gidiyor derim. 

Elbette denetlemeleri kotla girişe indirgemeden yapacaksın. 

Ayrıca makine ayarları ile oynatmayacaksın ki; mafyanın ağzı sulanmasın.

Yerlisi yabancısı fark etmez vizeli pasaportu olan herkes girebilir diyerek noktayı koyacaksın.

CASİNO ‘ya hiç gitmedim dersem yalan olur ama orada canlı oynayacak kadar param hiç olmadı. 

Yani CASİNO’ nun belirli koşullarda açılması kendim için istemiyorum ve kumarı asla övmüyorum ama her gün onlarca çeşidi oynanan ülkeme döviz kazandıracak sistemi anlamsız fetva ya da tavır ile baltalamayalım.

Fizik boşluk kaldırmaz.

Bir zamanlar mahkumların bit yarıştırmaları , bu zamanda konulan  yasaklardan çok daha anlamlı geliyor.