Bursa kentinin gözbebeği olan Bursaspor’u nasıl terk edebiliyor inanın şaşırıyorum.
Aslında beni en çok şaşırtan olay ne diyecek olursanız onu anlatayım size.
Bursaspor’un özellikle tribün liderlerinin desteklediği aday olan Emin Adanur-Hayrettin Gülgüler’in istifa nedeniyle yaptıkları açıklamaydı.
Hayrettin Gülgüler;
Bursaspor tarihinin gelmiş geçmiş en kötü ve vasıfsız başkanıydı.
Hiçbir zaman karar alabilme yetkisi yoktu.
Bursaspor’da her türlü kararı veren Emin Adanur’du. Yani bir anlamda parayı veren düdüğü çalıyordu.
Ancak Hayrettin Gülgüler’in özellikle Emin Adanur’un sahibi olduğu bir internet sitesindeki açıklamaları yenilir yutulur gibi değil.
Neymiş, “2.Haftadan itibaren istifaya zorlanmış Emin Adanur. Tahta için 5 milyon TL lazım. Açılmazsa bunun sorumlusu Bursa’dır. Sorumluluk kentindir” dedi.
Bu sözlere benim yorumu ancak şu olur;
“İyi de tahta kapalı. Eyüpspor maçı kar nedeniyle ertelendi. Sadece kadroda olanlar oynayacak. Peki takım kadrosunda yer alan iki başarılı genç oyuncuyu neden sattınız. Lige çıkartamazsam verdiğim parayı bağışlarım demediniz mi? Sonrasında Bursaspor’un geleceğini Trabzonspor’a sattınız. Sonra çekleri ve peşinatı cebinize koyup gittiniz. Sizin tek amacınız, parayı alıp kaçmakmış. Bunda da mı Bursa sorumlu. Yoksa sizin gibi sorumsuz yöneticiler mi?.”
Elalem yapacağı transferi konuşup kadrosunu güçlendirirken, bizim yöneticilerimiz ise takımı paralarını kurtarmak için küçültüyoruz.
Her neyse, takım yarın Altınordu ile kader maçına çıkacakmış.
İnanın nüfusu 4 milyona dayanan Bursa’da birkaç Bursaspor sevdalısının dışında kimsenin umurunda değil.
Ne kenti yönetenlerin, ne de Bursa’da yaşayanların oylarını alıp Ankara’ya giden vekillerimiz.
Sahi onların içerisinde Bursalı sayısı 2-3 taneydi zaten.
Onlarda iktidar partisinde değil, muhalefette olduğu için dinlenmiyordur bile.
BİR TAKIM BÖYLE DÜŞMEMELİ
Nilüfer Belediyespor, Bursa’da kadın sporlarına el atan ilk kulüp.
Başkan Mustafa Bozbey ile birlikte en alttan başlanan mücadele sonrasında Süper Lige, oradan da son dönümde Avrupa’ya kadar uzandı.
Ancak sezon başı yönetimi ilginç bir kararla geçtiğimiz sezonun başarılı olan kadrosunu dağıttılar.
Sonrasında, nedenini çözemediğim bir şekilde takım gençleştirildi.
Kadrodan kaptan libero Buse Kayacan Sonsırma, Kanadalı Emily Maglio ve Aslı Tecimer kaldı. Sonrasında birçok transfer yapıldı.
Şaşırtan ise alınan transferlerin dördünün sakat olmasıydı.
Gönderildiler.
Aslında yönetim değişti.
Ara transfer zamanı vardı.
Eski oyuncuları Fulden Ural ile Rus oyuncu Natalia Duncheva alındı.
Bunları neden yazıyor diyebilirsiniz.
Transfer dönemi bitiyor. Fulden Ural deneyimli katkısı oluyor. Bolu Belediye ve Karayolları maçlarında buna tanıklık ettik.
Ben Ankara’daki Karayolları erteleme maçına giderlerken Nilüfer Belediyespor’dan ümitliydim.
Bu kazanma hırsı ile düşmeme mücadelesi verdikleri rakiplerini yenip rahatlarlar dedim.
Ama nerede.
Üç gün önce izlediğim takım gitmiş, yerine acemiler topluğu bir takım gelmiş.
İnanın üçüncü set oynanıyor. Sadece işi servis atmak olan genç oyuncu sahaya giriyor. Sayılar kritik. Sayı olsa hem seti, hem de maçı kopartacak Nilüfer Belediyespor.
Genç oyuncu geliyor, en kritik serviste, en büyük hatayı yapıyor. Çevre kontrolü yok. Çizgiye basıp servis atıyor. Ve takımının tavan yapan moralini yerle bir ediyor.
Tabii ellerindeki bu çok hayati maçıda rakibe adeta hediye ediliyorlar.
Nilüfer Belediyespor yönetimine seslenmek istiyorum burada;
Kimin getirdiğini bilemiyorum. Karayolları maçında Rus oyuncuyu ilk kez gördüm. 30 yaşındaki sözüm ona tecrübeli Natalia Duncheva oyuna dahil edildiği sette hücumda inanın hiçbir oyuncunun yapmayacağı gibi üç hücum şansı buldu üçünü fileye vurdu.
Bursa’da kadın voleybolunun tek takımı Nilüfer Belediyespor.
Bu takımın Sultanlar Ligi’nden düşmesi Bursa’nın özellikle spor ilçesi olan Nilüfer’in önemli bir parçasının yok olması olacak.
Bunun için Turgay Erdem başkanımızın gereken takviyeleri en kısa sürede yapacağına inancım tam. Ancak bu işin ehli menajerlerle…