Bursa Magazin

Bursa'nın Kısa Tarihi

Bursa, Türkiye’nin kuzeybatısında, Marmara Bölgesi’nde yer alan köklü bir şehirdir. Osmanlı Devleti’nin ilk başkentlerinden biri olması, hem de doğal ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çeker.

Bursa’nın bulunduğu bölgede yerleşim tarihi, şehir merkezinde yer alan Hisar bölgesinde elde edilen kesin bulgular MÖ 2500-2700 yıllarını gösterir. Fakat Akçalar Aktopraklık kazılarında bugün Bursa il sınırları içinde kalan eski uygarlık alanlarının 8500 yıl öncesine kadar uzandığı ortaya çıkmıştır.

Şehir, MÖ 4. yüzyılda Bitinya Devleti kurulana dek, çeşitli kolonilerin ve ülkelerin egemenliğindeydi. Ünlü tarihçi Herodot’a göre, o tarihte Bursa ve civarında var olan tek kent, MÖ 12. yüzyılda kurulan Cius’tur (Gemlik). Apamea (Mudanya) kentinin ise MÖ 10. yüzyılda kurulduğu sanılmaktadır. Uluabat Gölü’nün üzerinde bir adada bulunan Apollonia’nın da (Gölyazı), MÖ 6. yüzyıldan önce kurulduğu sanılmaktadır.

Krezus/Kroisos (MÖ 561-546) döneminde Lidyalıların egemenliğine giren Bursa bölgesi daha sonra Pers egemenliğine geçer. Bölge, bu savaşlar sırasında çok tahrip olur. Bu sırada Yunan göçmenleri bölgeye gelerek Marmara Denizi kıyılarına yerleşir. Kadıköy’de kurulu bulunan Chalchedon Cumhuriyeti, Bursa ve civarına saldırarak tahrip eder. Dedalses, Perslere karşı savaşarak Bursa bölgesinde bağımsız bir Bitinya Devleti kurar.

Bursa’nın kent statüsüne yükselip çevresinin surlarla çevrilmesi, Bitinya kralı I. Prusias (MÖ 232-192) döneminde gerçekleşir. Kartaca kralı Hannibal, Roma İmparatoru ile yaptığı savaşı kaybedince, askerleriyle birlikte I. Prusias’a sığınır. I. Prusias tarafından büyük itibar görmesi üzerine, onun onuruna Bursa Kalesi’ni inşa eder. Böylece Bursa’nın ilk şehir planı da Kartaca Kralı Hannibal tarafından yapılmış olur. Kente Prusa adı verilir.

MÖ 74 yılında Roma’ya bağlanan Bitinya Krallığı, uzun yıllar Roma egemenliğindeydi. Şehir, MS 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesiyle Bizans yönetiminde kalır. MS 500’lerde bölgede ipek üretimine başlanır ve şehrin doğal sıcak suları nedeniyle küçük bir kaplıca kentine dönüşmesi bu zamanda gerçekleşir. Pythia’da (Çekirge) yeni hamamların yaptırılması İmparator Justinianus (527-565) zamanına denk gelir.

Müslümanlar ilk kez, Abbasiler (Harun Reşid, 8. yüzyıl) döneminde Bursa’ya kadar gelir. 955 yılında ise Halep’teki Hamedanlılar, İznik’i ele geçirip 23 yıl süreyle egemen olurlar. Türkler Bursa bölgesine ilk kez 1080 yılından sonra gelirler ve İznik, 1081-1097 yılları arasında Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapar. 1097 yılında ise bölge, Haçlı Savaşları’na sahne olur. İznik, Haçlıların eline geçer. Bu savaşlar sırasında İstanbul’da Latin hükümeti kurulunca, Bizans İmparatorluğu’nun başkenti İznik olur. 1204-1261 yılları arasında Nicaea’ya (İznik) bağlı sönük bir tekfurluk olarak yaşamını sürdürdüğü anlaşılan Prusa, hisardan ibaret bir kent olarak 14. yüzyıla kadar Bizans yönetiminde kalır.

Bursa, Osmanlı Devleti’nin kurucusu ve ilk sultanı olan Osman Bey’in uzun yıllar süren kuşatmasından sonra, kılıçla değil, “vire” olarak anılan biçimde; teslim yoluyla, 6 Nisan 1326′da oğlu Orhan Bey tarafından alınarak Osmanlıların başkenti olur. Osman Gazi de vasiyeti gereği Tophane’deki Gümüşlü Kubbe’ye (Saint Elia Manastırı) gömülür.

Bursa, Osmanlı hâkimiyeti ile birlikte büyük gelişme gösterir. Şehir hisarın dışında, batı ve doğuya doğru genişler ve birçok mimari yapı ile süslenir.1365’te Edirne’nin fethedilip başkent yapılmasına kadar imparatorluğa başkent olur. Edirne ve daha sonra İstanbul’un başkent olmasından sonra, Bursa hep Anadolu’nun başkenti olarak itibar ve değer görmüştür.

Bursa yöresi 1900’lerin başında Hüdavendigar Vilayetinin sınırları içindeydi. Kentin belediyesi 1877’de kuruldu. Osmanlı Devleti’nin yıkılmaya başladığı dönemde, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye İtilaf Devletleri tarafından işgal edilir. Bursa, 8 Temmuz 1920 tarihinde Yunanlılar tarafından işgal edildiğinde, şehri korumakla görevli askerler, silah ve cephane yetersizliğinden fazla direnemez. Şehrin işgali, sadece Bursa’da değil, tüm ülkede büyük üzüntü yaratır. Ankara’daki TBMM kürsüsü üzerine, Bursa düşman işgalinden kurtuluncaya kadar kalmak üzere siyah bir örtü örtülür. Şehir, 2 yıl, 2 ay, 2 günlük işgalden sonra 11 Eylül 1922 günü Yunan işgalinden kurtulur.

İşgal sonrası Balkanlardan gelen göçle birlikte ciddi sorunlar ortaya çıkar. Fakat Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le doğan yepyeni Türkiye Cumhuriyeti’nin diğer bütün illerinde olduğu gibi, Bursa da yaralarını kısa sürede sarar. Toplumsal ve kültürel sorunlar kısa sürede aşılır ve kalkınmaya başlar.. Cumhuriyet yönetimi, yakılmış, yıkılmış bir Bursa’dan kısa sürede modern bir kent yaratmayı başarır. Yeniden ipek fabrikaları kurulur, gerek kent merkezi, gerekse ilçe ve köylerde büyük bir imar atılımı başlar. Cumhuriyet devrimlerine sahip çıkan Bursa, çok kısa süre içinde büyük bir gelişme göstererek ülkenin dördüncü büyük kenti olur.