Balık hafızalılara göre Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışı İtilâf Devletleri 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın başkenti Paris'in 3 km batısındaki Sevr banliyösünde bulunan Seramik Müzesi'nde imzalanmış olan antlaşmadır.

Bu antlaşmaya göre Anadolu’nun dört bir köşesi işgal edilmiş ve Osmanlı İmparatorluğu'na zaman içinde yutulmak üzere Ankara merkezli hap kadar yer bırakılmıştı.

Oysa Sevr sebep değil sonuçtur.

Bu sürecin en masum suçluları ise Sevr’e imza atanlardır.

1606 ile 1699 yılları arasında geçen duraklama devri ile başlar ve 1699 Karlofça antlaşması ile başlayan gerileme devri ile devam ederek Sevr ile birlikte çöküşle noktalanır.

Bursaspor düştü sen tarih dersi vermeye kalkıyorsun demeyin.

Bursaspor’a yaşatılan süreçler ve bunların baş aktörlerini tespit ve teşhir etmeden, gereken dersleri almadan, bu izleri ve isimleri kulüp hafızasından kazımadan başarı hayal olur.

Sosyal medyada ve IP tabanlı ya da tabansız TV'lerde yapılan paylaşım ve yorumlarla bir adım öteye gidemeyiz.

Özellikle durumdan vazife çıkarmaya kalkan alemin sakinleri, kuyruk acılarını hafifletmek için kinlerini kusmak için Bursaspor’u değil başka bahaneler uydursunlar.

Söz uçar yazı kalır. 

Bursaspor zirvede ve her yıl Avrupa kupalarına katılmakta iken İbrahim Yazıcı Başkan’ın ani ölümü ile duraklama dönemine girmiştir.

Öncelikle bu dönemin ilk başkanı olan Erkan Körüstan’ın, kulübün iç ve dış işlerini teslim ettiği kişinin adını not edelim.

Bu isim Yüksel Çolak’tır.

Namı TEKSAS olan Bursaspor tribünleri amip gibi bölünmeye bu dönemde başlamış ve ileride çöküşün mimarı olan Ali Ay’a kayıtsız şartsız biat eden Maraton grubu oluşturulmuştur. 

Erkan Körüstan’ın bu noktadaki sorumluluğu, kişilik yapısına uygun olmayan kulüp başkanlığını kabul etmesidir.

Erkan Körüstan ile kongrede tırı vırı adaylar dışında Hayri Yazıcı ile mücadelesinde Atatürk Spor Salonu tribünlerinde oturan Ali Ay ve Yüksel Çolak komutasındaki hazır kıta elemanları “FB li başkan istemiyoruz” yaygarası ile Hayri Babayı küstürmeyi, oyları maniple etmeyi başarıp Erkan Körüstan’ı başa getirdiler.

Beklenen oldu ve Hayri Yazıcı’nın kırgınlığı ve kızgınlığı devam ettiğinden ilk olarak zayıf yönetimler dönemi başlamış oldu.

Ardından gelen seçimde Mestan – Bölükbaşı mücadelesinde Cavit bey ‘in gücü Arnavut lobisine yetmedi ve güldaniyem türküleri ile Bölükbaşı seçildi.

Oysa güç ve bağlantıları olmayan Bölükbaşı, ilk günden para para para demeye başladı.

Ve altyapının DNA sının bozulduğu dönem Ali Turan’a teslim edilmesi ile başladı.

Bölükbaşı futbolcu satışı olarak kulüp tarihinin en büyük gelirini elde etmesine rağmen, geriye bir şey bırakmadığı ve kimseyi dinlemediği için resmen para yok feryatları ile yönetimi bıraktı ve çöküş başladı.

Maraton tribünlerinin parlattığı Ali Ay tesadüfe bakın ki;  Kulübün beynini Yüksel Çolak’a, kalbini Ali Turan’a teslim ederek, oluşturduğu ilk yönetimde deve dişi gibi iş insanlarına para veren figüran rolünü biçince belki de bilerek kasayı da özel muhasebecisi Parlakay’a teslim ederek yalnızlığı seçmişti.

Futbol takımı büyüklüğünü kaybetmesine, altyapının ruhunu kaybetmesine seyirci kalamayan kaç adam, kaç kalem vardı bir düşünün bakalım.

İlk sene son maçta düşmekten nasıl kurtulduğumuzu ve bu kurtuluşta Ali Ay ve ekibinin zerre kadar katkısı olmadığını biliyoruz.

Nereden biliyoruz? 

İkinci sezonda da aynı şeyleri ve hatta fazlasını yaparak kulübü madden, manen bitirerek küme düşürdüğü için biliyoruz.

Başarısız, liyakat kusurlu biri neden ikinci kez seçilmek istesin?

Dört adayın katıldığı seçimde Divan Başkanlığını ve 1060 kişiyi neden ayarlasın?

Bu soruların tek cevabı vardır.

Kendi koyduğu ve ilk dönem yönetici arkadaşlarından aldığı paraları kulüpten geri alıp, kulübü boş bir çuval gibi bırakmaktır.

Bunları da yazan birkaç kişiden biri olduk.

ELHAMDÜLİLLAH mahkum da olduk.

Altyapı kimyası neden bozuldu diye düşündünüz mü?

Messi 11 yaşındayken ilk menajerinin olduğunu bilmezseniz, menajer alerjisi sizi çağ dışına iter. 

Bu gerçeği unutmayın.

Altyapı oyuncularının ahlaklı  menajerleri olması olmamasından daha iyidir.

Olmazsa gencecik çocuklar çakal simsarların eline kalır, forma ruhunu kaybeder, vefa duygusunu bitirir ve kısa zamanda ün ve para peşinde koşar.

Bursaspor altyapısında son yıllarda verilip tutulmayan sözler, ödenmeyen küçük maaşlar sonucunda giden futbolculara hain damgası vurularak yaşananlar bunlardır.

Bursaspor o zamanlar düşmüştü!

Sonraki yönetimlerde Mesut Mestan’ ın kendi kendine icat ettiği alacakları ve maalesef kendini ibra ettirdiği genel kurul haricinde, kayyuma kalmamak için  biri gelsin de kim gelirse gelsin oldu.

Ne Erkan Kamat, ne Hayrettin Gülgüler ya da Emin Adanur lider, ne de Ö. Furkan Banaz Bursaspor’u taşıyamazdılar ama unutmayın onlar atanmadı kongre üyeleri seçti.

Özellikle Ali Ay dönemi ile başlayan süreçte Bursaspor için ne öngördüysem başımıza geldi ama dinleyen olmadı. 

Ben kümede tutunalım derken futbol alimleri(!) üç maç iyi gidince playoff u bile beğenmeyerek direkt çıkacağız demeye başladığında pes ettim ve 2021 sonunda kulüp kongre üyeliğinden istifa ettim.

Şimdi kimse kesmek için kurban aramasın.

Bursaspor anlatıyorum diye kavga kızıştıran hormonlu ilkel  yaşam formlarını kaale almasın.

Yalan yanlış söylemlerle amatöre bile düşsen seninleyiz türküsü çığırmasın.

İş insanlarına sallamasın. 

Onların verdiği paralar havuz delik olmasa çok işi çözerdi.

Siyasetçilere atar gider yapmasın,  onlar atanmadı ki; kulüp başkanları gibi biz seçtik. 

Bu şehirde sevdası uğruna belaya eyvallah diyecek birkaç kişi varsa ki var; onları ikna ederek ve sabırla 2009 – 2010 yılındaki ruhu yeniden kazanalım.

Tarihini bilmezsen her yazılana aldanırsın ve klavye delikanlılarının ömrü interneti kadardır.