Bugüne kadar olanlar olup, sonunda torba dolmadığı için yedi maç sonunda 5 puan ve maç fazlası ile sondan ikinciyiz.
Herkes gibi ben de kendi açımdan yapılan yanlışları yazdım ve eleştiri defterini kapattım.
27 Eylül 2015 de bundan tam altı yıl önce ne olmuş biliyor musunuz?
Fethiye sahasında Yeşil Bursa ile Altay'ın ikinci lig maçı varken biz Süper Lig'de idik.
Yeşil Bursa'yı tavuk gibi boğazlayıp bitirenleri Allah bitirsin.
Bursaspor'u düşürdükten sonra soyup soğana çevirerek bu hale sokanları da Allah'ın gazabına havale ediyorum.
Bunlardan biriyle yaptıklarını yazdım diye bu "ay" mahkemem var.
O gün İkinci Lig'deki Altay bugün Süper Lig'de liderin arkasında yer alıyor.
Bursa'da yanlış yapanlar, haramiler unutuluyor, yeni gelip görev alanlara vurun abalıya demeye bayılıyoruz.
Bursaspor koltuğunda otomatik kriko olduğunu düşünmeye başladım. O koltuğa oturan havalanıveriyor.
Aldığı her kararı doğru sayıp ayet titizliğinde uyguluyor ama "sen büyüksün" diye yaltaklanan goygoyculardan yediği kazıklar ona sonunda da Bursaspor'a batıyor.
Şu anda hala iyi niyetli olduğunu düşündüğüm acemi yapının bir futbol aklının olmamasına şaşırıyorum.
Artık eleştiri yok dedim ama girizgâh yapmadan da olmuyor.
Gelelim SIRAT KÖPRÜSÜ meselesine...
Şu andaki yerimizi unutalım ve bu hafta bay olduktan sonra milli maç arası başarılı bir rehabilitasyon dileği ile önümüzdeki altı maça bakalım.
Bu gün itibariyle oynayacağımız altı takımın zirve ile ilgisi yok ama bizim üzerimizdeler...
Şimdi tek tek yazalım:
Boluspor ile evimizde
Balıkesirspor ile deplasmanda
Keçiörenspor ile evimizde
Kocaelispor ile deplasmanda
İstanbulspor ile evimizde
Gençlerbirliği ile deplasmanda
Bu altı maçın puan değeri 18 dir.
Bu serinin bitiminde biz hala düşme hattında isek, SIRAT KÖPRÜSÜ bizim için çok erken kopar ve tepetaklak gideriz.
Toplam kaç puan alırız diye düşünmeden puan cetvelinde nerede olmalıyız diye maç maç yürümek zorundayız.
Liglerin ikinci yarıları savaş gibi geçer ve biz yaralı girersek yok oluruz.
Bu altı maç sürecinde takımda bir şey değiştirecek olanak olmadığına göre var olanlara tam destek vermeliyiz.
Devre arasına entübe olarak girmemeliyiz yoksa çıkamayız.
Sadece bu tufadan sağ çıkmayı düşünelim ve ham hayaller kurmayalım.
Basında, sosyal medyada her maç esnasında ya da sonrasında adam asmaca oynarsak bu işin sonu iyi bitmez ve gelmekte olan son geliverir.
Ve haklı olarak kendimize yakıştıramadığımız Birinci Ligi bile seneye ararız.
Şimdi kavga etmeden hep beraber deyip hep beraber yürümekten başka yolumuz yoktur.
Çünkü...
Bazen oy kullanarak...
Bazen oy kullanmayarak..
Bazen elimizi taşın altına koymarak...,
Bazen yazarak ya da yazmayarak...
Bazen tribünlerden, köşelerden trip atarak...
Hepimiz bu gidişten sorumluyuz...
Hiçbirimiz masum değiliz!