BTSO Seçimlerine tek aday olarak girecek olan İbrahim Burkay’ın Sheraton Oteldeki toplantısı bir seçim beyannamesinden daha çok Rahmetli Turgut Özal’ın “İcraatın İçinden “ programı formatında geçti. Tonton’ un programlarından farkı elinde Cross kalem olmayışı ve arada bir profesyonel ekibinden bilgi desteği istemesiydi.

“Yiğidi öldür ama hakkını ver” düsturu ile konulara hakimiyetiyle, yazılı metin okumadan sadece sunumdaki akışın ana başlıklarından ve rakamlardan oluşan promter suflesi dışında akıcı konuşmasıyla ilgi ile izlendi. Konuşması sırasında yemek servisi yapılmaması da çok doğruydu.

Burkay, genellikle son bir yılda yaptığı konuşmaların bir özetini sunum olarak hazırlamıştı ama konu BTSO seçim arifesindeki bu konuşmada öne çıkan ve Bursa kamuoyunda üzerinde farklı görüşler olan bazı başlıklar vardı.

Burkay, “Bursa’ya doğudan, batıdan, kuzeyden (güneyi dağ bölgesi oluyor)  girişlerin hepsinde yol boyunca dizilmiş ama derinliği, altyapısı, arıtması olmayan fabrikalar karşılıyor “ dedi.

Bu durumun kaçak ve imarsız yapılaşmaya neden olduğunu,  kentsel değerleri yok ettiğini ve tarım topraklarının katliamına neden olduğuna dikkat çekti.

Bursa’nın ekonomik tercihi olan sanayi ve tarım kimliğinin çevre değerlerinin ve bereketli topraklarının korunmasının planlı organize sanayi bölgeleri ile mümkün olabileceğinin altını çizdi.

Bursa’da ilçelerin ayırdığı sanayi sitesi alanlarının zaman içerisinde maksadını aşan yapılaşmanın artması ile sanayi bölgelerine dönüşerek sonradan organize edilen içerisinde birçok olumsuzluğu barındıran fabrikalar topluğundan oluşan 17 tane OSB olduğunu vurguladı.

Planlanan ulaşım ve lojistik hizmet yolları, altyapısı, arıtma tesisleri, sosyal tesisleri ve uydu kent alanları ile TEKNOSAB, 1961 yılında planlanan ve Türkiye’de ilk olarak hayata geçen BOSB den sonra Bursa’nın gerçek anlamda 2.nci Organize Sanayi Bölgesi olduğunu söyledi.

Ve Bursa’da sanayiye ayrılan alanların payının binde 8 olduğuna dikkat çekerek, bu değerin sanayileşmiş kentler arasında en son sırada olduğunu ifade etti.

Bursa kamuoyunda çok tartışılacak olan Bursa’nın dünya liginde var olabilmesi için dört TEKNOSAB ve iki Kobi OSB daha gerekiyor sözleri salondan büyük alkış aldı.

Bunu söylerken Bursa’nın yeşilinin doların yeşilinden daha değerli olduğunu, tarım alanları ve çevrenin korunması birinci önceliğimizdir sözüyle anlattı.

İlk kez üzerinde seçim baskısı olmadan yaptığı konuşmada “ BTSO meclisi ya da komitelerde yer almak üyelerimizin öncelikli hedefi olmasın. Biz yönetim olarak bütün üyelerimize aynı mesafede olacağız” diyerek sürecin pazarlıklara kapalı olduğunu net bir şekilde anlattı.

Bu sözleriyle iki dönem sonrasında yorulanların ve heyecanını yitirenlerin dinlendirileceği, eskiyenlerin yenileneceği, katma değeri yüksek, sektörünün öncüsü, koçbaşı gibi her kapıya kafa artabilecek bir Meclis ve Yönetim Kurulu kurulacağının işaretini vermiş oldu.

Bizim gibi aksak ve geçmişte sık sık ara verilen demokrasilerde gelişmiş ülkelerde örneği olan atılımlara konulan yasak, karanlık ellerde rant ile kutsanarak çevre katliamının sebebi olur.

Bu konuda BTB Başkanı Özer Matlı’ nın “sanayileşme tamam ama yeşile zarar vermeden ” görüşüne katılmamak mümkün mü?

Ne olursa olsun sanayileşme olsun değil, önceden bütün planlamaları yapılmış, şehrin ortak aklının ürünü, çevreci, yeşili feda etmeyen sanayileşme Bursa’ya değer katar…