Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıkladığı 29 Mart 2020 tarihli günlük COVID 19 vaka verilerini unuttuk değil mi?
Bundan tam bir yıl önceki verileri hatırlatmadan önce birey olarak ne gibi tedbirler aldığımızı hatırlayalım.
Sosyal mesafe ve özellikle el temizliği konusunda olağanüstü duyarlı olmuştuk. Maske konusu ise "uzmanlarca" yararlı mı zararlı mı diye henüz tartışma aşamasında olduğundan ve sigara tiryakiliği de ağır basınca çoğunlukla kolumuzda takılı idi.
Henüz yasak olmamasına rağmen tavsiyelere uyarak ev ziyaretlerini bıçak gibi kestik, dışarıda yemek yemeği unuttuk, cebimizde kolonya, çantamızda el antiseptikleri ile dolaşmaya başladık.
Pazar yerleri henüz kontrol ve güvenlik altına alınmamıştı ancak bizler pazardan aldığımız poşetleri bile yıkamadan mutfak tezgahına koymuyorduk.
Kalabalık bir yerden geldiğimizde banyoda elbiselerimizi çıkarıp duş almadan hane halkı ile görüşmüyorduk.
İşte o günlerde yani 29 MART 2020' de tablo böyleydi.
O günkü vefat sayısı 23 ( yirmiüç) kişi idi.
Sadece biz değil bütün dünya yüzyıllardır böylesine büyük bir pandemi yaşamadığından kısa sürede biter diye düşündük ama olmadı.
Çünkü her zamanki gibi yine çabuk unuttuk, çabuk gevşedik ve saçmalamaya başladık.
En çok da devletleri yönetenler saçmalamaya başladı.
Dönemin ABD Başkanı Trump COVID ile dalga geçti ve damardan tuz ruhu tavsiye etti.
Brezilya'da Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, tedbir almak yerine "Şikayet etmeyi bırakın, daha ne kadar sızlanacaksınız" gibi tuhaf açıklamalar yaptıktan sonra ülkesi en çok ölüm vakası görülen ikinci ülke oldu.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson özellikle halka "Evde kal" yerine "Tedbiri bırakma" mesajı verdi ama ardından kendisi de ağır bir COVID 19 hastası oldu ve tezi çöktü.
Bizde her zamanki gibi safları düzeltenler çıktı.
Birileri COVID 19 muskası satarken, bir tık daha akıllılar kireç tozunu poşetleyip COVID19SAVAR diye parası çoklara sattılar.
Biz başlangıçta iyi gibiydik.
Prof. Dr. Kayıhan Pala hocanın ilk günden beri dile getirdiği 15 gün tam kapanma önerisine uyulmadı ama bir şeyler yapıldı.
Vakalar yükseldikçe 18 ile 65+lıları zorunlu haller dışında evde tuttuk.
Vaka sayısı arttıkça...
Hafta sonları evde oturduk.
Camileri ibadete kapatıp evlerde devam ettik.
AVM, lokanta, kafe ve kahvehane gibi sosyal ortamları kapattık.
Düğünleri ve cenaze katılımlarını sınırladık.
Kongreleri erteledik.
Her zamanki gibi Türk gibi başladık ama Alman gibi bitiremedik.
Kongreler lebalep, Koronovirüs partileri, özel kapatılan meyhaneler, köpüklü havuz başı ve Uludağ'da ateşli kış merkezi eğlenceleri ile çığırından çıktık.
İpin ucunu öylesine bıraktık ki; COVID-19 tek başına etrafımızda dans etmeye başladı.
28 Mart 2021 tablosuna bakarak geçmişe gidersek geleceği de görebiliriz.
Vefat sayısı ise 153 (yüzelliüç) kişi oldu.
Aşı süreci devam ederken vakaların yeniden zirve yapmasını sadece 'MUTASYON'a bağlayacağımıza korunmayı hedeflemezsek bu günlerimizi bile arayacağımızı şimdiden not edelim ve 29 Mart 2022'de bizi bekleyen tabloları düşünelim.