Ülke olarak son günlerde ekonomi bilimi ile izah edilemeyen şeyler yaşıyoruz.
Buna karşı tepeden tırnağa, baştan ayağa siyasetçilerden dinlediğimiz demeçleri mantık ile izah etmek mümkün olmuyor.
Birileri salı günü konuşmasa döviz durduğu yerde duracak ama alışmış kudurmuştan beterdir derler ille de konuşacaklar ya!
Biri kürsüye çıktığı anda döviz kıpraşıyor, konuşmanın başı ve sonunda kur farkı yüzde 12 artıyor.
Bir başkası çıkıp onu desteklediğinde kur farkı yüzde 15 oluyor.
Öteki birileri de erken seçim deyince de gün sonunda kur farkı yüzde 17 ile kapanıyor.
Basiretsiz ve bilgisiz insanlar ülkeyi dart tahtasına çevirdiler.
Eline ok alan milletin üzerine fırlatıyor ama suçu "ötekine" atıyor.
Dolar 3 lira olursa yüzüme...
Ya da
On satarım, bir on daha satarım, yetmedi bir on daha satarım ve doları...
Diyen kafaların bulunduğu bir dünyada yaşamın ne kadar çekilmez olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Daha acısı bu kafalara hala ekonomi danışılıyor.
Ekonomide "Gökler Hakimi Gordon" gibi zirvelerde uçtuğumuzu söyleyen diller, bu gün "Ekonomik Kurtuluş Savaşı" için destek istiyorlar.
Ortada henüz yazılmayan bir acı reçete var ve onu içecek olanlar belli...
Türk Halkı!
Bal tutanlar parmak yalamaya devam edecekler.
Dış güçler masalını dinlerken döviz fırladığı rakamdan az düşünce sevinç nidaları atılıyor ama döviz kısa zamanda çıktığı noktaya mutlaka geliyor.
Yani anormali, normal olarak yaşamaya alıştık.
Aslında dövizin iniş çıkışı ile işi olmayan iki grup var.
Birincisi sürekli 50 liralık akaryakıt aldığı için dövizle işim yok diyen gruba bağlı olan kafalardır.
Bu kafalar için yapacak bir şey olmadığından fuzuli oksijen tüketimine devam edeceklerdir.
İkincisi ise gerçek iş insanlarıdır.
Bilinenin aksine üreten, dış ticaret yapan iş insanlarının döviz oynamasıyla işi yoktur.
İhracat yapanlar kur farkından doğan kârlarının reel olmadığını bilirler.
İthalat yapanlar ise her şekilde yanarlar.
Uluslararası ticarette rekabet şartlarına uyabilmenin şartı; paranızın değerinin kur dengesini tutturmak gerekir ve bu dengeyi faizleri kafanıza göre oynatarak kuramazsınız...
Piyasa, sert hareketlerden, keskin virajdan, örtülü tehdit içeren söylemlerden, hoşlanmaz ve gerilir.
Devlet sağlayacağı istikrar, güven ve adalet ortamı ile tek kuruş yatırım yapmadan ekonomiyi rayına oturtur.
Hayal demeyin beş darbe, dört kriz görmüş biri olarak ara sıra da olsa yapılan doğru işlere tanık oldum.