Merhaba Sevgili okurlar,

Son ve muhteşem transfer Ojima yakında bizler ile olur. Ojima, memleketinde yeteri kadar kazanamadığından, destek göremediğinden dert yanıyordu. Ama medyamızın gücü ile farkedildi ve yakında Türkiye'deki esnafın derdine ortak olmak için Türkiye'ye adım atar.

Evet.

Japon esnaf Ojima, satışların bu pandemi döneminde düşmesinden dert yanıyordu Anadolu Ajansı'nda.

Pardon, siz ne sanmıştınız?

Futbolcu mu?

Yok... o benim alanım değil.

Anadolu Ajansı'nın ülkesinden bulup çıkardığı Japon esnaf Ojima ve diğer esnaf arkadaşları, pandemi sürecinde devletin sağladığı katkıların yeterli olmadığından dert yanıyordu. Hatta esnaf arkadaşları da pandemi sürecindeki çalışma saatlerinin kısaltılmasına karşılık verilen maddi desteğin yetersiz olduğunu söylüyordu.

Bir moralim bozulmadı değil Japon halkına.

Demek ki, pandemi süreci iyi yönetilememiş olacak ki, iflas eden firma sayısı bine yaklaşmış bu dönemde.

Şükür ettim bu sefer. Ülkemde bu tip sıkıntılar yaşanmıyor. Esnaf yıllık izin yapar gibi rahat. Firmalarda, yasa güvencesi ile işten çıkartılma olmadığı için, pandemi süreci bittiğinde işsiz kalacak insan korkusu da bulunmuyor. Destek desen milli gelirin % 0,8'ini ayırarak bir rekor yaşatmışız yine halkımıza.

Nakit ve harcanabilir 7,6 milyar dolarlık bir teşvik paketinden bahsediyoruz.

Zannediyorum, kapanan firma sayısı yok denecek kadar az. Sadece pandemi sürecinde 99 bin küsur firma kepenk indirmiş. Batık kredi rakamları 150 milyarın üzerinde.

Ekonomide bildiğin bahar havası var. Esnaf dediğin keyiften hangi ülkeye yatırım yapsam diye evde internet başında araştırma yapıyor.

O değil geçen hafta bahsettim simite bile zam gelmiş. Ama bu zam kesinlikle mutluluğa ortak olmak için.

Uzaya çıkıyoruz ya.

Türk astronotun sefer tasında bulunmasın mı?

Çay-simit iyi gider ay yörüngesinde.

Neyse, konu Japon esnaf.

Merak işte.

Dürttü yine; Japon ekonomisi ile ilgili biraz bilgi tazeleyeyim dedim. Gözden kaçırmışım demek ki, çünkü Japonya pandemi sürecinde milli gelirine oranla en fazla kaynak ayıran ülkeydi. Son teşvik paketi ile 3 trilyon dolar kaynak aktardılar. Ve bunun 800 milyar dolara yakını nakit ve harcanabilir yardım.

Haydaa...

Bizim yardım biraz küçük kaldı.

Bu adamlar zaten G-7 üyesi.

Dünyanın en büyük 3. ekonomisi.

Ülkenin GSYİH ( Gayri Safi Yuriçi Hasıla )'sı neredeyse 6 trilyon dolar.

Enflasyon desen .... Yok yok demeyeyim hiç.

İşsizlik...

Yahu ondan da bahsetmeyeyim şimdi.

Katma değeri yüksek teknoloji ürünü ve Ar-Ge üretimi konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden. Tarımsal ürünlerde ve balıkçıklıkta lider durumdalar. Uluslararası fon ve yatırım konusunda ciddi kaynaklar ve fonlar sağlayabiliyorlar.

Hatta Japon ev kadınları, Türkiye'de gece piyasalarda yaptıkları ataklar ile dövizde başımızı bir döndürmüştü.

Tasarrufu fazlasıyla yapan bir millet.

Kaldı ki, bu tasarruf düşünceleri ülkenin bir dönem deflasyonist baskı altında kalmasına, tüketim eğilimini yitirmesine bile neden olmuştu.

2005-2006 yıllarında ve sonrasında yapılan yapısal reformlar ve akılcı politikalar Japon ekonomisinin tekrar güçlenerek öne çıkmasında büyük katkı sağlamıştı.

Kişi başına gelir 50.000 dolar yaklaşık.

Eeee...

Derdi ne bu Ojima ve esnaf arkadaşlarının.

Gel.

Sen gel Ojima.

Gel; bir de bizde esnafın durumunu gör.

Ruhun bizim esnafın ruhu önünde diz çöküp, tövbe ediyor mu?

Bir görelim.

Unutmadan. Çocuklarınızı sadece marketlere değil, çarşı pazara da çok sık götürmeyin. Bir şey istemeyi geçtim, durumu görüp anlarlar falan şimdiden beyin göçü olmasın onlarda da.

Siz de esnaf ile konuşurken çok istekli durmayın.

Bu sizin psikolojinizi bozar. Alışveriş falan tutkunuzu körükler.

Son olarak hep pozitif sinyal gönderin evrene.

Gönderin.

Gittiği yere kadar gönderin.

Bir şey olursa bana da haber verin.