Çalışma dünyasına göre;
Emeklilik, hayatlarını çalışarak sürdüren kişilerin yaşlılık dolayısıyla çalışamayacağı var sayılıp o günlerde kimseye muhtaç olmamak, sağlık hizmetleri, maaş alabilmek ve insanca yaşayabilmek için kazançlarından prim ödeyerek planlı bir şekilde çalışmayı bırakmalarıyla başlayan durumlarına verilen isimdir. Bu kimselere emekli veya tekaüt denir.
Çalışana göre emekli;
SGK'lı işlerde çalışıp devlete vergi vererek vatandaşlık görevini yerine getiren, geleceğini garanti altına almak için kazancından sigorta primi ödeyen, yaşlılık günlerinde kimseye muhtaç olmadan insanca yaşamını devam ettireceği hayalini kuran ama o günler geldiğinde açlıkla mücadele eden saf insanlara emekli denir.
Hükümetlere göre emekli;
Çalışanların yıllarca ödediği primler hesapsızca ve pervasızca harcanarak aslında karlı bir sektör olan emeklilik sistemini iflas ettirdikleri için, hak sahiplerine insanca yaşamayı bırakın açlık sınırının altında hem de devlet kesesinden sanki bağış yapar gibi bir anlayışla maaş verdikleri gereksiz, bir önce açlık ve bakımsızlıktan ölmesi gereken nefes alan canlılardır.
Sendikalara göre;
En lüks otomobillere binebilmek, en pahalı otellerde toplantı yapabilmek için çalıştıkları süre içinde her ay düzenli olarak maaşlarından para kestirdikleri, emekli olup işten ayrıldıktan sonra tapon muamelesi yaptıkları rant elemenlarıdır..
Dünya’ya göre;
Yıllarca çalıştıktan sonra hak ettikleri sağlık hizmeti ve maaşı alarak hayallerini gerçekleştiren, evini, arabasını alabilen, turistik turlara katılarak ikinci hayatını yaşayabilen insanlardır.
Bakış açılarına göre emekliliğin tanımı böyle iken bir de başınızda hesap bilmeyen hükümet ve bakanlık varsa yandı gülüm keten helva;
Nasıl mı?
Bir çalışan ödediği prim üzerinden ne kadar maaş alabileceğini aşağı yukarı bilirdi. Tabandan prim ödeyen çalışanın, tavandan prim ödeyerek emekli olan birinin maaşında gözü olmazdı.
Yani ne kaaa ekmek o kaaa köfte misali…
Geçen yılın sonunda en düşük emekli maaşı 1.500 lira idi ya!
Bu paranın bir işe yaramayacağını hepimiz biliyoruz.
Bu yılbaşında 2.500 lira yapıldı.
Yeter mi?
Asla yetmez!
Şimdi en düşük emekli maaşı 3.500 lira olarak ilan edildi.
Yeter mi?
Açlık sınırının 6.391 lira ilan edildiği bir ülkede elbette yetmez.
Ama bir de şuradan bakalım!
Hak, hukuk, adalet ve ahiretteki kul hakkı hesabını dillerinden düşürmeyenlerin ödediği prime ve gün sayısına göre en az emekli maaşının 1.500 lira olduğu dönemde 3.500.TL alan bir emekliye bugün 7.000 lira maaş vermesi gerekmez mi?
Ne verseniz açlık sınırının altında kalacağından emeklilere açlıktan ölün diyerek kul hakkı yiyorsunuz.
Şimdilik yemekli düğünler sizin olsun ama emekliler kendilerini öptürmemeyi öğrendiğinde size limonata pastalı düğün bile fazla gelecektir.