10-12 yaşlar arası ön ergenlik ve 15-17 yaşlar arası delikanlılık dönemi olarak tanımlanabilir.
Bu dönem erişkinlik çağına dek sürer.
Ergenlik döneminde kız ve erkek çocukta cinsiyetle ilgili içsalgı bezleri işleve başlar ve böylece kadın ve erkek olmakla ilgili bedensel değişiklikler hızlanır.
Bedensel olan değişme ve gelişmeyle birlikte ruhsal ve toplumsal değişme ve gelişme de olur.
Ergenlik döneminin ilk yıllarında genç, duygu ve düşünceleriyle bir düş, düşlem dünyası yaratır ve onun içinde yaşar. Genç kişiliğinin gerçek sınırlarını çizemez ve başkalarının kendisini anlamadığı, dinlemediği kanısındadır.
Gençlik çağının başında olan hızlı ilerleyen bedensel değişme ve gelişme zamanla yavaşlar ve durur. Bunu ruhsal ve toplumsal değişme izler.
Gençlik döneminin başlangıcı ruhsal bakımdan duyguların egemen olduğu çelişkili düşüncelerin ve davranışların bulunduğu bir geçiş dönemidir. Kimisinde hafif, kimisinde gürültülü geçer.
Sonuçta genç bilinçli ve bilinçsiz olarak kişiliğini oluşturur. Bu oluşum içinde özdeşleşme yapar ve özerkliğin, özgürlüğün, sorumluluğunun dengesini kurar.
Ergen Çocuk Cinsel Eğitimi
Baba on dört yaşına gelen oğluyla “hayatın gerçekleri” konusunda konuşma zamanının düşünür. Oğlunu karşısına alır. “Seninle cinsellik hakkında konuşmanın zamanı geldi” der.
Saatine bakan çocuk babasına döner ve “Tamam baba, arkadaşlarla buluşacağım, bu konuda ne öğrenmek istiyorsan bir an önce sor anlatıp gideyim” der.
Özellikle son yirmi yıldır gençler internet sayesinde her türlü bilgiye ulaşabildiklerinden kendinden önceki kuşaklardan daha ileridedirler.
Ancak esas konu, her ne vesileyle olursa olsun ona ilgi göstermek, değer vermek ve onu önemsemek adına onunla halden anlamasına sohbet içine girmek istemek değil midir?
Her şeye rağmen kendisiyle cinsellik dahil her şeyi konuşan anne baba çocuklar üzerinde olumlu etki bırakır. “Anne ve babam benimle her şeyi konuşuyor” diyen çocuk mutludur.
Anne babalık okulundan mezun olabilmek için önce iyi bir eş olabilmelidir. İyi karı koca olmadan, iyi bir ana baba olamazsınız.
Porno İzleyen Ergenler
İnternetin yüzde 12'si pornografik öğeler barındırır. Porno bağımlılığı her yaşta görülmekte olup, bazı gençler özellikle erkekler günde 3-4 saat porno seyretmekteler.
Erkeklerin çoğu pornoyu mastürbasyonda uyarıcı olarak kullanır. Hem porno hem mastürbasyon sonucunda suçluluk duygusu, utanma ve pişmanlık duygusu gibi acıları olmaktadır.
Porno bağımlıları normal hayatındaki cinsel uyarılar ile tatmin olamadıklarından pornodan medet umarlar. Bu bağımlılık mutsuzluk, isteksizlik, bitkinlik, hayattan zevk almama, karşı cinsle ilişki kuramama gibi sonuçları olabilmektedir.
Cinsel eğitim verilmeyen ülkemizde, çocukların tek cinsel eğitim kaynağı pornografi olabiliyor ve bu durumun oldukça vahim sonuçları olabiliyor. Çünkü pornografiye maruz kalmak çocuk beyninin doğal gelişimini olumsuz etkileyebiliyor, zihnin kolay etkilenmesine yol açabiliyor ve ‘bilinçli seçim yapma' yeteneğini ortadan kaldıran biyolojik bir değişiklik meydana getirebiliyor.
Pornoyu sık seyreden çocukların sorumluluk alma, gerçek yaşamı kavrayabilme ve dolayısıyla fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürebilme yeteneklerini köreltebiliyor.
Ebeveynlerin çocuklarının kullandıkları bilgisayar ve tabletlere online güvenlik ve uygunsuz internet erişimini engelleyici programlar kurmaları ve çocuklarına cinsel eğitim vermeleri gerekiyor. Ayrıca çocukların takibi ve bilgilendirilmenin yanı sıra, günümüzde en kolay erişim yolu olan internetin sınırlandırılması ve gerekirse bir cinsel terapistten yardım ve tavsiye alınması önem arz ediyor.
Çocuklara doğru cinsel bilgiler verilmeli, cinsel sapıklıkların, pornonun zararları anlatılmalıdır.
Çocuğu azarlamak, ceza vermek, suçlamak doğru değildir.
Ebeveynler çocuklarıyla daha nitelikli zamanlar geçirmelidir. Arkadaş, akraba gezileri gibi sosyal aktiviteler, hobi, müzik, sinema veya sanat gibi aktiviteler veya spor ile uğraşı çocuğun zararlı şeylere yönelmesini engellenmektedir.
Çocuklara sosyal hayatı öğretmeli, onları meşgul edecek hobiler bulunmalıdır. Onların genç beyinlerini ve düşüncelerini işgal eden, medyanın olumsuz etkileri ile beynini harap edecek zararlı yayınlardan uzak tutmalıyız.
Şayet böyle bir bağımlılık varsa psikiyatri uzmanından yardım alınmalıdır. Çocukların ve gençlerin yaşam kalitelerini sağlıklarını bozan bağımlılıklara yönelmelerinin en temel nedenlerinden biri aile ortamlarının sağlıklı olmayışıdır.
Çocuğumu yeniden yetiştirmem mümkün olsaydı…
Ona işaret parmağımı kaldırıp, yasaklar koymak yerine parmaklarıyla resim yapmayı öğretirdim.
Hatalarını daha az düzeltir, onunla daha çok yakınlık kurmaya çalışırdım.
Onu sadece gözlerimle izler, saat kısıtlamaları koymazdım.
Daha bilgili olmaya çalışır, daha çok şefkat gösterirdim.
Onunla daha çok yürüyüşlere çıkar, uçurtmalar uçururdum.
Ona karşı ciddi bir tavır içinde olmak yerine onunla oyun oynardım. Onunla kırlarda koşar yıldızları seyrederdim.
Onunla daha az çekişir, ona daha çok sarılırdım.
Önce benlik saygısını kazanmasını sağlar, sonra bir ev almaya çalışırdım.
Ona her zaman katı davranmaz, Onu daha çok oyanlar ve yüreklendirirdim.
Güç konusunda daha az ders verir, Sevgi konusunda daha çok şey öğretirdim. Danniel Loomans