Dün neler dediklerinizi biliyoruz.

Bugün neler söylediklerinizi dinliyoruz.

Yarın neler diyeceğinizi tahmin ediyoruz.

Çünkü dün dediklerinizi bugün unutuyorsunuz.

Birbirinize aklınıza gelen her şeyi söylüyorsunuz.

Her türlü hakaret ve iddiayı ediyorsunuz.

Bu milletin derdine derman, bekasına ferman olsun diye seçildiniz.

Bu vatanın derdine hizmet, vatandaşın sofrasına nimet olamıyorsunuz.

Bir beka türküsü tutturdunuz gidiyorsunuz.

Beka için fedakârlık istiyorsunuz.

Beka için fedakârlığın yoktan değil vardan yapılabileceğini bile bilmiyorsunuz.

Her şeyi geçtik uzaydan siz bile baksanız fakirleştiğimizi görebilecekken,

Milletin feryadını şer güçlerin tahriki, dış güçlerin tuzağı olarak etiketliyorsunuz.

Fakirlik edebiyatı yapılıyor sanıyorsunuz.

Ve inanın çok ayıp ediyorsunuz!

Bu ülkede bilimin, üniversitelerin dili lal oldu biliyoruz ama…

Gerçekleri konuşmak ne zaman suç oldu da!

İş dünyasının serzenişini “Türk olamazsanız bari insan olun” diye etiketliyorsunuz.

Bugüne kadar;

Ne ürettiniz?

Kaç kişi istihdam ettiniz?

Hangi riskleri aldınız da… 

Üretimden gelen sese kakafoni muamelesi yapıyorsunuz?

Velev ki; öncelikle kendi çıkarları için konuştuklarını var sayalım.

Siyasetin cevabı bu mu olmalıdır?

Bu ülke vesayetten çok çekti.

Her iyi şeyi halka rağmen bu millet için yapıyoruz diyenler yakın tarihin çöplüğünde yatıyor.

Siyasetin üzerine yeni vesayetler yüklemeyin.

Dünya üzerinde beyaz renk kalmadı. 

Biz beyazız demeyin, hiç olmazsa gri olmayı deneyin. 

Halkın sofrasının üzerinden siyaset devşirmeden önce pazara çıkın ve hem de kendi geliriniz üzerinden alışveriş yapın.

Gün sonunda siz de fakirleştiğinizi fark edeceksiniz.

Ve bir hatta iki emekli maaşının iki kişilik bir hanede insanca yaşamaya yetmeyeceğini fark edeceksiniz.

Geçtiğimiz günlerde bir yerde okudum

"TBMM'de vekilin yediği et 5 lira, ineğin yediği ot 10 lira olursa o ekonomi bitmiştir" diye…

Yine hem de iş aleminin kalbi olan bir yerde dinledim.

İşsizlik sorunu yok, iş ve ücret beğenmeme sorunu var dediler. 

Kısmen de haklılar.

Ve şöyle devam ettiler.

"Gençler bir ay çalışmak yerine 30 saniyelik bir tiktok videosu çekip yüzbinlerce tıklanma ile para kazanma derdindeler" dediler.

Çünkü çalışsak da açız diye düşünüyorlar.

Ve küfürlü bir dünyanın içinde boğuluyorlar.

Z kuşağı sizi eleştirdiğinde sakın “telefonu göster” demeyin.

Aynı frekansta değilsiniz ve gelecek onların olduğundan sadece parazit olursunuz.

20 yıllık AK Parti iktidarının muhteşem ilk on yılından sonraki on yıldaki patinaj ve gerilemenin nedenlerini araştırmak ve çözüm bulmak yerine muhalefetin suçlanmasını onlar ciddiye almıyor.

Aynı şekilde muhalefetin anası dahil altı ayaklı kürsüsünden nasıl halka ve geleceğe umut olacak inandırıcı çözümler çıkmıyor da “altıya iki“ hala başa baş gidiyor diye şaşırıyor.

MHP sevdalısı bir kardeşimle seçimde alacağı oy konusunda iddiaya girdik. 

Eti budu bir gömleğine…

Benim kıt siyasi aklımla gördüğümü, onlar niye göremiyor diye şaşırıyorum.

Her şeye rağmen Çetin Altan’ın dediği gibi “Enseyi karatmayalım“ 

Her şey yoluna girecektir.

Yeter ki; yaşadığımızın ve yaşananların farkında olalım.