Hayatın akışı içinde yaşanan bazı olayların izahı olmaz. Bunlara da vicdanımızı rahatlatmak için “kader” deriz. Bursaspor’un geldiği konumun, yaşadığı olayların hepsinin izahı, nedeni, nasılı var… Kader diyemeyiz.

Bunları konuşmanın yeri ve zamanı değil fakat farkındalığı kaybetmemek kısa ve uzun vadeli sonuçların iyiye gitmesi için büyük ihtiyaç.

Bugün geldiğimiz konumun nedenini, nasılını konuşmak yerine bugün geldiğimiz konumdan nasıl, ne şekilde çıkarız düşüncesini yoğunlaştırmak gerekiyor.

Mustafa Er hocanın gelişi ile beraber mental ve sinerji olarak direnç noktası kondu. Bu noktada geriye gidiş durması, saha içi sonuçlarının da olumlu yönde ivmelenmesi için atılması gereken ilk adımdı.

10 hafta sürecek olan direnişin ilk adımını Balıkesirspor maçı ile beraber attık. 3 puanın şart olduğu, doğasında üç sonuçlu olan futbol oyunun tek sonuca indirgenmesi gerektiği bir 90 dakikaya çıktık. Beklenmedik bir biçimde ilk 45 dakikayı 0-1 geride kapadık ve tüm şehrin umutlarının tıkandığı noktaya da geldik. Sezon içinde bir sürü olumsuzluk, çıkılmaz yol ve sokaklara girmeye alışmıştık fakat kendi rekorumuzu geliştirerek bunu 45 dakikaya sıkıştırdık.

İşte Mustafa Er hoca tam da böyle zamanlar için geldi…

Maçın sıkıştığı bölümde en ufak süre kaybetmeden 2 oyuncu değişikliğini yaptı. Bu oyunculardan biri yaklaşık 2 aydır forma giymeyen, futbol geleceği bitme noktasına gelen, kronik sakat Bruno bir diğeri de kadro dışı kalmış, farklı itham ve suçlamalara maruz kalmış, takımdan uzaklaştırılmış Kubilay.

Fedakar Profesyoneller başlığını aslında tam da bu noktayı düşünerek attım.

Mustafa Er, sene başı geldiği ve hiçbir şekilde profesyonelliğe yakışmayan şekilde gönderilme tarzına rağmen 4.kez ateşten gömleği giymeye cesaret etti. Bursaspor adına yeni dönemin Nejat Biyediç’i oldu. Profesyonellerin gösterdiği fedakarlık, saha içinde gösterilecek amatör duyguların getirdiği mücadeleyi perçinleyen çok önemli bir unsur. Mustafa Er yine ve yeniden bunu göstererek kıvılcımı ateşledi. Bu kıvılcımın ilk sıçrayışı Massimo Bruno ile oldu. Sakatlık sürecinden çıkan, sağlıklı bir dönüş süreci için maksimum 30 dakika forma giymesi gereken Bruno maçın gidişatında ona ihtiyaç olduğu noktada fedakarlığını göstererek 60 dakika süre aldı ve maçın hücum noktasında gidişatını olumlu yönde değiştirdi.

Bursaspor olarak hem mental hem de puantaj olarak çok zor bir süreçten geçiyoruz. Fedakar profesyonellerin yanında onların bu ayağa kalkış sürecine destek vermesi gereken ve özellikle dün 90 dakika boyunca skorda geri düşülmesine rağmen pes etmeden, inançla takımın ayakta durmasına yüzde yüz katkı veren Bursaspor taraftarları, tribün alınan 3 puanın ve güvenli bölgeye gidişin ilk adımının yıldızı oldu.

Sene başından beri yakalanması gereken birlik ve beraberlik süreci için önemli bir 90 dakikayı geride bırakırken, önümüzde daha alnımız ak çıkmamız gereken 810 dakika olduğunun farkında olalım. Bunu unutmadan her maç aynı Balıkesirspor maçında olduğu gibi bu takımın ve teknik heyetin arkasında itici güç olarak durmaya devam edelim.

Daha bitmedi…