Filenin sultanları 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda çeyrek final mücadelesinde Güney Kore'yle karşılaştı. Büyük heyecana sahne olan maçta Filenin Sultanları, Güney Kore'ye 3-2 mağlup oldu. Tarihinde ilk kez Olimpiyat oyunlarında çeyrek finale kalan A Milli Voleybol Takımı, bu yenilgi veda ederek turnuvayı ilk sekizde tamamladı.

Kadın Voleybol Takımın geçmişten bu güne geçirdiği süreci yazarımız Sevgili Suat Sapan "Böyle enişteye can kurban" yazısında o kadar güzel anlatmış ki; bir spor yazısının kimseye atarlanmadan nasıl yazılması konusunda adeta ders verdiğini okuyun derim.

(Suat Sapan'ın yazısı; https://www.lifebursa.com/yazarlar/suat-sapan-41/enistenin-hayirlisi-61910.html )

Ben de size 70 li yılların başına kadın erkek fark etmeden basketbol, voleybol gibi salon sporlarının Avrupa'da başına gelenlerden bahsedeyim.

Salon sporlarında bugün futbolda San Marino ne ise biz de oyduk.

Türkiye'den örnek vermek gerekirse; eskiler iyi bilir İstanbul'da Türkiye Birinci ve İkinci lig'de mücadele eden Yeşildirek diye bir takım vardı.

Oynadığı maçların sonucu belliydi ama aldığı skorlarla ünlüydü.

Lig bitiminde bütün maçları 3-0 hükmen kaybetse daha az gol yemiş olurdu.

Eğrisi doğrusu denk gelip kırk yılda bir berabere kaldıklarında gündem olurlardı.

Biz Avrupa'da San Marino ya da Yeşildirek muamelesi görüyorduk.

Biz özellikle takım sporlarında Avrupa'ya yetişmek için önce yabancı hocalar, ardından yabancı sporcular, en sonunda da çakma vatandaşlık uygulamaları ile Marko'lardan Mehmet'ler icat ettik ama iki branş haricinde olmadık olduramadık.

Futbolda eskiden de yoktuk şimdi de yokuz ve 11 yabancı ile oynamamıza rağmen Avrupa Kupalarında Mart ayını gören takımımız yok. Milli Takımda ise final oynamak için gittiğimiz Avrupa Kupasında -0- puanla bitirdiğimiz grupta başımıza gelenleri biliyorsunuz.

İyi olan iki branşın ilki olan Erkek Basketbol' da Aydan Siyavuş ile başlayan doğru süreç Tanjeviç ve Obradoviç ile devam ederek sonunda, Türk Hoca Ergin Ataman'ı Avrupa Şampiyonu yapmakla kalmadı. NBA da Türk sporcuların sayısı zirveye çıktı ve hatta Hidayet Türkoğlu'nun kıl payı parmağına takamadığı NBA şampiyonluk yüzüğünü Mehmet Okur taktı.

Kadın Voleybol Takımı rahmetli Cengiz Göllü'nün attığı temeller üzerinde yürürken yine de bugünleri görebileceğimizi sanmıyordum. Voleybol salonu olarak tasarlanan Nilüfer Spor Salonuna neden Cengiz Göllü Spor Salonu adının konduğunuz bugün daha iyi anlıyorum.

Ve İtalyan eniştemiz Giovanni Guidetti yıllarca verdiği emeğin karşılığını alarak, geçmişte Avrupa'da set bile alamayan Türk Kadın Voleybol Milli Takımını Avrupa'nın en sert ve güçlü takımı haline getirdi.

Olimpiyatlarda gruptan çıkarken, son Olimpiyat Şampiyonu Çin'i, geçmişte karşısında hiç şansımızın olmadığı Rus Milli Takımı yenmenin gururunu yaşatan kızlarımıza ve teknik ekibe helal olsun.

Sabaha karşı gözümü kırpmadan izlediğim yarı finale çıkma mücadelesinde Güney Kore'ye 3-2 yenilirken de asla ezilmedik son karar setini heyecandan başıma iş açmamak için izlemeden sonucunu bekledim ve iki kritik hata ile kaybettiğimizi (13 - 15 ) sonradan gördüm.

Bu kızlar öz be öz bizim kızlarımızdır, içlerinde pasaport Türk'ü ya da devşirme bir tek oyuncu yoktur ve her türlü saygıyı, takdiri hak etmektedirler.

Bizim yüzümüzü güldürdünüz Allah'ta sizi güldürsün ve ayağınıza taş değdirmesin Kızçelerimiz...