İnsanlığın oluşumunun ilk evrelerini düşünün.
Kimse kimseyi tanımıyor.
İki lafın belini kıralım desen, kiminle anlaşacaksın, ortak muhabbet yok ki!
Anca hark hurk sesleri dökülüyor ağızdan.
En büyük sorun doymak.
Zamanın büyük bölümünü alıyor.
(Hoş, günümüzde de öyle değil mi?)
Mide dolduktan sonra geriye
doğa olaylarına karşı pozisyon almak kalıyor.
Mağaraların; ağaç gölgesi, dere kenarı, manzaralı tepe, denize nazır gibi konumlara fark atttığına hiç kuşku yok!
Yalnız, kurnazlık her dönem baki!
'Ağa ben ne uğraşıcam be ya, yapayım şunlara bi iki şekil, bakayım dalgama' deyip olayı farklı boyutlara taşıyanlar peydahlanmıştır evvel eski!
İnsanların; fırtına, gök gürültüsü, şimşek, yıldırım gibi olgular sırasında ortaya çıkan korkuları, yeni tezgahların hareket noktası olmuş, yığınların etki altına alınarak yönetilmesinin basitliği farkedilmiştir çok geçmeden.
Zamanla din olarak nitelendirilen bu olgu; öncelikle Avrupa'da feodalitenin yapısal değişikliğe uğraması, toprak sahiplerinin güçlenerek sanayi devriminin temellerinin atılması, işgücü ve hammadde kaynaklarına ulaşılması amacıyla yeni kıtaların bulunması girişimleri, olayın cadı avı ilkelliğinden çıkarılarak, keşfedilen bölgelerde yaşayanların bir an önce etki altına alınmasına doğru yönelmiştir.
Amerika Kıtasının bulunması ve Avrupa'nın düzensiz topluluklarının buraya yerleşerek ABD'ni kurmasıyla da Dünya'nın çivisinin çıkması süreci başlamıştır.
- Milyonlarca kızılderilinin katledilmesi.
- Afrika'lı yerlilerin köle olarak kıtaya getirilmesi.
- Dünya üzerindeki tüm kaynaklara bir şekilde el konulması.
- Ortadoğu'nun altının üstüne getirilmesi.
- Son olarak Afganistan'la ilgili yaşadığımız süreç.
ABD ayrıca 1967 yılında yukarıda söz etmediğim anlamsız bir Vietnam Savaşı yaşatmıştır bu dünyaya.
Ancak bu savaştan büyük ölçüde yıpranarak çıkmış.
Ülke içinde ciddi tepkiler oluşmuştur.
Protest yapının en önemli temsilcileri olan 68 kuşağının temelleri de bu savaşla birlikte atılmıştır.
68 kuşağının simge isimlerinden biri, 1960 yılında kurulan rock grubu The Beatles'ın efsanevi ozanı John Lennon'dur.
Dünyanın içinde bulunduğu durumun ne kadar anlamsız olduğunu; yaşam tarzı, davranışları ve tepkileriyle göstermiştir her zaman.
Başyapıtı, 'Imagine'de olduğu gibi!
'Cennetin olmadığını hayal et!
Eğer denersen bu kolay.
Altımızda cehennem yok!
Üstümüzdeyse yalnızca gökyüzü var.
Hayal et insanların bugün için yaşadığını.
Hiç ülke olmadığını hayal et.
Bunu yapmak zor değil.
Öldürülecek ve uğruna ölünecek bir şey yok.
Ve din de yok!
Hayal et insanların barış içinde yaşadığını.
Mülkiyetin olmadığını hayal et.
Yapabilir misin, merak ediyorum!
Hırsa ve açgözlülüğe gerek yok!
İnsanların kardeşliğini hayal et!
Tüm dünyayı paylaştığını
Benim bir hayalci olduğumu söyleyebilirsin.
Ama ben tek değilim.
Umarım sen de bir gün bize katılırsın.
Ve dünya yekvücut olarak yaşar.'
Bu dilekler döküldü hayallerinden ve notaya döndü.
Üstelik Lennon'un manifestosu son derece basit ve rahatlıkla uygulanabilir görünüyordu.
Her ne kadar, İsviçreli Bilim İnsanları'nın buluşu olmasa da, genel kabul görmüş bir tespite göre;
'İnsanı yaşatan hayalleri'ydi.
Gelgelelim eskiden bir tane olduğunu düşündüğümüz 'Şeytan'dan milyonlarca var şimdi!
Hayaller bile mahpus!
Kurmaya da, yaşatmaya da izin yok!