Üzerine çok fazla kaynak üretilen ilgi çekici bir konu olan mutluluk ve daha az kaynağa sahip olan hayatın anlamı konusunu birlikte incelenmesi gerekecek.

Mutluluk ve Hayatın anlamı Arasında Ne Fark vardır?

Mutluluk daha çok almakla ilişkili iken anlam ise vermekle ilişkilidir

Mutlu olmak isteyenler bireysel kazanç, başarmak ve haz odaklı yaşamların peşindedirler.

Anlam deyince, akla karşılıksız fedakarlık abidesi anne ve babalar gelir. Onlar çocuklarına çok büyük emek harcar, karşılıksız fedakarlıklarda bulunurlar. Yetiştirdikleri çocukları onların hayatlarına anlam katar ve bu sayede bir ömür mutlu olurlar.

Yapılan Bir Araştırma

Birinci gruba kendilerini mutlu edecek şeyler yapmaları istenmiş.

Onlar konforlu yaşamlara yönelmiş, tembellik yapmış, sevdikleri filmleri izlemişler, beğendiği yemekleri yemişler, eğlenceli oyunlar oynamışlar ve güzel zamanlar geçirmiş çok mutlu olmuşlar.

İkinci grupta bulunanlara hayatlarını anlamlı kılacak etkinliklere katılmaları istenmiş.

Onlar yardım sever kuruluşları içinde aktif görevler almışlar. İyi oldukları konularla ilgili seminer vermişler ve söyleşilere katılmışlar, ağaç dikmişler, sevdiklerine hediye almışlar.

Çalışma sonunda birinci grupta kendilerinin mutlu olması için çaba harcayanlar oldukça mutlu olmuşlar.

İkinci grupta bulunanlar diğerleri ve çevre için çalışmalara katılanlar, hayatlarına anlam kattıklarını hissetmiş ve bu nedenle onlar da mutlu olmuşlar.

Fakat birinci grupta bulunanların mutluluğu daha kısa süreli olurken ikinci grupta bulunan ve diğerleri için çalışan, yardımcı olanların aylar sonrada mutlulukları devam etmiştir. Yaşadıkları iyi hisler kolay kolay unutulmamış.

Hayatlarına anlam katanlar duygusal strese daha dayanıklı hale gelirken, iç dünyalarının daha zenginleştiği, hayata bakışlarının daha bilgece olmaya başladığını ifade etmişlerdir.

Hayatların anlamlı hale gelmesi, mutluluk arayışından daha üstün gelmiştir.

Hayatımıza Anlam Veren Dört Temel Kavram

1-Aidiyet: Yalnız yaşayanların depresyon, intihar ve bağımlılık nedeni olabilmektedir. Bir dönem için yalnızlık yalnız kalmak bir ihtiyaç olabilir. Sosyal bir varlık olan insanın bir veya birçok ekibin parçası olması, eş dost arkadaşlarının olması ve kulübe üye olması onun hayatına anlam katacaktır.

2- Amaç: Bazen çok basit görünen oldukça sıradan işlerimize yüklediğimiz anlamlar hayatımızın daha anlamlı olmasını sağlayan amaçlarımız haline gelebilirler.

Ör: Dönemin başkanı NASA'yı ziyaret eder. Orada gördüğü bir temizlik görevlisine ne yaptığını sorar. O an yerleri silmekte olan adam "şu an aya adam gönderilmesine yardımcı oluyorum" diye cevap verir.

O kendisini ekibin bir parçası olarak görür ve orada olan bilim adamlarına katkısını önemser. Çünkü o uzay çalışmalarının içinde yer alan bilim adamlarının kendisine ihtiyacı vardır.

Sıradan birisi gibi nihayetinde "ben nihayetinde bir temizlik görevlisiyim, işimi yapar maaşını alır geçerim; benim gibi bir adamın ne katkısı olabilir ki?" gibi bir yaklaşım içinde değildir. O hayatını oldukça anlamlı görmektedir.

Ayrıca eğitmenlik ve cerrahlığın insanlara yardım eden olmaları kendilerini en anlamlı meslek sahibi olarak görmelerini sağlar. Meslekleri sayesinde hayatlarına anlam katanların daha cefakar davrandıklarını hep gözlemlemekteyiz.

Sadece doktor ve öğretmenlerin değil tüm meslekler, toplumsal yapının vazgeçilmez parçalarıdır ve onların hayatları meslekleri sayesinde hayatları anlam kazanır.

3-Hikayemizi Yazmak: Hayatımız, kendimize anlattığımız hikayemizdir.

Çoğu okuduğumuz hikayelerde, izlediğimiz filmlerde kahramanların başta acı ve zorlu olaylarla başlayan ve zaferle biten hikayelerinde yaşanan süreç kahramanı geliştirir, değiştirir ve onun hayatına anlam katar.

Unutmayalım ki bizler kendi hayatlarımızın başaktörleriyiz. Başrolünü oynayacağımız hayatımızın hikayesini nasıl yazacağız?

İçinde bulunduğumuz dünyayı değiştiremesek de içimizdeki dünyayı değiştirebiliriz. Hayat hikayemizi yazarak hayatımızın direksiyonuna geçebilir hayatımızı anlamlandırabiliriz.

Esas olan bunun farkında olmak değil midir?

Hayatlarının anlamsızlaştığının farkına varamayanların hikayeleri olumluya gitmez.

Hayatımızı daha anlamlı hale getirecek baş aktör olduğumuzun farkına varmak kendimizin farkına varmakla mümkün olabilecektir.

Ve bizi bizimle tanıştıracak bize rehberlik edecek duygularımızla tanışmamız farkındalığımızı arttıracaktır.

Her günün sonunda günde ortalama 20 dakika gün boyu yaşanan olaylar karşısında hangi duygular içine girmiştik geçmişle bağıntısı nedir? Bu sürecin sonuçlarını birkaç günde almaya başlayabileceğiz.

Farkındalığımız arttıkça zamanla kendi hikayemizi yazabilme yeteneğimiz gelişecektir. Tanıştığımız duygularımızı kontrol yeteneğimiz artarken duygusal, ruhsal, zihinsel, sosyal yönde daha iyi olmaya başlayacağız. Aşkınlık hissimizi yakalamaya başlayabileceğiz.

4-Aşkınlık: İnsanlar bazen sadece paraya, bir sevgiliye ve makama gibi bir ya da birkaç konuya odaklanırlar. Gün boyu hayatlarında sadece bir veya birkaç konu vardır. Ve odaklandıklarını kaybetmeleri durumunda büyük bir çöküntüye uğrayabilirler; büyük acılar yaşarlar. İçinde bulunduğumuz dünyanın sayısız fırsatlarını göremez olurlar.

Aşkınlık hissini yakalayın. Hayatınızı peşinde koştuğunuz bir/birkaç şeyle sınırlamayın; göklerden dünyaya bakın. Ormana bakın. Problemlerinizin aslında ne kadar küçük olduğunu kendinize hatırlatın.

Dünyayı uzaydan seyretmiş astronotlar büyük bir heyecanla hissettiklerini anlatırlar. Ve sonrasında hayatları daha anlamlı olmaya başlar.

Hayat bazen zorlaşır, her şey ters gider. Böyle zamanlarda yaşadığınız mutsuzluğun hayatınızı oluşturan yapı taşlarına dönüşmesini sağlayın. Yaşadıklarınız sizi güçlendirecek ve çoğu zaman hayatınıza anlam katabilecektir.

Hayatın Anlamlı Hale Gelmesi ve Düşüncelerimiz

Ve bilmelisiniz ki tüm duygularınızın sorumlusu sizsiniz.

Bardağın dolu ya da boş tarafı sizin duygularınızı biçimlendiremez. Bardak boş ise boştur; doluysa doludur. Olay, obje ve olguların bizi etkilemesi bize bağlıdır.

Kimse sizi üzemez; sizi üzen olaylar değil, olaylara bakış açınızdır.

Olayları olduğunuz gibi değil, olduğu gibi görmemiz gerekecek.

Ne düşünüyorsak o oluruz!

Duygu ve davranışlarımızı biçimlendiren düşüncelerimizdir. Bu anlamda düşünce hatalarımızın farkına varmak ve düzenlemek hayatımızı anlamlı hale getirmemiz için olmazsa olmazımızdır.