2020 senesi en karanlık gece, en sert kış gibi hayatın her alanında yıpratıcı ve zor geçti. Pandemi, depremler, ekonomik kriz derken 2021 ile birlikte güneşin doğuşunu ve baharın gelişini bekliyoruz.
2020 senesi Bursaspor içinde hiç iç açıcı başlamadı fakat 2020 bitmeden baharın esintisi, güneşin sıcaklığı kendini hissettirmeye başlamıştı. Sahada mücadele eden evlatlar, saha kenarında onları yöneten bizden, içimizden Mustafa Er ve ekibi koca bir şehrin yüzünü armaya çevirmeye çalışırken hedefler büyüdü ve tüm ülke Bursaspor'a döndü.
Keçiörengücü deplasmanı ile 2021'e start verdik. Sentetik bir zeminde ligin en zor deplasmanlarından birine çok önemli iki eksik ile çıktık fakat akıllı futbol 3 puanı getirip hayalleri hedefe dönüştürdü. Bursaspor 18 transfer yaptığı 2019-2020 sezonunun ardından transfer yasağı ile başlayıp transfer yapamadığı 2020-2021 sezonunun devre arasında 27 puan ile bir önceki sezon ile aynı durumda girdi. Bu sahada mücadele eden oyuncuların ve teknik heyetin başarısıdır.
İçeride oynadığımız Eskişehirspor ve deplasmanda oynadığımız Keçiörengücü maçlarında Bursaspor özellikle toplu oyunda etkisiz bir görüntü verdi. Nitekim bir önce yazmış olduğum yazıda coşku eksikliğine yönelik bir tespitte bulunmuştum. Keçiörengücü maçında durum biraz daha farklıydı. Sentetik ve sakatlığı arttıran bir zemin, topu rakibe verip onu bozarak sertlik ile sonuca gitmeye çalışan bir rakip vardı karşımızda.
Futbolda maçı izlerken karşımızda 11 oyuncu olduğunu unutuyoruz bazen. Rakibe göre hareket etmek, rakibin avantajlarını sindirip, dezavantajlarını kullanmak taktiksel bir eğilimdir. Keçiörengücü karşısına da bu minvalde bir kadro ile çıktık. Orta alanda Ozan İsmail Koç'un oynaması sosyal medyada maç içinde oldukça eleştirildi fakat belki de maç içinde taktiksel düzende en kilit rol ona aitti. Rakibin orta sahasında forma giyen Bursa Merinos çıkışlı oyuncu Burak Aydın geçiş oyununda ve hücum bölgesine bitirici top atma konusunda elinde bulunan en önemli güç. Ozan İsmail Koç maç boyunca oyuncuyu birebir marke ederek oyuncuyu çizgide oynamak zorunda bıraktı ve rakibin tehlike üretme şansını hemen hemen sıfıra indirdi. Ozan İsmail sahada yürüyor gibi görünüyor fakat ona verilen görevleri doğru yerine getiren bir oyuncu olduğu için bu tarz maçlarda tercih sebebidir. Maçı ve taktiksel analizi yaparken geniş çaplı düşünmek gerekiyor. Bölge bölge, dakika dakika maç planları size 3 puanı getiren ince detaylar olabilir.
2021'e güzel başladık. Bu noktadan sonra iş artık 2 haftalık süreçte saha dışı etmenlerde. Sahada mücadele eden çocuklara destek mi olacaksınız? Yoksa maçtan maça gidip, tweet atıp göz boyamaya devam mı edeceksiniz? Minimum 3 imkan dahilinde 4 veya 5 oyuncuyu direkt takıma monte etmek demek bir üst lig demek. Söz artık sizde. Ne yapacaksınız?