Nişanlılık döneminin çoğunlukla sıkıntılı geçtiğine şahit oluruz. En çok şikayet ailelerden gelir.
Örnek olarak, ev döşeme zamanlarında gelin veya damat eşya seçemediklerini, çok fazla maliyeti olan isteklerin hiç bitmediğinden ve yıllarca borç ödemek zorunda kaldıklarından söz ederler.
Bunun nedeni ise iyi niyetli de olsalar ailelerin her konuda karar verici rolünün olması ve gençlerin tam anlamıyla var olamadığı kültürümüz...
Aslında gençler kadar aileler de özgür değiller. Çünkü onlar da kendilerini hep “el alem ne der?” e göre düşünmekteler.
Gerçekte ise her şey içe atılmakta kimse tam olarak kendisi olamamaktadır.
Bu konu toplumumuzun gelişmişlik düzeyi ile ilgilidir.
Ülkemizin kültüründe 1972'e kadar iletişim kelimesi yoktu.
Çünkü otoriter yapıda konuşmak yok, dinlemek vardı, tabi olmak vardı.
Birey olmaya başlamamızla konuşma kültürü, anlatma, anlamaya çalışma, dinleme ve empati kavramlarıyla karşılaşmaya, iletişimin öneminden bahsetmeye başladık. Biliyoruz ki anne babalarında birikimleri var, tüm bu tecrübeler sağlıklı iletişim içinde sohbet içerisinde dile gelmelidir.
Anne, baba ve evlenecek evlatlar birbirlerini tam olarak anlamak durumundadırlar.
Nasihat etmek, ikna için zorlamak, eleştirmek, dışlamak, tabi kılmak ve küçümsemek iletişim engelidir.
Beklenti, istek ve ihtiyaçların karşılanması
Ancak şunun da bilinmesi gerekir ki, her erkeğin içinde hoşuna giden kadının kahramanı olmak ihtiyacı vardır. Bu çok temel bir ihtiyaçtır. Kız bir erkeğin prensesi olmayı ister, bu da onun ihtiyacıdır.
Kız kendisi için fedakarlık yapacak bir erkeği hissettiği zaman bir kadın olduğunu hissediyor. Yani kadın kendini prenses gibi, erkek de birisinin kahramanı gibi hissedemez ise kendini birlikteliğin bir anlamı kalmıyor.
Sohbet İçinde Kalmak
Nişan ve evlilik kararı alarak gönlünü verdikleriyle uzun bir yolculuğa çıkmaya karar veren eşler sohbet içinde kalarak var olmanın mutluluğunu yaşarlar.
Sağlıklı iletişim ile gelişen sağlıklı ilişkiler birbirlerini tanımalarını, gelişim içinde olmalarını sağlar. Sohbet içinde kalanların anlattıkları ve dinledikleri ile iç dünyalarına yolculuk yaparlar.
Kendilerini, eşlerini ve dünyayı daha iyi tanımaya başlarlar ve fark ederler ki yaşamın kendisi aslında bitmeyen bir sohbetten ibaret...
Bunun hazzını yaşamaya başlarlar...
Onlar için evlilik çok iyi yönetilince haz veren bir oyun halini almaya başlar.
Bazen günlük, güneşlik; bazen kar boran, fırtınalı geçip giden yıllar sonra arkada bırakılan hoş anılardır.
Nişanlılıkta Nelere Dikkat Edilmeli?
Son yıllarda artan boşanma oranları sıkça gündeme getirilse de, aslında evlilik öncesi dönem de bu ayrılıklardan nasibini fazlasıyla alıyor.
Peki evlilik provası sayılan nişanlılık döneminde nelere dikkat etmek ve hangi hatalara düşmemek gerek?
Hem evlenmeyi düşünen çift hem de aileler için zor bir maraton olan nişanlılıkta, tarafların önüne büyük küçük pek çok engel çıkabiliyor.
Bu süreçte herkesin sınavı birbirinden farklı olsa da uzmanlar, en sık düşülen yanlışları ve sudan sebeplerle ayrılmamak için alınması gereken önlemleri şöyle sıralıyor.
Evlilik öncesi gençlerin ilgisi birbirlerine yöneliktir. Birbirlerini memnun etmeye çalışırlar. Evlendikten sonrada ise şahsi öncelikler ön plana çıkar. Tarafların zaafları kontrolsüz hareketleri daha çok dikkati çeker.
Kişilik uyumunda oran % 60-70 gibi olması yeterli olabilir. Ne kadar farklı yönlerimiz de olsa esas konu sağlıklı iletişim, çatışma yönetimi, sorun çözme yeteneği, farkındalık gibi konulardır.
Zira sorun karşısında nasıl davrandığımız sorunun kendisinden çok daha önemlidir.
Nişanlılık Döneminde Ailelerin Aşırı Müdahaleci Yaklaşımı
Nişanlılık, hiç şüphesiz ailelerin evlilik sürecinde en aktif oldukları dönemdir. Eşya seçiminden çiftin hangi evde yaşayacaklarına kadar anne babalar bu dönemde her şeye müdahil oluyor.
Genel gözlemlerimiz ailelerin nişan ve düğün merasimlerini güç gösterisinde bulunabilecekleri bir alan olarak algıladıklarıdır. Bu da gençlerin değil, neredeyse ailelerin evliliği gibi bir durum doğuruyor...
Planlama yapmaları ve özellikle el âlem ne der düşüncesiyle her aşamada çifte karışmaları, ailelerin görüş bildirmenin ötesinde baskı uygulamalarına yol açıyor.
Nişanlılıkta çoğu kez ipleri kopma noktasına getiren de, çiftlerin kendi aralarında bir problem bulunmamasına rağmen ailelerin ne dediğiyle gereğinden fazla ilgilenmeleri oluyor.
Nişanlılık Döneminde Maddi Vaatlerin Yerine Getirilmemesi
Nişanlılık, bir anlamda ilişkinin maddiyatla imtihanıdır.
Hediye olarak getirilen her şey, taraflarca puanlandırmaya tâbi tutulup bir sevgi ve değer ölçütü olarak algılanıyor.
Özellikle kız tarafı her şey eksiksiz olsun isteyince, orta halli bir ailenin çocuğu bile istenilen bir damat olarak görünmek için yapamayacağı şeyleri yapmaya çalışıyor.
Beklentiler karşılanmayınca da yoldan dönmek kaçınılmaz oluyor.
30 yaşındaki Ayşe’de buna benzer bir gerekçeyle nişan atanlardan.
Aile, nişanlılık döneminde damat adayına evlilik için bir ev almasını şart koşmuş. 3-4 ay sonra ev alınmış. Ancak evin fiyatının ne kadar olduğunu öğrenmek isteyen kız babası, emlakçıya gittiğinde evin satılmadığını, kiralandığını öğrenmiş. Kız tarafı damadı dolandırıcılıkla suçlayıp nişanı atmış. Erkek ise kız tarafının şartlarının çok ağır olduğunu ve evlenmek için kendisine başka yol bırakmadıklarını söyleyerek kendisini savunmuş.
Nişanlılıkta Karşıdakinin Değişeceği Düşüncesi
‘Nikâhta keramet vardır’ düşüncesiyle çiftler birbirlerinde istemedikleri özellikler olmasına rağmen evlilik yolunda adım atıp nişanlanabiliyor. Ancak bir ön prova olan nişanlılık döneminde, karşıdakinin pek de değişmeye niyetli olmadığı fark edilince, ‘zararın neresinden dönülse kârdır’ denerek nişan atılıyor.
28 yaşındaki Tuğba’nın 1 sene süren nişanlılığı da bu nedenle son bulmuş: “Aslında kafalarımızın farklı olduğunu tanıştığımızdan beri biliyordum ama sevdiğim için ayrılmayı göze alamadım ve değişir düşüncesiyle bekledim. Nişanlılık döneminde de kendi düşüncelerimi ona kabul ettirmeye çalıştım, ama hiçbir şeyin değişmediğini fark edince büyük bir tartışma yaşadık ve nişanı attık.”
Nişanlılıkta Evliliğin Aceleye Getirilmesi ya da Ertelenmesi
Nişanlılık, ebeveynlerin pek de rahat etmedikleri bir geçiş dönemi olduğundan bazı aileler sorumluluğun kendilerinden çıkması için fazla geciktirmeden evlenmeleri yönünde gençlere baskı uygulayabiliyor. Ancak taraflardan birinin kendini hazır hissetmemesi ve biraz daha süre istemesi halinde kimi zaman gerginlik yaşanıyor.
Evliliğin aceleye getirilmesi bir tarafta strese neden olurken diğer tarafta da istenmediğine dair endişeye ve umutsuzluğa kapılmasına yol açabiliyor. Öte yandan iki tarafın da rızasıyla yıllarca nişanlı kalmak, duygusal anlamda bazı şeylerin tükenmesine neden olduğundan evlilik gereksiz görülüp nişan atılabiliyor.
Nişanlılıkta Yaşın İlerlemiş Olması
Nişan atma olaylarına yaşı ilerlemiş çiftlerde daha sık karşılaşılmaktadır.
Belli bir yaşa ulaşmış olmak, kişiyi hem daha seçici yapıyor hem de beklentilerini yükseltiyor. Buna o zamana dek şahit olunan olumsuz tablolar da eklenince, oluşan korku ve çekimserlikle çok basit nedenler evlilikten dönmeye yetiyor.
Nişanlılık ve Kıskançlık
Nişanlılıkla evlilik yolunda önemli bir adım atılınca, özellikle erkek daha sahiplenici bir tavır sergilemeye başlıyor. Bazılarında ise bu kıskançlık, karşı tarafı evlilikten vazgeçirecek boyutlara varabiliyor.
26 yaşındaki Hatice hamın, “Beni kuzenlerimden, çevremdeki her erkekten kıskanmaya başladı. Tahammül edemeyeceğim bir duruma gelince hayat böyle geçmez diye düşündüm ve ayrıldık.” diyor.
Nişanlılık ve Sosyal Medya
Boşanma nedenleri arasında yerini alan sosyal medya, nişan atma nedenleri arasına da çoktan girdi.
İnternetle arası olan anne babalar, çocuklarının hayatlarını birleştireceği kişinin profilinin de sıkı takipçisi. Hal böyle olunca gelin veya damat adayı tarafından yapılan hoşa gitmeyen bir paylaşım, tartışmalara sebebiyet veriyor.
Bazen de taraflar birbirlerinin hesaplarını kontrol ederek birbirleri hakkında bilmedikleri şeyleri öğrenip ayrılık kararı alıyor.
Düğüne bir hafta kala nişan atan Özge hanım, nişanlısına çok güvendiği için onun özel hesaplarını kontrol etme ihtiyacı hissetmemiş. Ancak arkadaş sohbeti sırasında içine kurt düşmüş ve bir şekilde şifrelerini öğrenerek özel yazışmalarına ulaşmış.
Ahmet, olayı şöyle anlatıyor “Beni aldatma gibi bir ihtimali olabilir mi diye mesajlarını kontrol ederken, asıl meselenin para olduğunu öğrendim. Kardeşiyle olan yazışmalarından beni aslında pek de sevmediğini, sadece varlıklı olduğumuz için benimle evlenmek istediğini anladım.”
Nişanlılık Dönemini Nasıl Değerlendirmeli?
Mutlu bir yuva kurmak için nişanlılık döneminin en doğru şekilde değerlendirilmesi gerekir. Nişanlılık, kültürümüzde fazla ciddiye alınsa da aslında gençlerin birbirlerini tanıma dönemi.
Bu dönemi sadece ev ve düğüne hazırlıkla değil, evleneceğiniz kişiyi tanıma fırsatı olarak değerlendirin.
Kişiliğinizi Saklamayın ve Evlilikten Beklentilerinizi Açıkça Konuşun. Karşıdakini değiştirmeye çalışmayın.
Rahatsız olduğunuz özelliklerini açık açık konuşup bunun için neler yapabileceğinizi tartışın.
Aileler arasında anlaşmazlıklar yaşanmışsa ya da sempati oluşmamışsa ilişkinin kozların paylaşıldığı bir ring halini almamasına dikkat gösterin.
Ve anne-babanızdan arka planda durmalarını rica edin. Maddi beklentileri yüksek tutup mükemmeli beklemeyin. Bazı şeylerin zamanı önemlidir.
Nişanlılık dönemi tıpkı bir filiz gibi dış etkilere açıktır en kısa süreli olması daha iyidir.
Eşler birbirleriyle iletişim kuramıyorlarsa, ya da sürekli çatışmalı bir iletişim içindeyseler yapmaları gereken ilk şey birbirlerinin iletişim dilini öğrenmeleri gerekir. İnsanlar olaylar karşısında çoğu zaman hisleriyle tepki verirler.
Evlilikte ve nişanlılık da yaşanan sorunların, krizlerin en önemli nedeni eşlerin birbirlerine olması gerektiği gibi değil, hissettikleri gibi davranmasıdır.
Nişanlılık ve Hukukumuz Nişanlanma
Aile Hukukuna göre düzenlenmiş kendisine özgü kuralları olan bir sözleşmedir. Ayırt etme gücü olan yani akla uygun davranabilme yeteneği olanlar nişan kararı verebilir.
Nişanın devamı ayırt etme gücünün devamını gerektirir.
Yaş yerine cinsi olgunluk ergenlik şartı gerekir.
Nişanlanma, Evlenme Vaadiyle Olur
Evlenme vaadinin belirtilmesi ise kadın ve erkek nişanlanma konusunda iradelerini ortaya koyması ile olur. İradenin ortaya konulması ise mektupla, yazıyla, hediye vermekle, akraba ve arkadaşlarına yanındaki kişiyi nişanlısı ile tanıtmakla, birbirlerine nişan yüzüğü kabul ettikleri yüzük vermeleriyle, evlilik hazırlıkları yapmalarıyla olabilir. Temsil yoluyla nişan olmaz.
*Taraflar arasında nişanlı olma konusunda fikir birliği gerekir. Tek taraflı, “bu kişi benim nişanlımdır.” demek yeterli değildir.
*Taraflar isterlerse nişanlandıklarını gizli tutabilirler. Bu durum ispatını ve evlilik vaadi olmayan birlikteliklerin ayırt edilmesini güçleştirir.
Bazen karşılaştığımız evlenme vaadi beklentisi ile sürdürülen birlikteliklerin sonunda da tazminat gündeme gelebilmektedir. Evlilik vaadi netleşmese de kızın hamile kalması nişanın varlığı için kanıt olarak kabul edilmektedir.
*Nişan sonrası bilinmeyen engellerin, olumsuz niteliklerin ortaya çıkması mümkündür. Haklı sebepten nişan sona erebilir ve tazminat hakkı doğabilir.
*Nişanın belli bir süre sonra biteceği kararı alınamaz. Çünkü nişan kararı bitirilmek için değil, evlilik vaadi ile alınır.
Nişan tarafların birbirini tanıması ve evlilik için hazırlık zamanıdır. Bu süreçte öngörülmeyenler nişanın bozulmasına neden olabilir.
*Nişan serbest irade gerektirir. Bu nedenle, “nişandan vazgeçme halinde şöyle şöyle tazminat ödeyeceğiz” gibi bir sözleşme geçersiz olur. Nişanlı olmakla evlenme zorunluluğu yoktur.
Evlenme iradesinin ortaya konulması evliliği zorunlu kılmaz. Ancak buna rağmen tek taraflı nişanın bozulması da tazminat hakkını doğurabilir.
*Nişanlanmış kişilerin davranışları dürüstlük sadakat gerektirir. Aksi durum nişanın sona erdirilmesi için haklı sebep teşkil eder.
*Nişanlılardan birinin haksız yere öldürülmesi sağ kalan için destekten mahrum kalma, manevi tazminat hakkını kazanır.
*Nişanlılar kendi aralarında evlilik sonrası geçerli olmak üzere mal rejimi sözleşmesi yapabilirler.
*Nişanın tarafların iradesiyle sona erdirilmesinden dolayı tazminat talep hakkı doğmaz. Ancak “hediyelerin iadesi kuralı” bu durumda uygulanır.
Nişandan dönmenin haklı sebep olması olmaması hediyelerin iadesini isteme hakkını engellemez. Verilen şeylerin hediye olma sıfatı haricinde yardım veya ahlaki sebeple iyi niyetle yardım amacıyla yapılan harcamaların bedeli istenemez.
Örneğin tedavi masrafına iyi niyetle katılmış olmak hediye değildir ve istenemez. Hediye, “nişanlılar tarafından” verilen şeylerdir. Ve ölüm halinde veya ölen nişanlının mirasçıları hediyeyi isteyebilirler.
Hediye anında evlilik inancının olması önemlidir.
*Nişanın tek taraflı bozulması ile ruh halinin şeref ve itibarının zedelenmesi gibi durumlar karşısında manevi tazminat davası açılabilir.
Dava nişanın varlığını ispat gerektirir. Ayrıca nişanlı ancak evli olmadıkları halde sürdürülen evlilik yaşamı sonunda erkeğin terki kadına tazminat hakkı vermez.
Nişanlılık ve Türk medeni Kanunu
(TMK) A. Nişanlanma MADDE 118.-Nişanlanma, evlenme vaadiyle olur. Nişanlanma, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça küçüğü veya kısıtlıyı bağlamaz.
B. Nişanlılığın hükümleri I. Dava hakkının bulunmaması MADDE 119.-Nişanlılık, evlenmeye zorlamak için dava hakkı vermez. Evlenmeden kaçınma hâli için öngörülen cayma tazminatı veya ceza şartı dava edilemez ancak yapılan ödemeler de geri istenemez.
II. Nişanın bozulmasının sonuçları 1. Maddî tazminat MADDE 120.-Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddî fedakârlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür.
Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır.
Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan kimseler de, aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler.
Manevî tazminat MADDE 121.-Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. III. Hediyelerin geri verilmesi
MADDE 122.-Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.
IV. Zamanaşımı MADDE 123.-Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.