Türk Dil Kurumu sözlüğüne sorduğunuzda "hovarda" kelimesinin anlamının cevabını aşağıdaki üç farklı başlık altında alırsınız.

* Zevki uğruna para harcamaktan kaçınmayan kimselere denmektedir. (bir sıfat olarak kullanılır).

* Çapkın (sıfat görevinde kullanılır).

* Hayat kadınının parasını yemekte olan erkekler için kullanılır. (isim görevinde)

TDK dördüncü ve en önemli anlamını atlamış görünüyor.

Bence günümüzde "hovarda" kelimesinin en değerli karşılığı başkalarının parasını "hesapsız kitapsız" harcayanlar için kullanılmasıdır.

Bu durum ülkemizde daha da anlam kazanarak kurumsallaşmış ve iğrenç bir sözde atasözü olan "Devletin malı deniz yemeyen domuz" la anlamını bulmuştur.

Hovardalık öyle kanımıza işlemiştir ki; ömür boyu yemeden içmeden çalışarak elde edemeyeceğimiz Euro ve dolarları iki yıllık sözleşme yapan futbolculara "1 milyon Euro verdik sudan ucuza geldi" diyebilen yüzbinlerce cebi delik gönlü zengin(!) insanımız var.

Başkanın aynı futbolculara aynı parayı geri yollamak için tazminat olarak ödemesine de kimsenin gıkı çıkmaz.

Çünkü alırken de gönderirken de hovardaca verilen para başkanın cebinden çıkmaz.

Son dönemlerde Bursaspor'da görev yapan bütün başkanlar benim tanımıma uygun hovardalık yapmıştır.

Son beş senede yüzlerce futbolcu, onlarca teknik adam transfer ederek önce mallarına el koyarak kanını emmişler, sonunda itina ile takımı düşürmüşlerdir.

Bu dönemde Bursaspor fakirleştikçe kendisi emlak ve alacak zengini olan süper hovarda başkanlarımız da olmuştur.

Siyasette hovardalık sadece devletin parası ile yapılmaz.

İktidara gelmek için öyle sözler ve vaatler verilir ki; beyin dumuruna uğrarsınız.

Mesela iktidara talip olan her partinin asgari ücret vergi dışı bırakılmalı ve yoksulluk sınırının üzerinde olacağı sözü vardır.

Ama asgari ücretten hep vergi alınır ve açlık sınırının altındadır.

Bundan büyük emek sömürme hovardalığı olur mu?

İş ve eğitim seferberliği, işsizliğe son, ihracat ve turizm patlaması, hazine kasalarının lebalep dolacağı sözlerinin siyaseten karşılığı nedir?

Umut hovardalığı değil de nedir!

Seçilmezlerse bu hovardalıkları bir dahaki seçimde kullanılmak üzere derin dondurucuya koyarlar.

Seçilirlerse de nasıl olsa o fatura ödemeyecekleri için siyasi hovardalıklarının keyfini devlet malı üzerinden sürerler.

İtibar devlet ya da kurum kesesinden masrafta değil tasarruftadır ama bunu anlayacak ve hatırlatacak bir toplum lazımdır.

50 yıldır duyduğum bir örtülü ödenek kavramı vardır.

Bu fasıldan harcanan paranın hesabı sorulmaz diyorlar.

Neden?

Devletin güvenliği açısından gizli kapaklı işlerde kullanılır denir.

Demokratik, sosyal, bir hukuk devletinde gizli kapaklı harcamaları denetim dışında bırakırsan o deliği kapatamazsın.

Zaten de kapanmıyor.

Bazı STK'larda bile paraya para demeyen hovardalar vardır.

Onu içindir ki, aynı davaya hizmet(!) eden onlarca farklı dernek kurarlar, amip gibi bölünerek çoğalırlar.

Siz grup olarak gerçekleştirdiğiniz nacizane bir sosyal sorumluluk projesini anlatırsınız, kutlamak yerine fonu nereden buldun diye soran STK başkanlara tanık olursunuz.

Devlet ya da el kesesinden hovardalığın tek ilacı ise " kul hakkı" nedir onu bilmektir.