Güzel adamların, güzel atlara binip gitmelerinin ardından “bütün ölümler erkendir” denmesinin yaş aldıkça beylik bir laf olmadığını daha iyi anlıyorsunuz.

Akranlarınızı birer birer kaybettikçe biraz gidenin ardından duyduğunuz üzüntü, biraz da sıranın yavaş yavaş size geldiğini fark etmenizin hüznü ile “Bütün ölümler erkendir “ deyiverirsiniz.

İlhan İrem benim akranım ve arkadaşımdı.

Lise sıralarında başlayan beste çalışmaları henüz daha gün yüzüne çıkmamıştı.  

İpeksi sesiyle söylediği bestelerinin tanınması 45’liklerle oldu.

Haydi sil gözlerini, Anlasana, Yazık oldu yarınlara, Konuşamıyorum şarkıları peş peşe patlamadan önce Çekirge’de Çardak Restoran yanındaki Gazino Mutlu’da yemek yiyip alt katındaki Mutlu Düğün Salonu’nda bir arkadaşımızın piyanist şantörlü düğününe katılmıştık.

Bir ara şarkı söylemesi için ısrar ettik ama “ritim altyapısı ve ses düzeni yok” diye ret ettiği için içten içe “havaya girdi” diye kızmıştık.

Oysa ki; ne kadar haklı olduğunu zaman bize gösterdi.

Özgün tarzı ve insanı sarıveren sıcaklığı ile bir anda zirveye çıktı.

Altıparmak’ta Plakçı Orhan’ın camında sabah saatlerinde “İlhan İrem’in son 45’liği geldi”, akşam saatlerinde “İlhan İrem’in 45’liği kalmadı” yazardı.

Abartmıyorum!

Bugün “TARKAN” ne ise bizim gençliğimizde ”İLHAN İREM” o idi ama Bursalı daha üstündü çünkü Tarkan başkalarının bestelerini yorumlarken, İlhan İrem kendi bestelerini okurdu.

Bir dönem sonra Bursa ile ilişkisi koptu ve yıllarca Bursa’da sahne almadı.

90’larda müziğini felsefe ile olgunlaştırdı ve İlhan-ı Aşk albümüyle başlayan ve ardından gelen “Koridor” ve “Seni Seviyorum” albümlerini çıkardı.

Bu dönemde siyahlar giyinmeye başlayan, toplum ve sanat ortamında hissettiğini söylediği duyarsızlığa bir sessiz direniş olarak popüler kültürden tamamen çekildiği ve felsefeye yoğunlaştığı dönemdir.

O güne kadar adını koyamadığımız pasif direniş ve eylem ile 12 Eylül faşizmine karşı dimdik durarak barışçıl protestonun öncüsü oldu. 

Son dönemde Mevlevi öğretisine dayanan müzik ve sahne çalışmaları yaptı ama popüler kültürden uzakta kalmaya özen gösterdi.

Aradan yıllar geçti…

2016’da Büyükşehir Belediyesi adına Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı (BKSTV)  55.’si düzenlenen ‘Uluslararası Bursa Festivali’nin yıldızı olarak İlhan İrem’in ‘Yıllardan Sonra’ konseriyle memleketinde ağırladı.

Ve bendeniz en önde o muhteşem geceyi yaşamış ve selamlaşmıştık.

Sahnede melek giysili balerinler, semazenler ve muhteşem ışık efektleri bize rüya gibi bir gece yaşattı.

Çok fazla konuşmadı 

Ama hepimizi yakından ilgilendiren bir anısını anlattı. 

Askerlik dönüşü bindiği otobüs Gölbaşı’ndan iniş yaparken özlemle hayal ettiği Bursa’yı görmek için sabırsızlanıyor.

Otobüs Kestel – Gürsu – Arabayatağı bölgesinden geçerken şeftali bahçelerini görmeyi hayal ederken gecekondu ve yol boyu uzanan kaçak fabrika binalarını görünce hüzünle “Benim Bursa’ma olanlar olmuş” diye mırıldanıyor ve bunu bir sözüyle bestesiyle bir şarkıya dönüştürüyor.

Bu anımı anlatırken Bursa’ya dün bugün değil 50 yıldır olanlar olduğunu bilin istedim.

Senin ki; çok erken bir ölümdü sevgili İlhan!

Sen sadece nefes alıp vermiyordun, bu ülkeye nefes olanlardan birisiydin.

Bursa bir nefesini daha kaybetti.

İnançlı olduğunu biliyorum.

Nur içinde yat!