Bursaspor, Royal Hastanesi Bandırmaspor’a 4-2 yenildi ve Spor Toto 1.Lige veda etti.
İnanın köy sahasını andıran derme çatma, ilkel bir basın tribününe sahip olan 17 Eylül Stadı’nda maçı izleyebilmek için bir cambaz olmanız gerekiyordu.
Önünüzde koca kosa direkler sahayı tam olarak göremiyorsunuz.
10-15 kişilik basın tribününe 30’un üzerinde basın mensubu akredite olunca maçı kümesi andıran tribünde izleyemeyen birçok gazeteci arkadaşımız, tribüne alındı.
Ben Bandırmaspor’u yıllardır izliyorum.
Bursa ve Bursaspor ile ne kadar sıcak ilişki içerisinde olduğunu bilen spor yazarıyım.
Ancak bunca yıldır ilk kez Bandırmaspor hem futbolcularını, hem de taraftarlarını bu kadar hırslı ve Bursaspor’a bu kadar öfkeli olduklarına hiç tanıklık etmemiştim.
Tribünden izlerken utandım.
Bursaspor kafilesi ile gelen yöneticiler ve listede yer alanları Bandırmasporlular resmen tekme tokat dövüyor. Hemen hemen tribünde saldırılar var.
Stadın dışında tutulan ve maçı ‘beleş tepe’ diye adlandırılan yerde izleyen Bursaspor taraftarları var. Ama etraflarında emniyet güçleri inanılmaz bir tedbir almış. Onları kıpırdatmıyor.
Maç oynanıyor. 2 dakikada kalene gelen iki top, kalecin Canberk Yurdakul’un inanılmaz ve de affedilmesi imkansız olan iki hatası sonrasında 2-0 geriye düşüyorsun.
Ben teknik direktör olsam, böylesine kritik bir maçta, yenildiğinden ligden düşeceğin bir mücadelede inanılmaz iki gol yiyen Canberk’i saha kenarına hemen alırdım. Yerine ise kadrodaki diğer tecrübeli isim olan kaleci Erhan Erentürk’ü sahaya sürerdim.
Sonrasında Bursaspor, 38 dakika süren inanılmaz bir futbol oynadı. Tek kale bir oyun. Neler kaçtı neler. Gerçekten yeşil beyazlıların bir golcüsü olsaydı inanın abartmıyorum Timsah bir anda 2-7 öne geçerdi. Ama bir bir metreden bile topu kaleye dürtemedik bir türlü.
Eyvah maç gidiyor derken iki dakikada bu kez Burak Altıparmak ve Massimo Bruno’nun golleriyle soyunma odasına 2-0 önde gitti.
Ben teknik direktör Mustafa Er’den vasatın üzerine çıkamayan Namık Alaskarov ile Enver Cenk Şahin’i çıkartarak Bifouma ve Acolatse’yi oyuna alması bekledim. Onların girmesiyle bas kılı oyun devem ederse goller gelecek diye düşündüm.
Ama bu değişiklikler olmadı.
Royal Hastanesi Bandırmaspor beklemediği bir anda, yine kaleci Canberk’in ve iki stoperin inanılmaz hatasıyla iki gol daha yedi. Bursaspor’dan hiçbir reaksiyon gelmedi.
Tek reaksiyon ise, 82. Dakikada sahadan çıkan Hasan Ayaroğlu’na özel güvenlik görevlisinin saldırmasına Bursasporlu futbolcuların gösterdikleri inanılmaz reaksiyon vardı. Ne acıdır ki sahada bunu gören emniyet güçlerinin olaya hiç müdahale etmemesi de düşündürücüydü.
Maç acı bir şekilde 4-2’lik yenilgiyle bitti.
Kardeşy diye bağrımıza bastığımız ve sahaya PAF oyuncularıyla çıkan sözüm ona kardeş takımımızı MKE Ankaragücü ise Beypiliç Boluspor’a resmen yenilerek ikinci kez Bursaspor’u ligden düşürmeyi başardı. Zaten kardeşlikte bunu gerektiriyor değil mi?
Maç sonrası taraftarların, tribün liderlerinin, hatta bazı yöneticilerin birbirlerine gösterdikleri tepkiyi üzülerek izledim.
Tamam takım ligden düştü.
Hepimizin üzüntüsü büyük.
Kolay kolay hazmedilecek bir olay değil.
Dakikalarca oturduğum koltuktan kalkamadım.
Sanki bu takımı kuran, transferleri yapan Ömer Furkan Banaz ve yönetimiymiş gibi gösterilen tepkileri üzüntüyle izledim.
Oysa ben o isimlerin sonradan ateşten bir gömlek giyen başkan Ömer Furkan Banaz’a değil, tam 17 transfer yapan, takımın geçtiğimiz sezonki başarısı isimlerini birer birer takımdan gönderen ekip lideri Emin Adanur ile göstermelik başkan Hayrettin Gülgüler’e tepki göstermelerini beklerdim.
İnanın Bandırma 17 Eylül Stadı’nda maalesef internet olmaması nedeniyle yazımı saat 22.00’den sonra yazabildim.
Futbolcuların can güvenliğini bahane ederek Bursa’ya gelmemesi, yöneticilerin sahadan çıkamaması Bursa adına üzüntü verici.
Özlüce İbrahim Yazıcı Tesisleri’nde ise inanılmaz bir emniyet tertibatı var. Taraftarlar burada takıma teki göstermek için birikmişler.
Oysa hayat devam ediyor.
Düştük!
Bunu kabullenip nasıl ayağa kalkabiliriz düşünmek yerine biz yöneticilere, futbolculara saldırıyoruz.
Böyle ne taraftarlık olur ne de sevgi.