Bu ülkede siyasi öngörüde bulunmak ve süreç okumak zordan çok daha öte falcılıktan ibarettir.
Ortalık kendini siyasi aktör sanan figüranlarla dolu olduğundan her filmin sonunda aktör aranır.
Ama bütün kabahat seçenlerdedir.
Demokrasiyi, o günki ruh hali ile pusulaya mühür vurup sandığa zarf atmaktan ibaret sanan biz seçmenler, her seçimde demokrasi suçu işliyoruz.
Aile içinde sözü ile özü bir olmayanları uyarmayı sağduyu ve bilinç sanıyoruz ama siyasi yelpazede fırıldak gibi dönen, ettiği lafları yiyen ama bir gün olsun bile “Hata yaptım” demeden destek isteyenlere ders vermeyi beceremiyoruz.
Onlar da bizim içimizden çıktığı için omurga ile omurgasızlık arasındaki farkı fark etmeyi bilmiyoruz.
İttifaklardan söz etmiyorum!
İttifakların yancıları ve figüranlarından bahsediyorum.
Fizik boşluk kaldırmaz misali, MHP’nin 16 yıldır acımasızca eleştirdiği Ak Parti ile gördüğü lüzum üzerine başlayan birlikteliği milliyetçi tarafta Meral Akşener eliyle İYİ Parti’yi ete kemiğe büründürdü.
İYİ Partinin 24 Haziran 2018 seçimlerine katılması riske girdiği anda “demokrasi adına” kiralık 15 vekil veren CHP demokrasi suçu işlemiş olmadı mı?
Bu ihsana karşı minnet duygularını “ CHP'ye ve Kılıçdaroğlu’na saygıda kusur etmemeyi çocuklarıma bile vasiyet ediyorum” diyen kimdi?
Aradan sadece 6 yıl geçtikten sonra “CHP’den 15 milletvekili istemek hayatımın en büyük pişmanlığı “ diyen Meral Akşener’dir.
Oysa o rüzgar ile yelkenlerini doldurmuş ve seçimde 9.95’lik oy oranı ile beklediğini alamasa da MHP’ye gelecek için ciddi bir alternatif olduğunu düşündürmüştü.
Bir kez istifa edip geri döndürüldükten sonra her gidip, geri dönen fani gibi keramet bende diye düşünmeye başladı.
Meral Hanım ve İYİ Parti seçmenin hafıza-i beşer sorununa öylesine inanmıştı ki; 2023 seçimlerinde ilk seçimde siyasi ve mesleki kariyerlerine göre özene bezene seçtiği adayların yerine ben listeye kimi koysam seçtiririm kafasıyla yola çıkınca, umut olacak yerde eski baraj olsa takılarak sıfır çekecek noktaya geriledi.
Hiçbir parti aidiyeti olmayan ben; Bursa’da 4 çıkarır dediğim için MHP’nin mevcut yönetimi yanlış yapsa da sağlam geleneksel yapısı ile İYİ Partiden çok oy alır diyen bir gazeteci kardeşime gömlek borçlandım ve ödedim.
Yani Meral Hanım, Bursa’da İsmail Hoca ve Ahmet Erozan gibi ağır isimleri tasfiye ederek yanlış söylemler ve isimlerle girdiği seçimde bana bile ekonomik zarar verdi.
Meral Hanımda bu kadar çok sapmanın verdiği kimlik sorunu ile söylemlerinde benden başka her şey yalan şehvetini izliyoruz.
Mesele masadan kalkmak değildir, mesele masaya otururken ödeyeceğin hesabı bilmektir.
Kifayetsiz danışmanlarını geçtik, tercihan seçtikleri dut gibi sallanıp birer birer düşerken onları anaç bir ruhla sahiplenerek sorunu çözmek yerine arkalarından terlik fırlatmak geçimsiz kaynana refleksidir.
Seçmeni küçümseyen, seçilmişin eleştirisini aşağılayan kafa bir yere varılmaz.
Muhalefet cephesinde takip ettiğim ciddi iki aktör var.
İkisi de milliyetçi gelenekten gelen DP den Cemal Enginyurt, diğeri İYİ Partiden Turhan Çömez’dir.
CHP’deki değişimin ne getireceğini bilmiyorum ama bence Atatürk’ün kurduğu partiden, mezhep partisine doğru gidişin endişesini taşıyorum.
Bu bağlamda seçilmeyeceğini bile bile Kılıçdaroğlu’nu seçileceğine inandırmak maharet isterdi becerdiler…
Mutfaktaki yangına, ciddi sığınmacı sorunlarına, ekonomik krizlere, cemaat oluşumlarına rağmen 12- 0 kazanmak, mucize değil, vatandaşını ve beklentilerini doğru yorumlamaktır.