Sizi Bursa’da ağırlamaktan keyif aldık, ülke ekonomisi adına gözlerinizdeki ışıltıyı görebilmek için BTSO’ da yapılan Bursa İş Dünyası Buluşmasının basına açık bölümünde yerimi aldım.

BTSO Başkanı İbrahim Burkay’ın çizdiği net ekonomik tabloyu ve iş dünyasının beklentilerini açık seçik ortaya koymasından mutlu oldum. 

Bu da bana BTSO üyelerinin kapalı oturumda sizi epeyi terleteceklerini düşündürdü.

Dilerim yanılmam!

Siz kürsüye çıktığınızda güzel şeyler söylediniz, umut aşıladınız, devlet desteğini en çok da Bursalı sanayici ve iş adamlarının hak ettiğinin altını çizdiniz. 

Evet Nebati Bakanım Bursa iş dünyası her türlü desteği, ilgiyi ve belki de ayrıcalığı sonuna kadar hak ediyor.

Bursa üretimin, helal emeğin, istihdamın ve son tahlilde ihracatın ana vatanıdır.

Bursa’da o bahsettiğiniz stokçular, istifçiler, vurgunculardan bulmazsınız.

Birkaç tane çıksa da inanın kökü dışardadır.

Bursalı sanayici ve ihracatçı düz topçudur alengirli işleri ve ilişkileri olmaz. Belki de bu özelliğinden dolayı bürokrat takımının ya da siyaset lobisinin ilgisine mazhar olmaz.

Yakından tanıdıkça sever, yakından tanındıkça sevilir.

Bakanım konuşmanızı dikkatle dinledim.

Ezcümle Çetin Altan’ın deyimiyle enseyi karatmayın dediniz!

İyi de ettiniz Bursa İş Dünyası enseyi karartırsa, ülke ekonomisinin ensesi kararır.

BTSO Başkanı Burkay boşuna demedi “ Bursa büyürse Türkiye büyür” diye

Ama Bursa’ya yüklenirken insaflı olmak gerekir.

Size basit bir hesap sunacağım Bakanım; Tekstil sektöründe yaklaşık 1.00 USD ye ithal edilen iplik ya da ham kumaş dokuma, boya, konfeksiyon ve yanında birçok tedarikçi giderleri sonunda bluz olarak 6.00 USD den ihraç ediliyor.

Boya ve terbiyede kullanılan özel birkaç kimyasal dışında üretim tamamen yerli ve milli olarak gerçekleşiyor.

Aradaki metrede 5 USD fark da yüksek katma değer olarak ülke ekonomisine kazandırılıyor.

Siz çalışın, üretin, istihdam sağlayın ve ihracat yapın biz arkanızdayız dediniz ya!

Sözde değil özde destek vermeniz için realite ile yüzleşmek gerekir.

Biz üç büyük sorundan biri olan faizi çözdük dediniz ve KGF ve KKVM  ile bankaları bu sisteme soktuğunuzu söylediniz.

Eyvallah!

İkinci sorun olarak dövizin stabil seyretmesi için önlemeler alındı yani döviz baskılandı dediniz.

İşte bu olmadı Bakanım!

İşin doğrusu dövizi bırakın o kendi dengesini bulur olmalıydı.

Sanayici döviz alıp satarak para kazanmaz. O işi yapanların denetim ve düzeni devletin işidir.

Sanayici üretimini, dış bağlantılarını planlar ve programlarını kontratlara bağlar.

Özellikle ihracatın sürdürebilirliği ve ihracatçının güvenirliliği kontratlara bağlı kalması ile mümkündür.

Devletin doğalgaz ve enerjiyi sübvanse ettiğini biliniyor.

Son doğal gaz zammının bile girdi maliyetini kurtarmadığı da bir gerçektir ama bunun üretime yansıması maliyet dengeleri alt üst etmektedir.

İthal otomobil, içki, parfüm, sigara gibi tüketimlerin gözünün yaşına bakmayın istediğiniz kadar bindirin ama üretim girdilerini sübvanse etmeye devam edin.

Daha önce doğal gaz ve enerji, işçiliğin yarısı iken son zamlarla birlikte işçiliğin üç katına çıktı.

Dahası EPDK dan sızan bilgiler yeni zamların geleceğini fısıldıyor.

Buna karşılık dövize baskı ihracatı bitirir.

Ve ihracat biterse fethedeceğinizi söylediğiniz son kale olan Enflasyonu dize getiremeyiz.

Sonrasını ve daha fazlasını iş aleminin size soracağı inancı ile noktayı koyalım.