TFF’nun Ankara’da yapılan genel kurulunun üzerinden yaklaşık 10 gün geçti.
Kurula; Altınordu Spor Kulübü’nün Başkanı Sayın Seyit Mehmet Özkan’ın konuşması damga vurdu.
Sayın Özkan adeta Bursaspor’un üst düzey bir yetkilisi, sevdalısı gibiydi.
Bizim sahip olamadığımız değerleri kendisinde görmek bir yandan gurur verici, öte yandansa çok acıydı! 
Konu, bırakın Ulusalı Bursa medyasında bile yalnızca bir haber olarak yer aldı.
Değerlendirme açısından kısa bir süre beklemeyi uygun gördüm.
Ne yazık ki Sayın Özkan’ı tedirgin eden Bursaspor’la ilgili süreç, bizde sinek vızıltısı kadar bile ilgi çekmedi!

Bursaspor’un 2.lige düşmesi, altyapılarımızın da Elit Lig’ten Bölgesel Lige düşmesi anlamına geliyor.
Bundan böyle U kategorisindeki gençlerimiz yalnızca bu bölgedeki takımlarla karşılaşacak ve sezonluk karşılaşma sayıları da ciddi anlamda düşecek.

Daha Salı akşamı U 15 takımımız finalde Fenerbahçe’ye yenilerek 2. oldu.
Dün akşamsa U 14 takımımız finalde Galatasaray’ı yenerek Şampiyon oldu.
 
Bu kulvarlardan bölgesel amatör lige düşmeyi gerçekten haketmiyor Vakıfköy.

Ama Türkiye’nin yönetemeyenleri her platformda yetersizliklerini  sergilemekten geri durmuyorlar!


Sayın Özkan’ın özellikle Almanya 4. Liginden yetişen Hamit Altıntop’a karşı bu konuyla ilgili sert eleştirilerde bulunması son derece anlamlıydı.

Gelelim Bursa’ya!
Olmayan kamuoyumuza!
Olmayan sağduyumuza!
Olmayan futbol kültürümüze!
Oradaymış gibi yapan federasyon temsilcilerimize!

Sosyal Medya’dan tüm taraflara hakim olabiliyorsunuz artık!

Bir elin parmaklarını geçmeyen sayıda akıllı uslu yorum yapanlarımız var.
Ama paylaşımların altı tam bir felaket.
Ya beğen destekle, ya da beğenme kendi fikrini söyle değil mi?
Yok öyle!
Hırbo; konunun en çok ve tek bileni. Veriyor küfürü!
Bu sezon bütün deplasmanlara gideceklermiş, kendilerini tanıtacaklarmış.
Niye?
Yeni düşmanlıklar yaratmak için mi?
2010’da yarattığımız olumlu havayı her sene üstüne koyarak yok ettiniz!
Sayenizde sevenimiz de kalmadı çok şükür!

Basketbol takımımızın yönetim ve sportif başarısı ortada. 
Aynısını futbol takımımızda niye gerçekleştiremediğimiz çok net değil mi?

Medyamızın Sayın Özkan’ın tespitleriyle ilgili dut yemiş bülbülü oynaması, taraftarı olumluya yönlendirecek hiçbir etkisinin olmaması ilginç değil mi?

Federasyona gönderdiklerimizin Bursaspor’la ilgili neyi temsil ettikleri sırrını niye çözemiyoruz?

Ya Kamuoyu nedir? Yenir mi, içilir mi? Örneğin; Bursa’da nerede bulunur? 
Bursa’nın; havası,suyu, toprakları katledilirken kuşa mı bakar?
Seçtiklerinin Bursa’ya 5 kuruşluk yararı yokken kafasını mı kaşır?
Bursaspor tarihin tozlu sayfalarına gönderilirken, renk körlüğü mü çeker?

Nedense, 50 yıl öncesinin hal altı diyalogları geldi aklıma.

Hüsam’la Mefo ellerindeki döşemeyi koltuğa çakarken bir yandan da eşsiz geyiklerini yapmaktadır.
- Eyy Mefo biliy misın bizim Receb’ın oğluni 
- Eeeee
- Çok yüksek universitayı bitırmış olmuş müdür!
- U sümüklimı be?
- Aco’sunin oğli da bir top oynaymiş, herkes pek begeniymış 
- U yamuk bacakliyı mı be

Kamuoyumuzu arıyorduk aslında değil mi?
Bizim kamuoyu o yıllarda mı kaldı, ya da hep böyle miydi?