Merhaba Değerli Okurlar,

Başlık " Katır Kutur " olunca tahmin ediyorum konunun ne olabileceğini çözdünüz. Ancak , "onu satıyoruz bunu veriyoruz " 'a girmeden bir yazı yazmaya çalışacağım. Yazının derdi 10 başlıkta anlaşma yaptığımız Katar'ı biraz daha yakından tanımak.

Katar, Arap Yarımadasındaki Basra Körfezi'nde konumlu bir ülke. Bir körfez ülkesi. Büyüklüğünü İzmir kadar düşünün. Hatta İzmir'in km2 de fazlası bile var.

Tarihi, aşiret beylerinin yönetiminde geçmiş. Osmanlının 1852'den 1915 e kadar bulunduğu, yönetiminde bulunanların Osmanlının kaymakamı olduğu bir coğrafya.

Bu kısmı hızlı geçelim asıl konuya geçmek için. Ekonomisinin petrole ve doğalgaza dayalı olduğunu çoğumuz biliyoruzdur. Bu enerji ihracatçısı ülke bu sayede dünyanın kişi başı gelirde en yüksek ülkelerinden biri. 2020 tahmini 138.910 dolar. Dolar'ın güncel kurunu alıp hesaplayın siz artık. Ben bu satırları yazarken 7,87 idi. Siz okurken kaç olur bilemem.

Neyse, konu bizim dolar kuru değil. Ekonomisinin temeli petrole ve doğalgaza dayalı bu ülkenin en büyük ihracatçıları Güney Kore, Japonya, Hindistan, Çin, Singapur. Tahmin edeceğiniz üzere ana ihracat ürünü olan enerjiyi, yine dünyanın teknoloji ve katma değerli üretim yapan ülkelerine yapıyor. İthalatındaki ülkeler ise ABD, Fransa, İngiltere, Çin ve Hindistan. Yani dünyaya katma değerli ürünleri satan ülkelerinden satın alıyor. İthalat kalemi malumunuz teknolojik ürünler, makine ve tesisat ürünleri.

Biz mi ne yapıyoruz? Toplam ihracatı 80 milyar doların üzerinde olan bir ülke de, ikili ticaretimiz sadece 1,4 milyar dolar. İnşaat, mobilya malzemesi ve mücevher gibi ürünler sattığımız ana kalemler. Tabi son sattığımız tank-palet fabrikası, zararın nasıl ödeneceğini çözemediğimiz Türk Telekom satışını, muhtelif arazi satışlarını ve daha niceleri diyebileceğimiz özel özelleştirmeleri ihracattan saymıyoruz. Yoksa dış ticaret hacminde ilk 5'e rahat gireriz. Borsa İstanbul'u saymadım değil mi?

Peki. Bu Katar dediğimiz ülkenin dünyadaki yeri ne?

2020'nin Dünya'daki küresel etkinlik sıralamasında 18.ülkesi. Bunda elbette petrol rezervleri büyük öneme sahip. Aynı listede Türkiye 16.sırada. Askeri güç anlamında Katar 102.ülke durumunda. Türkiye ise 13.sırada. Katar'ın bu askeri dehasının, tank-palet fabrikasının büyümesinde ön plana çıkacağına inanıyorum. İşin garip tarafı IMF'nin hazırladığı 2019 yılı en büyük ekonomileri raporunda Türkiye 19.sırada yer alırken, Katar 53.sırada yer alıyor. Elbette 2020 yılının başından beri musallat olan Covit-19'un bu sıralamaları tepetaklak edeceği bir gerçek ama petrol ve doğalgaz ihracatına dayalı bir ekonominin bu küresel kapanma döneminde farkı kapatacağını beklemek ahmaklık olur. Sıralamaya baktığımızda Katar'ın Türkiye'yi geride bıraktığı bir alan bulamıyorsunuz. Unuttum. İnsani gelişmişlik endeksinde Türkiye 59.sırada. Katar 41.sırada

Peki, bu Katar aşkı nereden geliyor o zaman? İşte orası muamma.

Katar gibi bir Arap ülkesinin, bir körfez ülkesinin ABD gibi küresel bir gücün hegemonyası dışında hareket edeceğini düşünmek en iyi niyetle saflık olur.

Acaba Katar, ABD çıkarlarına göre hareket eden bir ülke mi diye düşünürken, mide bulandıran başlıklar gözünüzün önüne geliyor. Trump'ın, Katar'daki Türk üslerinin kapanmasını istemesi gibi. Ya da yine Trump'ın; Katar emirinin koltuğundaki geleceğinin, ABD'nin bir sözüne dayandığı gibi.

Hatta bir ara hatırlarsanız aynı Trump, Katar'ı Türkiye ile ilişkilerini dondurması yönünde tehdit de etmişti.

Trump, bizim dostumuz değil miydi? Ben mi yanlış hatırlıyorum?

Bu konu burada bitmeyecek anlaşılan. Bu yazının ikinci bölümü de olacak. Kaldığımız yerden devam o yüzden. Haftaya Katar ile Türkiye'nin ekonomik ilişkileri üzerine konuşalım.