12 Eylül cuntasının bin yıllık tarihi isimleri değiştirme merakından kadim şehir Bursa da nasibini ziyadesiyle aldı.

MİSİ’yi, cahil bir bilenin önerisiyle GÜNEŞTEPE yaptıktan sonra Mudanya’ya el attılar. 

TRİLYE’yi,  ZEYTİNBAĞI yaptılar.

SİĞİ’yi KUMYAKA yaptılar 

Ama olmadı işte 

İkisi de hatta üçü de olmadı.

Misi hala Misi’dir!

Trilye hala Trilye’dir!

Siği hala Siği’dir. 

Burnunu olmadık işlere sokanlar, General olarak öldü ama artık beyinsiz nefer olarak onbaşı bile değiller ve çöp oldular.

Bir karar alırken adaletli olacaksın, bir görev yaparken hakkıyla yapacaksın.

Mudanya kordonu, Kumyaka ve Trilye, Bursa halkının nefes aldığı aynı zamanda tarih kokan nadide çiçeklerimizdir.

Trilye, tarihi ve doğal dokusu ile özellikle son dönemde çekilen onlarca dizi ve filme doğal stüdyo olarak değer katmıştır. 

O sayede ünü katlayarak artmış geçmişte pansiyon bile yokken onun üzerinde butik otel açılarak beldeye gelir ve istihdam sağlamıştır.

Önceleri tost bile yokken şimdi çay bahçelerinde her şey var. 

Günümüzde Kumkapı’yı aratmayan balık lokantaları yine beldeye istihdam ve gelir kapısı oluyor.

Şapşal belediyecilik anlayışı ile otomobiller sahil kordonuna park ettirilip, ziyaretçiler arabaların arkasına oturtulmasına rağmen yine de hafta sonları full çekiyor.

Aynı zamanda kadınların açtığı zeytin kokulu tezgahlarda alışveriş yapılıyor. 

SİĞİ, dar iki yamacın arasında doğal liman olarak sakin ve adeta cennetten bir köşedir.

Balıkçı barınağına bağlı küçük teknelerle birlikte yüzen ördekleri saatlerce izleseniz bıkmazsınız.

Balıkçı Kooperatifinin işlettiği bir çay bahçesi ve yanındaki balık lokantası ile sükûnet ve huzur arayan insanların limanı idi.

Daha da önemlisi küçücük köyde yaklaşık yirmiye yakın genç insana sosyal güvenceli gelir kapısı olmasıydı.

Devlete vergisini ödeyen bir mekandan ne istediniz?

Dünya’nın her yerinde hatta ülkemizde böyle mekanlar korunur.

Mesela sizin bütün atık suyunu denize döken Trilye TAŞ MAHAL’ı koruduğunuz gibi…

Birkaç yıl önce beldede bir kayıkçı kavgası başlatıldı.

Kim haklı kim haksız bilmem ama tek bildiğim bu kavganın tek mağduru SİĞİ oldu.

Biri yapar biri yıkar faslından dolayı ileriye atılacak bir adım varken onlarca kez yerinde sayıldı.

Siyasetin en kirli oyunu orada oynandı ve SİĞİ hep mahkum oldu.

Seçilen şımarıklık ve hayırsızlık yaparak oranın üzerine oynadı.

Kaybeden muradına eremedi diye şeytanın aklına gelmeyecek fırıldaklar çevirdi.

Benim saydığım beş Kaymakam geldi, sondan bir önceki dışında hayırla yad edileni olmadı.

Eski Muhtar Ramiz ise bütün derdiniz gönderin sürgüne gitsin ama SİĞİ'ye ihanet etmeyin. 

Kooperatif olarak yolsuzluk yaptı ise mahkemelerde süründürün ama onu bahane edip SİĞİ'ye kıymayın.

Yıkım kararı alanlar ve o kararı kına yakarak uygulayanlar bakın size ne diyeceğim.

Kilisenin solunda deniz kıyısında geniş bir alan var ya!

Sizi uyarıyorum!

Orası yakında gece gündüz, kontrolsüz çevreye ve beldeye zarar verecek her türlü icraatın merkezi olacaktır.

Birkaç gün önce Bebek koyunda yaşananları görürseniz şaşırmayın!

Kavgalar çıkarsa tedbirli olun!

Siz her an kontrol edebileceğiniz ve hatta çalışanların çevrenin güvenliği için gösterdiği çabayı sıfırlayarak bir mekanı yıktınız, yirmi kişiyi işsiz bıraktınız eserinizle öğünün ve çıkması kaçınılmaz olaylara müdahale için ekip gönderirken kınayı da unutmayın!

Bu işletme bu ruhsatları bakkaldan almadı.

Yine de bir skıntı varsa yargı sürecinini beklenmesi gerekmez mi?

Bu günler bir gün geçecektir ama SİĞİ sizi asla unutmayacaktır.