Candan Erçetin, Galatasaray Lisesinde Fransızca öğretmenliği yapan çok beğendiğim besteci, söz yazarı ve yorumcusudur. Tek kusuru "bana göre" Galatasaraylı olmasıdır.

Bakın Candan Erçetin "Kim akıllı kim deli" şarkısında bu çelişkiyi ne de güzel anlatmış;

Ben birazcık huysuz olabilirim
Her gün görüşünce sıkılabilirim
Yeri gelince fazla açık sözlü
Bazıları için aksi biriyim

Her istediğini yapmayabilirim
Pek itaatkâr olmayabilirim
Hele bi' de hakikaten inanmışsam
Kafamın dikine gidebilirim.

Hatta seni öpebilirim.

Ben otoriteye karşı çıkabilirim
Bu yüzden hep kaybedebilirim
İmkânı yok yalan söylemem
Dokuz köyden de kovulabilirim.

Kim akıllı, kim deli?
Dünyada kim akıllı kim deli belli mi?
Sen akıllı, ben deli
Her şeyi bilenler söyledi öyle mi?

Bana deli diyorlar, benim nerem deli?
Baksana aynaya kim akıllı kim deli belli mi?

Sevgili Dostlar!

Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler ama kendi çatlağını görmeyip elin adamına deli diyene ne derler onu bilmiyorum.

Sizlere mış gibi solcu, mış gibi demokrat, mış gibi kültürlü, mış gibi barışçı, mış gibi eleştriyi açık, mış gibi birinin gerçek hikayesini anlatacağım.

Mudanya Belediyesi Başkan Adaylığı döneminde kendisi için Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na kardeşi Zafer Karagöz sözüyle kefil olan ( Em. Tümgeneral Yaşar Karagöz'ün ifadesidir. Yalan diyen Kılıçdaroğlu' na sorsun) kişiyi Mudanya Belediyesine çok şikayet dilekçesi veriyor diye akıl sağlığı yerinde değil iddiası ile mahkemeye verip hastane raporu ile tescillemek isteyecek kadar tuhaf birini anlatacağım.

Yaşar Paşa'yı kurmay yüzbaşılığından beri tanırım ama öyle böyle değil, babası Baş Komiser Veli Amcanın evinde kardeşi Zafer Karagöz ile az kalmadık.

Zafer Karagöz hayatı dikine yaşayan bir çocuktu liseyi Mudanya'da sürgünde bitirdi ve öyle de yaşayarak erken yaşta bir kaza ile aramızdan ayrıldı.

O Zafer Karagöz, bazıları 12 Eylülden sonra solun parçalandığı dönemde kendisine ikbal aramak için SHP, DOSEP vs. vs. partilere katılırken, o kimsenin talip olmadığı dönemde bir dönem CHP Mudanya İlçe Başkanlığı yaparak nöbeti sonrasında hiçbir beklentisi olmadan devretti. Bu arada kimsenin kolay başaramayacağı şekilde işçileri örgütleyip araya müteahhit sokmadan emanetçi usulü ile site yaptı.

Yaşar Paşa emekli olduktan sonra Mudanya'ya yerleşti. Mudanya Mütareke Meydanının düzenlemesi ve sahil şeridi işgalleri için verdiği mücadelede tehditler aldı ama yılmadı.

O Mudanya'nın sessiz şehir olmasını istiyordu. Girit Mahallesine ticari ruhsat verilmemesini talep ediyordu. Bunun imkansız olduğunu düşündüğümden zaman zaman ters düştüğümüz konular da olmuştur.

Bütün taleplerini yazılı olarak Belediyeye bildirip evrak kayıt numarası almasını da yadırgıyordum. Seslense duyurabileceği talepleri için bu kadar emek vermesi tuhafıma gidiyordu.

Emrin olur abi diyen bir Başkan'a dilekçe yazmak da neymiş? Dedim.

Söz uçar yazı kalır Osman'ım belge olmadan olmaz. Bu devlet bizi bu ciddiyetle yetiştirdi böyle yetiştirdi dedi.

Ama iş öyle değilmiş.

Dilekçelerden bunalan Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Em. Tümgeneral Yaşar Karagöz'ü mahkemeye vererek tam teşekküllü bir hastaneden akıl sağlığı raporu alması kararı aldırıyor.

Sıradan biri olsa bu talep karşısında senin diye başlar ve yedi sülalesine girer ama kurmay subay kolay olunmuyor.

Mahkemenin bütün taleplerine uyarak yazımın ekine koyacağım bütün raporlar ile akıl sağlığının yerinde olduğunu kanıtlıyor ve davayı kazanıyor.

Hayri Bey tatminsiz birisi olduğundan bununla yetinmiyor ve kararın bozulması için istinafa başvuruyor.

İstinaf da Yaşar Paşa'yı haklı buluyor ve mahkeme kararını onaylıyor.

Milletin hizmet beklediği Hayri Bey nelerle uğraşıyor?

Yaşar Karagöz'ü sabrından ve onurlu mücadelesinden dolayı kutluyorum.

Şimdi Candan Erçetin'in şarkısını söyleyelim.

Kim akıllı? Kim deli?

Beni eleştirin diyen Hayri Türkyılmaz'ın talimatına uyarak üç beş soru sorunca bakın neler oldu ve aramız bozuldu.

  1. Enver Aysever'in söğüşlediği CHP'li belediyelerden Mudanya'nın hissesine kaç para düştü diye sorduk cevap yerine nağme yaptı.
  2. Namusum dediğin Yıldıztepe projesi 6 yaşına bastı okula başlayacak ama avuç içi kadar yerde ilk etap çalışmalarının sonuna geldik diye övünüyor.
  3. Bursa'nın değil dünyasının felaket dediği müsilaj olayı başladığında çok biliyormuş gibi normal bir doğa olayı diyerek anormal bir demeç verdi. Ardından Bursa BŞB nin yaptığı temizleme çalışmaları için İBB ye teşekkür etti.
  4. Muhteşem bir hayvan sever kadına da deli damgasını vuruyor ama o kadın bila ücret barınakta yüzlerce hayvana bakıyor ve destekleri için Alinur Aktaş'a her gün dua ederken, Mudanya belediye başkanı için gölge etmesin başka ihsan istemez diyor.
  5. BŞB Meclis toplantılarına işim çok diyerek katılmamayı adet ediniyor ama hafta sonları makam arabasını Güzelyalı'da takıldığı kahvenin önüne çekip yatıyor.

Bunlar gibi onlarca tespitim var da bana son gelen belgeler dudak uçurtacak cinsten oldu.

Kendisi ve sosyal medyasını yöneten slogan solcuları var ya!

Bakın vatandaşa nasıl çemkiriyor.

Haa bir de lifebursa.com sitesini kendisini eleştiriyor diye twitter da engellemişler.

Sizin çalımınızı öpeyim size bir şey olmasın.

Son düzenlediği basın toplantısı için mailime davet geldi ama eskiden telefonla davet edildiğimden maile icabet etmedim.

O basın toplantısında yanındaki eskiden binbir kulp taktığı protokol konuklarını görünce "El insaf siyaset sen nelere kadirsin" demekten kendimi alamadım.

Demem o ki; kavun tatlı gelmiş ve seçilirken partililerine verdiği sözü tutmayarak ve üçüncü dönem için şimdiden cilve yapmaya başlamıştır.

Daha üç yıla yakın bir süre varken erken fırlayan tavşan atlet gibi ortaya çıkmak ne akıldır?

O akıla evet diyecek var mıdır?

Hadi hep birlikte söyleyelim

Kim akıllı? Kim deli?