Bir seçimin ardından yazılabilecek en dandik yazı, kazananların nasıl kazandığı ve kaybedenlerin neden kaybettiği üzerine kalem oynatmaktır.
Siyaset, futbol gibi üzerine herkesin konuşabileceği ama sadece bilenlerin kazanacağı bir oyundur.
Seçimi Recep Tayyip Erdoğan kazanmış ve Türkiye Cumhuriyetinin 13 üncü Cumhurbaşkanı olmuştur.
Ekonomik kriz, sınır komşuları yaşanan problemler, göçmen sorunu ve 21 yıllık iktidar yıpranmışlığına rağmen halk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a güvenini tazelemiş ve yola devam demiştir.
Muhalefet, seçmeni biraz korkutarak, biraz da parmak sallayıp küçümsemek yerine, verdiği birçok müjdeye rağmen halkı “Ben daha iyi yaparım” a inandıramadığını sorgulaması gerekir.
11-0 geriden gelen muhalefet kampanyasını “ Adam kazandı” üzerine değil “ Nasıl kazandı” üzerine kurgulayp kafa yorsaydı belki malum olan ilan edilmezdi.
Bu süreçte “MİLLET” dostlarımın bana Cumhura yakınsın, CUMHUR dostlarımın Millete yakınsın demesinden, bir gazeteci olarak doğru yerde durduğumu görmemin huzuru içerisindeyim.
İnsanın aklına muhalefet kendisini kazanmama üzerine mi kurguluyor sorusu gelmiyor değil.
Muhalefetin yaptığı onlarca yanlışı 14 Mayıs seçimlerinden “önce” yazdım.
Ama meşhur sol kibir damarı gemi azıya aldığında, fani sol her şeyin doğru yapıldığına inanır ve hatta öylesine kendini kaybeder ki; Bayburt ile Bursa’yı aynı terazide tartar.
28 Mayıs seçimi sakin, düzenli, oy sayımı ve tasnifi kolay olduğundan büyük ölçüde itiraz edilmeyecek şekilde sağlıklı bir şekilde tamamlanmıştır.
Kaybedenin yarış eşitti değildi, devlet olanakları kullanıldı konusuna katılmıyorum.
Böyle olmadı demiyorum ama kim olsa elindeki kozları kullanırdı, çünkü politikanın ruhunda bu vardır.
TBMM deki kritik bir tablonun kartları evlilerin evine gitmesiyle belki de muhtemel transferlerle yeniden karılabilir diye düşünüyorum.
TBMM’nin genel fotoğrafı çekildiğinde;
Ak Parti oy kaybetmiştir.
İYİ Parti oy kaybetmiştir.
CHP hormonlu küçük oy artışına rağmen gün sonu hesabı yapılıp elde kalana bakıldığında kaybedenler kulübüdür.
MHP az kazanmıştır ama eskiye göre çok zarardadır.
HDP son dakika gafları ile hem oy hem de güven kaybetmiştir.
Vatan Partisi ve Perinçek hezimet alışkanlığını devam ettirmişken, Sinan Oğan bundan böyle yeni nesil Perinçek olarak siyasette devam edecektir.
TİP ve sol, yılların alışkanlığından itina ile kendini aldatmaya devam ederek siyasette pozisyon almayı bilmediklerini göstermiş ve golü yemişleridir.
DEVA, GELECEK, SAADET, YENİDEN REFAH, HÜDAPAR siyaset borsasına desteklerini nemalandırmıştır.
Şimdi;
Türkiye’nin önünde sorunları birikmiş çığ gibi ekonomik bir tablo var.
Günlerimizi üç kâğıt ( Borsa, Faiz, Döviz) ekonomisini tartışarak geçirmek yerine reel ekonominin gerekleri acilen uygulanmalıdır.
Göçmen sorunu, üretimin üzerindeki yük, ihracatçıyı bitirme noktasına getiren kur politikası yeniden ve acilen çözümlenmelidir.
Önünde icraat için TBMM destekli beş yıl olan Cumhurbaşkanı ve Hükümetinin bu sorunların çözümü için mazereti kalmamıştır.
Ben ülkemde Sayın Cumhurbaşkanının “Biz öyle bir kazanacağız ki kimse kaybetmeyecek demiştik. Öyleyse bugün kazanan sadece Türkiye'dir” sözünün yaşanacağı bir dönem diliyorum.