Bursaspor - Amed SF maçı nihayetinde oynandı ve bitti. Artık önümüzdeki karşılaşmalara odaklanmak gerek ancak bu bir türlü mümkün görünmüyor.
Yeşil-beyazlı camia Diyarbakır'da 25 Eylül'de oynanan ilk maçın ardından adeta geri sayıma geçmiş ve 5 mart Pazar gününü iple çekmişti.
Bursa Büyükşehir Belediye Stadı'nda tribünlerde bulunan yeşil-beyaz sevdalıları tarafından karşılaşma kısasa kısas (yapılan bir kötülüğün aynısını, karşılık olarak, o kötülüğü yapan kimseye yapma) olarak görülüyordu.
Nasıl görünmesin ki; ilk maçta açılan paçavralar (kendilerince Kürdistan Bölgesel Kürt Yönetimi bayrağı deniyor), (biji serok apo) tezahüratları, sahaya atılanları geçiyorum (su, ve koltuk parçaları) Canberk Yurdakul'a atılan bıçak haricinde diğerlerini biz de attık. Ekstra olarak Diyarbakır'da stad içinde havai fişek atılması, yine stadyum içinde sinyal kesici jammer kullanılması, yedek oyuncuların saha kenarında oyuna girmek için ısınamaması ve yaş ortalaması 18.9 olan çocukların zırhlı araçlar ile stada götürülmesi ulusal medya, akil gibi görünen akılsızlerin ve medya maymunlarının görmediği, daha doğrusu görmek istemediği yaşananlardı!
Bizim tribünlerde ise sanki bir milli maça gidilircesine Türk Bayraklarına sarınmış çocuklar gördük. Paçavraya karşı Türk Bayrağını yan yana yazmak bile bize zül gelirken bunu görmeyen gözlere de sen hidayet ver yarabbim...
Tribünlerin ve Bursasporlu futbolcularımızın maç öncesi hep bir ağızdan söyleyerek desibel rekorunun kırıldığı İstiklal Marşımız tüylerinizi diken diken etmedi mi? Rakip takımda iki oyuncunun ise İstiklal Marşımızı söylemediğini büyük bir üzüntü ile gözlemledik.
Yine maç öncesi, devre arası ve maç sonu çalınan şarkılar ve marşlara geçersek milli duygularımızı okşayan sözlerle dolu olduğunu görebiliriz.
SERHAT DURMUS - TÜRKÜM (ISINMAYA ÇIKARKEN)
CENDERE (SERAMONİYE GİDERKEN )
CVRTOON PLEVNE MARŞI REMİX
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE (HAKAN YAYLA)
ÖLÜRÜM TÜRKİYEM
ÇIRPINIRDI KARADENİZ REMİX MT (AZERİN)
BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM
Şunu altını çizerek belirtelim ki; "Bursa şehri vatanseverdir, milliyetçidir ama ırkçı değildir."
Kürt kardeşimiz ile bir sıkıntımız olmadığı gibi Diyarbekirspor ile de bir problemimiz bulunmamaktadır. Bursaspor camiasının karşısında olduğu tek şey spor adı altında alttan alta yürütülen PKK sempatizanlığıdır.
Amed SF adı altında terör örgütü ile işbirliğini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıkça şu videoda ifade etmiştir.
Biz Amed SF diye bir takımın varlığını kabul etmediğimizi belirtirken Devlet Bahçeli de "Bize göre Amed diye bir yer yoktur, Amedspor diye bir kulüpten de bahsedilemeyecektir. Bursaspor taraftarlarını buradan selamlıyorum, milli duruşlarından dolayı tebrik ediyorum." ifadeleriyle aynı görüşte olduğumuzu meclis toplantısında açıkça belirtmiştir.
Şimdi geriye, 25 Eylül'e bakıp yaş ortalaması 18.9 olan Bursasporlu çocukların zırhlı araçla stada götürülmesiyle Amedli oyuncuların Bursa Büyükşehir Belediye Stadı'na getirilmesini karşılaştırın.
Orada oynana maç diyemiyorum başka bişey canlı olarak yayınlanmazken Bursa'da oynanan karşılaşmada ise kaç kameralı yayın olduğunu siz çözümleyin.
Bizim çocuklar zırhlı araçla stada giderken rakip takım otobüsle stada geldi.
Bir tane otobüse gelen taş yok.
Yaralanan oyuncu yok.
Sahaya inip rakibe saldıran kimse yok.
Maçta kale seçimini yapan rakip takım Güney Kale (Teksas tribününü) seçiyor. Maç başında ortamı germek adına defalarca yere yatan kaleciyi hakem uyarmasa ortam belki de çok daha farklı yerlere gidecekti. Maç başladı ve 2-1'lik skorla kazandığımız bir maç oldu.
Yazımın başında da ifade ettiğim gibi önümüzdeki maça kanalize olamadık. Karşı tarafın "bizi dövdüler, öldürdüler, ırkçılık yaptılar" söylemleri ağlama sanatını çok profesyonel bir şekilde icra ettiklerini açıkça ortaya koyuyor.
Konuyu spor karşılaşmasından çok farklı yerlere çekiyorlar.
Biz (biz diyorum çünkü Bursaspor camiasının bir ferdiyim) sadece kısasa kısas yaptık.
Orada yapılanların daha azını yaptık ama daha fazlasını yapmadık.
Yazıma burada son vermek istiyorum ancak Amed SF adı altında nasıl bir işleyişin yürüdüğünü dün flood dizisi olarak twitter'dan paylaştığım bilgiselde görebilirsiniz.
Twitter'da flood olarak paylaşım yaptığım için yazım diline çok takılmayın ;)
Soldaki Amed başkanı, sahaya su şişeleri atıldı, otel önünde havai fişek atıldı diye ortalığı birbirine katan Selo. Sağdakinin ise ismi Welat.
Bu Welat'ı Amedspor binasında, İsveç'te önceden yöneticisi, şimdi başkanı olduğu Dalkurd isimli Yeşil-Kırmızı-Sarı renkli kulüp bahanesi ile ağırlıyorlar.
Hatta bu da yetmiyor, hümanist Selo, bu arkadaşın tweetlerini beğeniyor, Bursaspor maçından sonra sözde dayanışma ayağına Welat kardeş profil resmine birlikte çekilmiş fotolarını koyuyor. Gel gör ki bu Welat, bakalım neleri beğeniyor.
Mesela Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin toprak bütünlüğüne saldıran Kürdistan haritasını içeren bu tür tweetleri, üstelik tweet içeriğinde devletimize namussuz, şerefsiz ve işgalci denmesine rağmen rahatlıkla beğenebiliyor.
Yine tribünde toplamda 10 saniye bile tutulmayan iki pankart üstünden 'ırkçılığa maruz kaldık' diye bağıran hümanist Selo'nun takip ettiği, Bursa'da maçtan önceki gece halkı provoke eden bir taraftar grubu hesabının paylaşımlarından örnekler.
Üç gündür bizim Pkk ile ne alakamız var diye ağlayan hümanist Selo'nun yönetici yol arkadaşı, Amedspor yöneticisi Azad Dağ, çekinmeden bebek katili Öcalan'a 'sayın' diyebiliyor.
Bu hümanist Selo, kaldırdığı bu beğenisi yüzünden ilk iş bir PFDK'ya sevk edilmeli.
Hemen ardından, HDPli bazı belediyelerin, örgütten, bizzat Cemil Bayık'tan gelen talimat ile kulübe kaynak aktardığı iddiası ve bu konuda yapılan bu incelemede açıklanan ve Sayıştay' a havale edilen detaylar kamuoyu ile net biçimde paylaşılmalı.
Resmi açıklamanın linki de bu;
https://www.siviltoplum.gov.tr/amedsporun-denetimi-hakkinda
"Oğlumu dağa Amedspor götürdü" diyen acılı bir baba, haftalarca eylem yapmış kimseye sesini duyuramamış.
Linki de burada; TIKLA OKU
Yahu olur mu biz sadece spor kulübüyüz diyen ama adı kaostan başka hiçbir şeyle anılmayan bu hümanist Selo ve kulübünün maçlarını dağdaki inlerinde "Gerillalar" umutla izliyorlarmış.
Linki de burada;
https://www.odatv4.com/spor/pkk-kandilde-fenerin-hangi-macini-izledi-0903161200-90948
Bu Selo ve arkadaşları Türkiye'ye, olan bitenden ve gerçeklerden habersiz insanlara 'şirin' görünüp 'dayanışma' örgütlerken, asıl odaklar arkadaki asıl niyetlerini açtıkları sohbet odalarında açık açık dillendiriyorlar. Bir hayalleri var; kürdistan.
https://twitter.com/UltraSupporters/status/1632859105659330580?t=3c8LQQPL42UAJI_ajX81Lw&s=08
https://twitter.com/alperentccr1963/status/1632861975582580744?t=irgmMLS4kAf7roWZi1CVLg&s=08
Bu Selo ve yoldaşlarına en çok sahip çıkanlardan biri de Diyarbakır Baro Başkanı. İsmi Nahit Eren. Kendisi İmralı'ya konfor isteyenlerden. Ne acı ki, kendisinin son beğenisi Bursa Barosu'nun paylaşımı. Nahit'e dost olan, bizden uzak olsun zaten.
Unutmadan, Amedspor'un hümanist başkanı Selo bu taraftar sayfasını da takip etmeyi es geçer mi? Geçmemiş.
Ortalığı ayağa kaldırdıkları pankartların totalde piyasaya çıkıp gereksiz görülüp indirilmesi arasında 10 saniye bile ya var ya yok, Türkiye görsün.
Amedspor'un ultra insancıl başkanının takip ettiği bir diğer hesap. "Sayın" dediği, bu ülkenin başına çorap ören, kundaktaki bebeklere kurşun sıkıp toprak isteyen terör örgütünün elebaşı.