Bu yazıda sizlere iki pırlantadan bahsetmek istiyorum. Onların gelişim sürecini nasıl daha üst seviyeye çıkarabilir, onlardan en yüksek verimi nasıl alabiliriz kendimce, dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım.
Taha Altıkardeş ile başlayalım...
2003 doğumlu, A takım seviyesinde 13 maçı olan, İlk A takım maçına amatör lisansla çıkan bir pırlanta. Hikayesini yazmaya ilk maçıyla başladı Taha... Bundan 20 sene sonra Netflix haklarını şimdiden almak lazım.
Taha'nın bu sezon hepimizi heyecanlandıran potansiyelini vermiş olduğu ortam aslında çok eksik, çok defolu. Buna rağmen oyuncu bireysel özellikleri ile çok öne çıkmış durumda. Kaleci performansımız istikrarsız, yanında oynayan stoperlerin eksiği çok bariz, sağ bek her hafta değişiyor, merkez orta sahada her hafta bir değişiklik görüyoruz. Bir istikrarın olmadığı ortamda dahi parlamayı başardı Taha.
Taha için yurt dışından bir örnek vermek istiyorum. Onun üzerinden de oyuncunun verimini nasıl arttırabileceğimizi anlatmaya çalışacağım.
Aymeric Laporte... Manchester City takımının stoperi, defansif lideri Fransız oyuncu. Laporte, İspanya'nın Athletic Bilbao takımının altyapısında futbola başlamış ve aynı Taha gibi 17 yaşında La Liga seviyesinde forma giymeye başlamış. Yine o da aynı Taha gibi ilk sezonunda 17 maçta forma giymiş ve gösterdiği performans ile gelecek sezonların ilk tercihi olarak kadroda tutulmuş. Üstelik forma giydiği bu 17 maçta 6 sarı 2 kırmızı kart görerek... Ardından her sezon 40+ maç sayısına ulaşmış ve Bilbao'da geçen 6 sezonun ardından 2017/2018 sezonunda 25 milyon Euro bedelle Manchester City'nin yolunu tutmuş. Pasör oyun yapısı, hava toplarında etkinliği, soğukkanlı oyun yapısı ile bana Taha'yı andırıyor Laporte. Bizim evladımız, bizden çıkan Taha'nın neden böyle bir hikayesi olmasın? Neden daha iyisi olmasın?
Gelelim Taha'nın verimini nasıl arttıracağımıza. Laporte Athletic Bilbao'da zirve performansına çıkarken yanında Xabi Etxeita oynuyordu. Xabi'nin en önemli özelliği sert, yerden hamleleri başarılı, defansif lider özelliği olan ve yanında oynayan oynucuyu yönlendiren yapısı olmasıydı. Bizde Taha'dan verim alabilmek adına aynı bu özelliklere sahip bir oyuncu ile oynatmamız gerekiyor onu. Gelişim süreci saha dışında olduğu kadar saha içinde verilmiş tercihlerle de çok büyük önem taşır. Taha bizim hikayemiz olabilir, olacaktır.
Tuğbey Akgün ile devam edelim...
Tuğbey aynı Taha gibi 2003 doğumlu... Bu sezon profesyonel olarak forma şansı buldu ve sanki yıllardır bu kulüp için oynuyormuş etkisi bıraktı. Bu sezon aslına bakarsanız sadece 18 maçta forma şansı buldu ve bunların 12 tanesi ilk 11. Orta saha oyuncusu olmasına karşın atmış olduğu goller, mücadelesi oyun yapısı ve soğukkanlı hali ile ön plana çıktı.
Tuğbey için yurt dışından vereceğim örnek yine Premier Lig düzeyinden geliyor.
Gerginio Wijnaldum...
Liverpool takımının Hollanda pasaportlu oyuncusu Wijnaldum şu an 30 yaşında. Hollanda düzeyinde Feyenoord alt yapısı çıkışlı, 16 yaşında A takımda 3 maç forma şansı bulup ardından 17 yaşında seviyesini bir yukarıya taşıyan ve 18 yaşına geldiği sezonda 43 maç oynayarak "ben geliyorum" diyen bir yıldız adayıydı. Hollanda seviyesinde olur kardeşim... Diyenler olacaktır. Keşke öyle basit olsa... Tuğbey için gerek oyun tarzı, gerek saha içinde vermiş olduğu soğukkanlı görüntüsü, gerekse kariyer başlangıç benzerliği ile Wijnaldum çok doğru örnek diye düşünüyorum.
Wijnaldum 18 yaşında 43 maç oynayarak parlama yaptığı sezon Feyenoord ligi 7.sırada bitiriyordu. Gelecek 2 sezonda da takımın en önemli orta saha gücü olarak devam eden Wijnaldum 2011/2012 sezonu başında 6.5 milyon euroya PSV takımına transfer oluyordu. PSV ile ilk sezonunda 15 gol 7 asist, ikinci sezonunda 20 gol 7 asist yapan oyuncu ardından bir yönetimsel kriz yaşıyor ve 2013/2014 sezonunu verimsiz geçiriyordu. 2014/2015 sezonunda geri dönüş yapan oyuncu 18 gol 3 asist ile tekrar eski günlerinde dönerken bu performansı sayesinde 15 milyon euro bedelle Premier Lig ekiplerinden Newcastle United yolunu tutuyor ve artık kariyerini bir seviye yukarı taşıyordu. Bu takımda geçirdiği bir sezonda 11 gol 5 asist yaparak bir orta saha oyuncusu rolünde inanılmaz istatistiklerine devam eden oyuncu şu an oynadığı Liverpool takımına transfer oluyor ve bu takımda hem Premier Lig hem de Şampiyonlar Ligi kazanacağı sezonlara geliyordu. Bu kadar ayrıntılı neden anlattım peki ben bu oyuncuyu? Tuğbey'in kariyerini şekillendireceği süreçte kendine örnek alması için... Wijnaldum şu an olduğu seviyeye çok daha hızlı gelebilirdi. Menajer tercihleri, yönetimsel krizler derken kariyerini belkide 3 sene daha geç getirdi bu seviyeye. Tuğbey bizim çok önemli bir değerimiz... Oyun yapısı, orta saha oyuncusu olmasına rağmen ceza sahası içinde sürekli istemesi, dinamik oyun özellikleri, soğukkanlı görüntüsü sebebiyle kendine saha içi örneklendirmesi yapabileceği çok önemli bir örnek Wijnaldum. Aynı şekilde saha dışında da olumsuz örnekleri görebileceği bir tecrübe.
Tuğbey ve Taha gibi nicelerine sahip olabilir, Bursaspor'un kurtuluşunu böyle oyuncular ile sağlayabiliriz. Planlamanın olmadığı, kaos ortamında dahi böyle şansları yakalıyoruz. Planlı, bilime, akla dayalı bir sistemsel ortamda neler yapabiliriz? Hayal edin...
Nazar değmesin size çocuklar. Aynen devam.