ABD Başkanı Joe Biden, kendisinden bekleneni yaptı ve Artist Reagan'dan sonra 24 Nisan'da yaşananlar için "soykırım" sözünü kullandı.

Gerçi diğer başkanlar Ermeni oylarını almak uğruna, Ermenicede "Büyük Felaket" anlamına gelen "Meds Yeghern" gibi değişik tanımlamalar ile adını koymadan soykırımı çağrıştıran ifadeler kullandılar.

Peki, bu tarihi yalanın söylenmesi sürpriz mi oldu?

Bana hiç sürpriz gelmedi ama bazı et beyinliler köşelerinden haddini bil ABD falan yazarak, içini hamasi nutuklarla süslediler.

Biden, fıtratının gereğini yaptı ama buna itiraz edenler iki gün önce aylardır Türkiye Cumhurbaşkanı'na randevu vermeyen bunağın küresel iklim toplantıları ve Haziran ayında yapılacak NATO zirvesi nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuşmasını mucize gelişme olarak yazdılar.

Amerikan topraklarını işgal ederek yerlilerin kökünü kurutan, ardından tarlalarda çalıştırmak için Afrika'dan köleleri getiren katil, hırsız, Avrupa kaçkınlarının temsilcilerinin söyledikleri sözler için, "Detroit'den aşağı Kasımpaşa" deyip geçelim.

Gündemimizi bu gevezelik ile meşgul etmeden, üç kıtada egemen iken, Akdeniz'i göl yaptığımız yıllarda neden büyük ufuklara açılmadığımızı sorgulayalım.

Benim "Soykırım'ın efendisi ABD'dir" sözüm Biden'in safsatasından çok daha değerli hatta kesin olarak doğrudur.

Biz Türkiye'de yaşayan Türkler ve Ermeniler olarak 1915'de yaşanan olayları ön yargısız olarak tanımlayarak meselemizi çözmüşken, konunun ABD' den kaşınmasını kafaya takmadan yolumuza devam edelim ve asla Türk vatandaşı Ermenilere fatura çıkarmayalım diyorum.

1914 - 1918 arası Birinci Dünya Savaşı günleridir.

Acı ve ölümün uğramadığı topraklar yoktur.

Tıpkı 1940 -1945 arasında yaşanan İkinci Dünya Savaşı gibi...

Tıpkı 1945'de insanlığın yüz karası olan atom bombasının Nagazaki ve Hirosima'ya atılması gibi...

Tıpkı 1965'lerde ABD'nin insanları ormanlar ile birlikte yakmak için Wietnam'a attığı Napalm bombaları gibi...

Biz işimize bakarsak ve bırakın İsrail'i pek özendiğimiz Arapların ABD'nin dizinin dibinde oturduğunu artık fark ederek özümüze dönersek, böyle yalanların hükmü olmaz.