Bizim gibilerin arife yazıları genellikle “Nerede o eski bayramlar” kıvamında el öpüp bahşiş kapma, bayram yerlerinde o paraları harcama, çadır tiyatrosu, Hacivat – Karagözü anmak şeklinde olur.
Bugünün bayramlarını ise bayram namazı, cami önünde bayramlaşmalar ve kabir ziyaretleri olmasa tatil kıvamında yaşıyoruz sanki…
Aile büyüklerini görüntülü arayıp el öpme ritüeli ardından sosyal medyada janjanlı bir bayram paylaşımı yapmak, telefonda kayıtlı bütün telefonlara tek tuşla hazır kalıp kutlama mesajı geçmekle bayram tamamlanıyor.
Duygu yok…
Samimiyet yok…
Ve en önemlisi heyecan yok…
Dini bayramlar böyle de resmi bayramlar farklı mı?
İki çelenk bir saygı duruşu ile bitiveriyor ve gerisi angarya oluyor.
Pekiii! Soru şu olmalı…
Dünü bugünü bırakalım da geleceğin bayramları nasıl olacak biraz onu konuşalım.
Herkesin metaverse arazileri konakları, yalıları ve metaverse gözlükleri olacak ya!
Bayram günü o gözlükler takılacak herkes koordinatlarını belirlenen yere ayarlayacak ve sanal gerçeklik dünyasında eller havaya yapılarak bayram kutlanacak mı acaba?
Hayır!
Sanal gerçeklik dünyasını yaratabiliriz…
3D yazıcılar ile sanal biftek, bonfile, domates, biber üretebiliriz…
Nesnelerin interneti ile yaşama dair bütün sistemleri otomatik kurgulayabiliriz…
Yapay zeka ile her şeyin üstesinden gelebiliriz…
Amaaaa…
Gerçek aşkın ve sevmenin sanalını asla yapamayız.
Dört mevsim dört aşk yaşadım diyenlere inanmayın.
Onların yaşadıkları aşk değil yatak, yorgan, battaniye ve pikedir ve mevsimine göre değişir.
Gelecekte bir gün sanal çöplüklerden kurtulup, gerçek dünyanın nimetlerinin farkına vararak taaa başa dönecekler…
Ve o gün asla “Nerede o eski bayramlar” demeyecekler.