Avrupa şampiyonasında açılış maçına Türkiye olarak alışık değildik. Çünkü bugüne kadar hiç açılış maçı oynamamıştık.
En önemlisi seyirci ile oynamayı unutmuşuz hepimiz.
Turnuvanın en genç takımıyız. Tecrübe kokan İtalya karşısında ilk 45 dakikada sadece bir tek organize atağımız vardı. Onu da maalesef değerlendiremedik.
Mancini'nin teknik direktörlüğe gelmesinin ardından 20 maçtır yenilmeyen İtalya adeta tek kale oynadı. İtalya yaptığı pres ve baskılarla bizi kendi yarı alanımıza hapsetti. Kalesinde devleşen Uğurcan Çakır inanılmaz kurtarışlar yaparak gole izin vermedi.
A Milli takımımızın, İtalya ev sahibi de olsa böyle baskı yememesi gerekiyordu.
Belki topun ele kola çarptığı anlar vardı. Hollandalı orta hakem ile, VAR'daki hakem bizde penaltı verilen tüm pozisyonlarda inanılması zor ama sürekli 'devam' dedi.
Gerçekten çok geriye yaslandık. Sonuçta ilk yarının 0-0 bitmesi gerçekten Allah'ın bir lütfu oldu Türkiye'miz için.
İkinci yarıya Yusuf Yazıcı'nın yerine giren Cengiz Ünder ileri uca hareket getirdi.
Ancak talihsiz bir gol yedik 53. Dakikada Berardi'nin sağdan sıfırdan yaptığı ortasında Juventus'ta forma giyen Merih Demiral'a çarpan top Uğurcan Çakır'ın hamlesine karşın kalemize gitti.
Gol bulabilir miyiz diye düşünürken 66. Dakikada Uğurcan Çakır'dan dönen topu savunmamız uzaklaştıramayınca İmmobile akıllı bir vuruşla farkı ikiye çıkarttı.
Türkiye olarak ilk köşe atışımızı 69. Dakikada kullanmamız ne denli ileriye gitmediğimizin en güzel örneği oldu. 79. dakikada kaleci Uğurcan'ın kısa düşen atışında İnsigne tüm umutlarımızı yok eden golü attı.
Bu maç artık geride kaldı. A Grubu'nda Bakü'de oynayacağımız Galler ve İsviçre mücadeleleri ikinci tura çakıp çıkamayacağımızı bize gösterecek.


BORÇLAR VE YÖNETİMLER


Bursaspor'un yeni yönetimi güzel işlere imza atıyor.
Güzel diyorum;
Çünkü bugüne kadar hiçbir yönetim transfer tahtasının açılması için gereken net rakamları hiç açıklamamıştı.
Sadece sürekli afaki rakamlar ortaya atılmış, "40-50 milyona bu iş çözülür" denilmişti.
Aslında kulübün resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, ortaya konan rakamlar bugüne kadar başkanların söylendiği gibi olmadığı da ortaya çıktı.
Benim anlamadığım tek şey Erkan Körüstan yönetimiyle başlayan borçlanma sonrasında yapılan yabancı transferlerde gelen yönetimler sürekli borcu katlamış, inanılmaz futbolcu satışları gerçekleştirmiş. Ancak bakıyorum bu kadar gelire karşın alınan yabancılara paraları nedense hiç ödenmemiş.
Evet;
Kulübü büyük sorumsuzlukla yöneten yönetimler kulübü maalesef batırmış.
Aslında Türk futbolunun acı gerçeği bu.
Sorumsuz yöneticiler, keyfince harcama yapıyorlar. Hiçbirini ödemiyorlar. Genel Kurul'da aklanmamasına karşın, mahkemede aklanıp sütten çıkmış ak kaşık oluyorlar.
Bence bu işten yeni yönetimler değil, borçları yapıp ödemeyen yönetimler ve başkanlar sorumlu olmalı.
Yoksa bu iş hiçbir zaman bitmez.
Yıllardır mecliste sümen altı edilen ve onaylanmayan kulüpler yasasını çıkartın da harcama yapan yönetimler cezalarını çeksinler, kulüpler ve onlara gönül veren taraftarlar değil.