İnsana yakışan en güzel sıfat iyi insan olmaktır.

İyi mühendis, iyi doktor, iyi sanatçı, iyi usta, iyi gazeteci, iyi sporcu, iyi siyasetçi, iyi başkan, iyi bakan, iyi başbakan, iyi cumhurbaşkanı olabilirsiniz ama "iyi insan" değilseniz diğer bütün iyi sıfatlarınız yutan eleman sıfırla çarpılır ve yok olur gider.

Bütün iyi sıfatlar yetenek ve eğitimle elde edilebilir ancak iyi insan olmak için sadece fıtrat gerekse de en zor olan odur.

70'li yıllarda bütün ülke TBMM'de bütçe görüşmelerine kitlenirdi.

Başlarda televizyon da yoktu ama kürsüde şimşekler çaktığını radyolardan dinler ve gazetelerden olurduk.

Kürsüde, hatipler günlük yaşamda söylense mahalleler arası kavgaya sebep olacak sözler söyler, ortalık karışır ama öğle paydosunda meclis lokantasında aynı masada yemekler yenilirdi. Parti liderleri törenlerde birbirleriyle nezaket içinde sohbet ederlerdi.

Bir cenazede, siyaseten aynı safta olunmasa bile yan yana saf tutulur, helallik alınır ve başsağlığı dilenirdi.

Yani bu günlerde tanık olduklarımızın tam tersi yaşanırdı.

Şimdi bırakın farklı siyasi saflarda olanları, aynı safta siyaset yapanların bile bu nezaketten uzak bir kibir içinde olduklarını üzüntüyle takip ediyorum.

İyi insan olmak için iş ahlakının olması, çalmaması, çırpmaması, hak yememesi gibi özellikler de gereklidir ama bunlar yetmez.

Bunlar sadece insan olmanın gereği olan hasletlerdir.

Vicdan sahibi olmak iyi insan olmanın ilk şartıdır.

Ardından dürüst, barışçı, affedici, alçak gönüllü, saygılı, yüreği insan, doğa ve hayvan sevgisi ile dolu olmalıdır.

Bana bunları düşündüren şey sosyal medyada önüme çıkan bir ailenin cenazeye katılımda bulunanlara teşekkür ilanı oldu.

Geçtiğimiz günlerde Mudanya Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Emir Ali Usta'yı kaybettik.

Bir cenazeye katılamadığım gibi buna da PANDEMİ dolayısıyla katılamadım ve katılımcılar konusunda da hiçbir fikrim yoktu.

60'ların Mudanya'sında herkesin birbirine bir hısım ve akrabalığı vardır.

Özellikle mübadillerde akrabalık olmasa da dostluk anlayışı zirvedeydi.

Usta Ailesinin teşekkür ilanını okuyunca çok önemli bir eksikliği fark ettim.

Bu eksiklik için iki ihtimal vardı.

1. Cenazeye katıldığı halde aile ondan bahsetmemişti,

2. O cenazeye katılmamıştı.

Cenaze davet gerektirmeyeceğine göre gerçeğe ulaşmak zor olmadı.

Bana göre ayıbın çok ötesinde bir insanlık kusuru idi ve kimsenin vebalini almamak adına yazmadan önce araştırma yaptım.

Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, ilçesindeki esnaf ve sanatkârları temsil eden kurumun başkanı olan Emir Ali Usta'nın cenazesine katılmamıştı.

Üstüne üstlük ikisi de aynı siyasi geleneğin temsilcisi ve bildiğim kadarıyla aralarında akrabalık ilişkisi de vardı. Her partili ya da her akraba can ciğer kuzu sarması olacak diye bir kural yoktur ama vicdan ve teamül cenazeye katılmayı gerektirir.

Biraz daha gerilere gittim ve yaz aylarında benimde katıldığım Hayri Başkanın ağabeyinin cenazesini hatırladım.

O gün cenazede kıyasıya mücadele ettiği Ak Parti Belediye Başkan adayı Murat Ünal'da vardı. Hatta önümü kesip "Abi bana çok vuruyorsun" diye takıldı.

Emir Ali Usta o cenazede var mıydı bilmiyordum.

Sordum soruşturdum katıldığını öğrendim.

Emir Ali Usta'nın, esnafların temsilcisi olarak belediye ile çatışması işin doğasında vardır, yadırganmaz ve olması gerekendir. Biri belediyeden temsilcisi olduğu esnaflar için taviz isteyecek öteki ise önce Mudanya diyecek ve küçük burjuvanın taleplerine karşı direnecek.

Hal böyle iken bunu düşmanlığa; cenazeye bile katılmamaya kadar götürmek primitif insan davranışı olmaz mı?

İyi bir yönetici kendisini uyaracak hatta tartışacak danışmanlar ile çalışmazlarsa iyi insan olmama defoları sırıtır ve başlarına iş açarlar.

Hatamız varsa eleştirin demekle olmaz çünkü hatasız kul olmayacağı gibi hatasız siyasetçi hiiiç olmaz.

Ahir ömrümde radara girmeyen siyaset insanı görmedim.

Siyasette mahir olan insan, kendine pozitif baktırmanın yolunu arar;

Özellikle banner derdi ve talebi olmayanların sözlerini ve niyetini doğru okumasını bilir.

Bir söz verildi mi tutulur.

İyi bir siyasetçi ne diyeceğini, yapacağını değil, ne demeyeceğini, yapmayacağını bilir derler ama iyi insan olmak için bundan çok fazlası özellikle vicdan gerekir.

Vicdan yoksa gerisi teferruattır.

Geleceğin aynasının sırları bugünlerden kaplanır.

Ve sonunda hep iyi insanlar kazanır.

Bilmem anlatabildim mi?