Rahmetli babam bir şey dediği halde yapılmadığında, ikinci kez söylemeden önce ”Nato mermer Nato kafa” derdi.
Bu kalıp kısaca Rumcadan geçen, aslı “Na to kefari, Na to mermari” olan ”taş kafalı” demekti.
Millet olarak bilgimiz olmadan fikir sahibi olmak gibi bir saplantımız olduğu gibi okuma alışkanlık özürlü olduğumuz için manşetlerle yönetilecek kadar sığ bir beyin derinliğimiz var.
Aynı tornadan çıkmış düşünceler ve başlıklar ortada dönmeye başladı.
Putin Çar olma özentisi ile yola çıkıp Ukrayna’yı işgale karar verdi hükmü verildi.
Ukrayna’yı düne kadar 90 x 60 x 90 olarak görenler, Rusya’nın abazan kalıp ona saldırdığını düşünerek ekranlarda boy göstermeye başladılar.
Bir devletin en büyük ve önemli vazifesi ülkesinin toprak bütünlüğünü ve vatandaşlarının geleceğini güvence altına almaktır.
Putin bunu neden yaptı diye araştıran, düşünen ve konuşan sayısı az olunca 90x60x90’cılar sayı ile galip geldiler.
NATO görevini yapmalı ve Rus ayısını terbiye etmelidir diyenler NATO'nun üyesi bile olmayan ama flört eden bir ülke için ABD’nin alî çıkarı olmadan bağ çakısı bile çekmeyeceğini bilmeyenlerdir.
Peki NATO nedir?
2nci Dünya Savaşından sonra iki buçuk parçaya bölünen dünyadaki askeri kamplaşmanın bir tarafının adıdır.
O dönemin buçuk Çin’ini saymazsak, bir tarafta ABD önderliğinde hür(!) dünyanın askeri gücü NATO, öte tarafta SSCB önderliğinde sosyalist dünyanın askeri gücü VARŞOVA PAKTI kurularak birbirini ısırmayan ama kollayan soğuk savaş dönemi başlatıldı.
Ama iki güç savaşları silah üreticilerinin tavsiyesi ile ülkeler arasında kendileri bulaşmadan lokal olarak çıkarmaya ve kontrol etmeye devam ettiler.
SSCB’nin dağılmasıyla VARŞOVA PAKTI da ortadan kalktı ama ne ona kontra olarak kurulan NATO yaşamaya devam ediyor.
Rakip kalmayınca da devletlerin içişlerini düzenleyen ve yapılandıran DERİN NATO oyunu oynamaya başladılar.
UKRAYNA’nın doğal kaynaklarını, sanayi ve teknoloji altyapısını, tarımsal üretimde dünyadaki yerini okuduğunuzda Rusya’nın onu partner olarak görmekten neden vazgeçemeyeceğini anlarsınız.
Hele orada NEONAZİ yanlısı olduğu iddia edilen bir yönetim varsa ki; öyle iddia ediliyor.
Bir de NATO'ya girerse Rusya’yı ahtapot kolu gibi sarıp kontrol eden bir güce dönüşür.
Rusya buna kayıtsız kalmazdı ve de kalmadı.
Biden ve NATO adetleri olduğu üzere dilek temennilerle konuyu kapattılar.
Biz hem NATO ülkesiyiz hem de iki ülkeyle tarihi ve derin dostluğu falan boş verin, çok yoğun ve karşılıklı menfaate dayalı ticaret ilişkimiz var.
Bizim UKRAYNA ya da RUSYA üzerine bahis oynarsak kazanma şansımız yoktur.
NATO zorlarsa ne yaparız derseniz, merak etmeyin zorlamaz.
NATO’dan çıkalım diyenler var ya!
İşte onlar bir şey bilmiyorlar.
Sen çıkarsan kal demezler ama ertesi gün Kıbrıs’ı NATO üyesi yapar ve KKTC'de mantar tabancası patlatsak, NATO ülkesini ürküttünüz diye KKTC’ye çıkarma yaparlar.
Yapmazlar demeyin yaparlar.
İlk silah patladığı andan itibaren süreci birçok açıdan izlemeye çalışarak gözümü kırpmadan takip ettim.
Perinçek’in 50 senedir hala neden binde yarımlarda kaldığını daha iyi anlarken, Yakışıklı’nın tespitlerinin doğruya yakın olmasına şaşırdım.
Tarihte ve günümüzde o kadar “NATO MERMER NATO KAFA” varken, Montrö Boğazlar sözleşmesini yaparak bugünleri gören ve “Savaş zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir” diyen Mustafa Kemal Atatürk gibi bir liderimiz ve rehberimiz olduğuna bir kez daha şükür ettim.