Pandemi sırasında ortaya çıkan psikolojik tepkiler aşırı korkudan, kayıtsızlığa, kaderciliğe kadar giden bir çeşitlilik gösterebilmektedir. Bazı insanlar tehdide uyum sağlar ve daha az endişe yaşarlar. Bazı durumlarda psikolojik etkiler
şiddetli ve uzun süreli olabilir.
* Sosyal medya üzerinden on bin kişi üzerinde yapılan bir çalışmada, katılımcıların yüzde 69'unun pandemi konusunda çok veya aşırı derecede endişeli olduğunu, yüzde 48 sinin ise hastalıktan kaçınmak için çoğu zaman kendi kendini yalıttığı
ortaya konmuştur.

* Gelir düzeyi azaldıkça daha fazla toplu ulaşım araçlarını kullanma, kapalı alanlarda daha fazla kişiyle birlikte çalışmak zorunda kalma ve beslenme yetersizliğine bağlı olarak hastalığa yakalanma riski artmaktadır. Düşük gelir grupları pahalılık, işsizlik, geçim zorluğu, iş kaybı vb nedenlerden dolayı daha yüksek oranda ruhsal sorunlar yaşamaktadırlar.
* Sosyal izolasyonun (evdekal) artması, hareketsizlik, sigara, alkol kullanımı, sağlıksız beslenme, içe dönüklük, zayıf sosyal beceriler ve olumsuz yaşam koşullarının neden olduğu stres ve çökkünlük(depresyon) nedeniyle özellikle de yaşlı insanlarda artan kalp damar hastalıkları, demans ve erken ölüm riskine yol açmaktadır.


Fiziksel mesafeye evet, sosyal mesafeye (izolasyon) hayır!
Fiziksel mesafeyi korurken "sosyal mesafe" değil sosyal bağlantılılık artırılmalıdır! Bu süreçte sosyal çevremizle bağlantı içinde kalmalıyız. Sosyal ağlarımızı sürdürmek, yakınlarımız, arkadaşlarımız ve dostlarımızla iletişim içinde olmak önemlidir; çünkü Sosyal varlık olan insanın kendisini sosyal yönden tecrit etmesi ruhsal sorun nedenidir.
* Salgın sürecinde aile içi ilişki sorunları, psikolojik baskı ve şiddette artma gözlenmektedir. Öfkeli ve saldırgan tutumların hedefinde çoğunlukla kadınlar ve çocuklar vardır. Bu dönemde ev işleri ve çocuk bakımı gibi işleri kadınların üstlenmesinin, ev içi emek eşitsizliğini artırdığı gözleniyor.
* İnsanlar doğduğu andan itibaren sürekli dokunma, temas etme ve birbirine sarılma ihtiyacı içerisindedirler. Özellikle bizim gibi algıları duygu temelli toplumlarda sarılma, dokunma olmazsa olmazdır. Pandemi sürecinde fiziksel temasın azalması ruhsal yönden iyi oluşa engeldir.
* İzolasyon süreci ile bazı iş alanlarının ve eğitim hayatının evde yapılması evin daha farklı kullanılması artan ile sıkışıklığın çatışmayı getirmesi kaçınılmaz.
Bir odadan gelen öğretmen sesi, diğer odadan iş toplantıları, konferanslar ve diğer oda da evde sessizlik isteyen hasta veya bebekler... Ev işlerine yoğunlaşan kişiyi ve diğer aile bireylerini nasıl etkileyecektir?

Son olarak kişinin değişen şartlara uyum sağlamakta zorlanması, artan stresi onun günlük hayatında, meslek, iş, aile, okul hayatında sorunlara neden oluyorsa bu anlamda profesyonel yardım almayı düşünmelidir.


Rahatlama teknikleri
İnsan, bedensel ruhsal ve sosyal bir varlıktır. Bedensel ruhsal ve sosyal yönden iyi olmak, sağlıklı olmaktır.

Beden-Ruh-Duygu-Zihin sitemin parçalarıdır. Birinde olan olumlu ya da olumsuzluk sistemi etkileyecektir. İstendik ruh halini elde etmek için geçmişin pişmanlığını ortaya koyan "keşke" ile başlayan cümlelerimiz ve geleceğin kaygılarını ortaya koyan "eğer" ile başlayan
cümlelerimizden kurtularak ana odaklanmak, elimizden gelmeyenlere, geçmişe ve soruna değil, elimizden gelenlere, geleceğe ve çözüme odaklanmak önemlidir.
* Egzersiz yapmak: Yapılan deneyler her gün düzenli egzersizler yapmanın zihinsel verimi arttırdığı gibi ruhsal ve bedensel iyi oluşa faydalı olduğu tespit edilmiştir.
* Mektup yazmak: İnsanların en büyük ihtiyacı anlatmaktır. İçeride tutulanlar paylaşılmayanların ruhsal sorunlara yol açmasına karşı anlatamadığınız konuları bir kağıda dökebilirsiniz.
* Yeniden çerçeveleme(reframe): Özellikle değiştiremediğimiz konulara nasıl baktığımız nasıl değerlendireceğimiz ne hissedeceğimizi belirler. Olaylara nasıl bakarsam daha iyi hissederim sorusu bizi yönlendirecektir. Olayları yeniden değerlendirme yeniden farklı bir çerçevenin içine almaktır.
* Düşünce hataları: Genelleme, etiketleme, olumluları görmez gelip olumsuzları büyültme, "ya hep ya hiç" demek, kişiselleştirme ruhumuzu bozacağı kesindir. Kendimizi depresif hissettiğinizde o anda aklınızdan geçen düşünce hatalarını belirleyerek değiştirmeye çalışın. Yeniden çerçeveleyin
* Çocukluğumuzun geçtiği mekanları ziyaret edin. Çocukluk dönemi anıları rahatlatıcıdır.
* Şükürlerinizi yazın. İçinde bulunduğunuz koşullar ne olursa olsun, şükredeceğiniz şeyleri düşünün
* Çözüme odaklanın. Kendimize soracağımız doğru sorular çözüme yönelik cevaplara ulaşmamızı sağlar. Geçmişe ve soruna yönelik sadece ders alacak kadar ilgili olurken, odağımızı geleceğe ve çözüme yöneltmeliyiz. Bu anlamda neden ve niçin soruları bizi haklı çıkartacak geçmişe ve soruna yönelmemizi sağlarken daha da çok strese girmemize neden olabilecektir. Bu anlamda ne, nerede, ne kadar, ne zaman kim ve kimlerle gibi sorular bizi geleceğe ve çözüme yöneltecektir
* Mizah duygusu: En zor anlarımızda dahi mizahi olabilmek gülümsemek hormonlarımızı etkiler bizi güçlü kılar. Her şeye rağmen gülümsemek bizi rahatlatır. Hiçbir asık suratlı ruhsal yönden iyi değildir.
* Diyafram nefesi: Diyafram nefesi sayesinde alınan daha fazla oksijen, rahatlatan hormon salgılanmasına neden olacaktır. Temiz hava her zaman rahatlatıcı etkiye sahiptir.
*Beş olumsuzdan uzak durum: Kindarlık, öfke, nefret, düşmanlık ve kıskançlık beş olumsuz duygudur. Bu duygular insanları da toplumları da zehirlemekte. Çaresi mizahi olabilmek, kendimizi ifade edebilmek affetmek unutmak ve barıştan kardeşlikten yana olmaktır.