ÇGD ile ilgili son genel kurul sonrasında bir şeyler yazmak istemiştim ancak konuyu kişiselleştirebileceğim endişesi ile yazmaktan vazgeçmiştim.

Ben ÇGD 'ye davet edilip geldiğimde dönemin ÇGD Başkanı bana gazetelerin patronu olur ama gazetecinin patronu olmaz ilkesini öğretmişti.

On yılı aşkın üyeliğimde düzenli aidat ödemek, Çağdaş Gazeteye yazı yazmak, 1 Mayıs'ta pankart taşımak, benim için en büyük gazeteci olan Uğur Mumcu'yu anma yürüyüşleri ve benzeri bütün etkinliklere katılmayı onur ve görev bildim.

ÇGD'den bana gelen bütün bilgi ve mailleri itina ile saklarım.

Son genel kurulun yapıldığını "medyadan" öğrendim ve Divan Başkanı Tayfun Çavuşoğlu'nu arayıp üyelere neden bilgi verilmediğini sorduğumda bana spam dahil bütün olasılıkları saydı. Mail kutumda Çağdaş Gazete için PANDEMİ dönemi ve öncesinde benden istenen yazılar ve gönderilerim dahil hepsi vardı ama Genel Kurul daveti yoktu.

Aslında nedenini bildiğim şeyi sormuştum.

ÇGD'nin başındaki kişi patronu siyasi biri olan PR elemanı idi ve kurumsal ilişkilerini patronunun ilişkileri ile örtüştürüyordu.

Bu ÇGD Başkanına göre patronu Hayri beye pozitif bakarsan iyisin, ama eleştirirsen zinhar yapamazsın.

Hayri beye yakında antidemokratik kafası, çalışma arkadaşları geçmişi, hizmet kabızlığı, Güzelyalı'da kahve önüne sandalye atıp koca gün pineklerken sağa sola laf atıp gıybet yapması konusunda dalacağım ama hem daha erken hem de şimdi konumuz bu değil.

PR çok değerli bir meslektir ve günümüzde gerçek PR uzmanları parmakla sayılacak kadar az olduğundan yaşı 100 e yaklaşan Betül Mardin hem duayen ve hala çalışan bir insan olarak baş tacıdır.

Mesleğinde makas değiştirdiysen yeni alanında iktidara oyna ve mesela çok değer verdiğim BHİD başkanlığına aday ol.

ÇGD 'nin DNA sında muhalefet vardır ama usul, edep ve adaptan ayrılmadan yapacaksın.

Yıllar önce Akademik Odalar salonunda ÇGD ödül törenine sponsor olduğu için plaket vermek için Mustafa Dündar'ı davet edip, aynı sahnede partisine saydırmak edep ve adap değildir.

Mustafa Dündar'da doğruyu yaparak söz istedi ve gereken cevabı verdikten sonra toplantıyı terk etti.

Ben de bunu eleştiren bir yazı yazmıştım.

Çünkü edep ve adapta usul, esastan önce gelir.

STK Başkanları zeki ve algısı yüksek kişiler olmalıdır ve seçilen bir STK Başkanının diğer seçilenlerle farklı düşünceye sahip olsa bile mesafesi kadar saygısı da olmalıdır.

Bence ÇGD başkanı patronuna PR desteği vermek yerine onun yolundan giderek BŞB başkanını yok saymaktadır.

Çünkü en büyük başkan(!) onun patronudur.

Çorbasını ondan kaynatırken, gazetecilik yapmamaktadır.

ÇGD Lokal binasının yıllardır tartışılan bir durumu var.

Size bir bahçeli, toplantı salonlu lokal tahsis ediyorlar ama siz daracık odayı kendinize ayırıp bir sekretere bile istihdam sağlamadan, binanın bütününü bir işletmeye restoran bar olarak kiraya veriyorsunuz.

Nohut oda, bakla sofalı bir binanın sofasını kiraya vermişsin ve nohut odada kime hizmet üreteceksin?

Doğru mu?

Bence değil ancak "ama" ile başlayan onlarca cümle kurulabileceğinden olur diyelim.

ÇGD'ye BŞB tarafından 3.11.2020 de E- 28722469-321-160770 gönderilen bir yazıda; "İşletmeciliğe devam etmeye talebiniz olması durumunda belediyemize yazılı müracaatta bulunmanız hususunda bilgileriniz" yazıyor.

ÇGD de yeniden kiralama müracaatında bulunuyor.

Ancak gençliğimizin efsane parkı olan Kültürpark, fuar döneminden kalan binaların maksat dışı kullanımları, dahası prestij mekanlar yerine izbe yerlerin açılması nedeniyle son yıllarda yalnızlığa hatta biraz da sokağa terk edilmiş bir cennet gibiydi.

Masal anlatmıyorum.

Kültürpark'a yetişikin 10 krş., öğrenci 5 krş. bilet parası ödeyerek girmek için şimdiki İPHONE kuyrukları gibi on metrelerce kuyruk oluştuğu dönemleri anlatıyorum.

BŞB, 66 yıldır Bursalılara hizmet veren 'Yeşil Bursa' imajının önemli simgelerinden Reşat Oyal Kültür Parkı'nı günümüz şartlarına göre modernize etmek için düğmeye bastığını, bu konuda da ortak aklı devreye alarak konunun tüm taraflarının katılımıyla Kültür Park'ta yapılması planlanan çalışmalarla ilgili master plan hazırlığına başladığını açıklıyor.

Bu planda başta açık hava tiyatrosunun yıkılarak, konserlere uygun akustik, sahne ve rahat oturma grupları ile büyütülmesi olmak üzere birçok yenileme çalışmaları var.

Yıkılacak binalar arasında aslında eski fuar binasından bozma ÇGD binası da yer alıyor.

İstanbul Taksim'de ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ yıkılmasın diye bağıranların çoğu hayatlarında oraya gitmemişlerdir.

Oysa AKM tarihi bina falan değil, ilk 12 Nisan 1969 'da açılmış, ardından geçirdiği büyük yangın sonucunda 1978 yılında tadilat görerek yeniden açılmış günümüzde çoğu fonksiyonları eski ve eksik olan yaşlı bir yapı idi.

Bugünkü yıkılarak yeniden yapılan AKM binasını gidip konfor ve donanımı görürseniz, bazen yıkımın doğru olduğunu anlarsınız.

ÇGD'nin anılarını yine Kültürpark'da daha anlamlı ve konforlu bir dünyaya taşımak varken, yıktırmam demek tribünlere oynamaktır.

BŞB ev sahibidir, haklıdır ve istediğini yapar demiyorum.

Sen önce diyalog, idari, hukuki, bütün yolları deneyeceksin ve yeni yerleşimde yer talep edeceksin, olmazsa yola çıkıp nümayiş yapacaksın.

Bunu beceremeyen PR kafası ile tek şey düşünür.

Konuyu manüple ederek kendi kusurunu örtme çabasına girişir, ardından ÇGD şemsiyesi altında romantik şov yapar.

Böyle bir sürecin doğru işletildiği konusunda eski başkanlar, denetçiler ve üyelerden kaç kişinin haberi var?

STK ların vizyonları başkanların ufku kadardır.

Başkanın kadar konuşursun.

O nedenle başkanını seçerken dikkat edeceksin.

Başkan'da mesleğinde makas değiştirdi ise görevden affını isteyecek ve nöbeti devredecektir.

Bana madem öyle istifa et diyenler de oldu.

Niye edeceğim?

ÇGD'nin başına elbette bir gün kira ve aidat gelirine rağmen bir sekreter bile istihdam edemeyen başkan yerine gerçek "muhalif" bir genç kalem geçer biz de görev verildiğinde yaparız.

Nilüfer'de yasa gereği kiralık verilen dernek binaları var ama başkanların sağırlar diyaloğu olmadığı, hak, hukuk ve sorumluluk bilinci olduğu için ilişkilerde de sorun yaşanmamaktadır.

ÇGD Lokali üzerindeki tartışmaların ve olumsuzlukların baş sorumlusu, kurumunun hakkını hukuk ve usul üzerinden arayamayan ÇGD nin başkanıdır.

PR cı, anılar üzerinde yaygara koparırken asıl sorunu kira rantının uçup gitmesi olmasın diyorum.

Bir kez daha düşünelim.

"Persona non grata" kimdir?