2013 yılında Balat'ta oturmaya başladık.
5 katlı binalardan oluşan mütevazi bir görünümü vardı.
Sakinlik uzun sürmedi.
Yeni nesil inşaatçılar atladı ortama.
Belediye desteğini de alarak, 5 katı 8'e çıkardılar önce.
Alıştırma devresini geçirdikten sonra, 45 katlı alışveriş ve iş merkezi bombasını patlattılar.
Sanayi bölgesinden çıkan tırlar, servis minibüsleri ve özel araçlarla dekor tamamlandı ve Balat her bir tarafından kuşatıldı.
Bademli'nin girişinde yıllar öncesinden yalnızca Emek Yağ fabrikası vardı.
Bölge, yakın zamanda kurulan tesislerle ucube bir sanayi bölgesine dönüştü adeta!
Daha üst kesimlerde de Eğitim Kuruluşları yoğunlaştı.
Giriş ve çıkış; kamyonlar, tırlar, okul servisleri ve özel araçlarla işgale uğradı.
Mudanya da giderek ciddi bir yerleşim bölgesi haline geldi ve nüfus yoğunluğu oldukça arttı.
Bunun sonucunda özellikle sabah saatlerinde Bursa'ya yönelik; özel araç ve minibüs akışı başladı.
Nilüferköy'de ise şimdilik özel araçlar dışında trafiği olumsuz etkileyecek bir görünüm söz konusu değil.
Anlattığım bölgelerden, sabahın erken saatlerinden itibaren Mudanya Yolu'na doğru trafik hareketlenmeye başlıyor. Mudanya Yolu, Bademli Köprüsü, Geçit ve Balat'ın arka kesimlerinde yaklaşık 3 saatlik bir kaosa neden oluyor.
Geçit'te trafiğin daha akıcı olmasını sağlayacak düzenlemeler, Organize Sanayi Bölgesi'nden çıkacak Tır'ların Balat'a girmeden Çevre Yolu'na çıkmalarının formülünün bulunması, Özhan Market'in arkasından Mudanya Yolu'na bir bağlantının yapılması gibi önlemler benim aklıma gelenler.
Kamu kuruluşlarının görevi kaosun nedeni değil, çözümü olmaktır.
Her gün karşılaştığımız; zaman kaybetmemize yol açan ve sinir bozucu gelişmelerden yöneticilerin haberinin olmaması mümkün değil.
Lütfen önlemlerin alınması konusunda daha acil davranın.
Kentlerin gelişimi ile ilgili kararları; nüfus artışı, göç, ekonomik gelişmeler gibi kriterleri göz önünde bulundurarak alın.