Saçmalamak en doğal hakkımız elbette.
Arada bir yapınca "değişiklik", sürekli yapınca, "salaklık" olduğunu bilmek kaydıyla…
Aşık olursun, aşk adamı saçmalatır, akıllara ziyan işler yaptırır.
Önüme geleni sarılıp öpmüştüm bir defa, herkes hoşgörülü değil elbet.
Yediğim dayağı anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.
Mutluydum ve herif şiir gibi dövdü beni…
O duvar senin, bu kaldırım benim.
Sonra nedenini öğrenince çok üzüldü ama o dayak bana ders olmadı.
Öyle işte, mutluluk saçmalatır, acı, keder, korku, saçmalatır.
Makam ve mevki, daha çok saçmalatır...
Yükseldikçe, eksik kişilik daha bir azalır, zirveye yaklaştıkça oksijen artar, oksijen artınca, açlık başlar.
Bilgisiz ve kolay yoldan tırmandığın için azığında yoktur.
Yanındakileri tüketirsin, yerdeki her şeyi yemek istersin.
Miden beynini ele geçirmiştir ve işin kötüsü görme yetin artık sadece yiyeceğe odaklanmıştır.
Çoklukla "zirveye varamadan öldü" derler.
Kendini ovada bulunca anlarsın kaybettiklerinin önemi ve değerini…
Tırmanırken yük olmasın diye yanında taşımadığın bir dilim peksimetin sana yokluğuyla neler yaptırdığını…
Zirveye uzaklardan bakarken anlarsın ama iş işten geçmiş, zirve ağır ağır tırmananlara kalmıştır.
Ne mi anlatıyorum?
Siyasetin sansürlü halini elbette...
Zirvede olanların ve zirve yolundakilerin, açlığını, saçmalamalarını…
Yolu aşmaya çalışanların önüne tepeden inme gelen donanımsız, tatminsizlerin başarısızlıklarını ve bu başarısız halleriyle övünmelerini.
Aşırı saçmalamanın "salaklık" olduğunu…
Gücü elinde tutan ve bu gücü eline geçirmeye çalışanın birebir aynı olduğunu.
Anlatıyorum, görüyorum, işin kötüsü, maalesef "BİLİYORUM"
Korkuyorum bir yandan, gülüyorum öte yandan.
Siyasette "Ahlak" sorgulayanlara bakıyorum, gülüyorum.
Herkes kendince haklı…
Uyuşturucu satıcısının da bir ahlak anlayışı vardır mesela karışık mal satmıyordur.
Kadın satıcısı dürüsttür kendi sektöründe, çalıştırdığı kadının hakkını tam ödüyordur.
Kiralık katil işini bitirmeden para almayacak kadar namusludur.
Örnekleri kendiniz çoğaltın.
Mesela;
Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşımı…
Hepsini yapan bir eli kanlı mafya reisine güvenen siyasetçileri nereye koyalım?